Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Dolaylı Öğrenme”
- Uyuşmazlık: Sanığın, katılana isnat ettiği hukuka aykırı fiilin yetkili olmayan bir kişiye bildirilmesi nedeniyle iftira suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İftira suçunun oluşabilmesi için hukuka aykırı fiil isnadının 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesinde belirtilen yetkili makamlara yapılması gerektiği, somut olayda ise sanığın isnatta bulunduğu kişinin yetkili makam sayılamayacağı ve isnat edilen fiilin yetkili makamlarca dolaylı yoldan öğrenilmesinin de iftira suçunu oluşturmayacağı gözetilerek, sanığın beraatine karar veren Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın 112 Acil Çağrı Merkezi'ne yaralamalı trafik kazası ihbarında bulunmasının suç uydurma suçunu oluşturup oluşturmadığı ve sonradan yürürlüğe giren kabahat düzenlemesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 112 Acil Çağrı Merkezi'nin, ihbarın konusu olan suçun, çağrı merkezinin göreviyle bağlantılı olmaması nedeniyle CMK m. 158/4 kapsamında yetkili makam sayılamayacağı, ihbarın yetkili makamlara doğrudan yapılmadığı ve sonradan getirilen kabahat düzenlemesinin de kanunilik ilkesi gereği geriye yürümeyeceği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Türkiye Atletizm Federasyonu'nun verdiği disiplin cezasının, TCK'nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşması için gerekli olan "idari yaptırım" niteliğinde olup olmadığı ve sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Spor federasyonlarının kamu tüzel kişisi olduğu ve sporun kamu hizmeti niteliğinde olduğu, federasyonların ceza talimatlarının idari işlem niteliğinde olduğu ve bu talimata aykırılığın idari yaptırım gerektirdiği, sanığın isnatlarının maddi temele dayanmadığı ve idari yaptırım uygulanması amacıyla yapıldığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş, yerel mahkemenin eksik araştırma yapmadığı ve sanığın iftira suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmü bozma yönündeki direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin merci kararının Özel Dairece kanun yararına bozulmasına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz etmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Şüpheli hakkında görevi ve sıfatı nedeniyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda öngörülen özel soruşturma usulüne uyulmadığı, bu hususun Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istem yazısında ileri sürülmediği ve sonuca etkili bu hukuka aykırılığın kanun yararına bozmaya konu edilmesinin olanaklı olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve saptanan hukuka aykırılığın kanun yararına bozma başvurusuna konu edilmesini sağlamak üzere dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın katılana karşı açtığı özel belgede sahtecilik suçlamasıyla ilgili şikayetinin iftira suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu ibranamedeki imzanın sanığa ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ve Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı raporları arasında çelişki bulunduğu, ayrıca kovuşturma aşamasında dinlenilen tanığın tarafsız olmadığı gözetilerek, eksik araştırma nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddine dair merci kararının, eksik soruşturma nedeniyle bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Üniversite öğretim görevlileri hakkında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda öngörülen özel soruşturma usulüne uyulmaması hususunun Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istem yazısında ileri sürülmemiş olması ve sonuca etkili bu hukuka aykırılığın kanun yararına bozmaya konu edilmesinin olanaklı olması gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının bu husus yönünden değişik gerekçe ile kabulüne, diğer şüpheliler bakımından ise şikayetçilerden alınan kayıt paralarının akıbetinin ve sahte protokol düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılmaması nedeniyle eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı iftira suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve kolluk ifadesi sırasında yapılan yalan beyanın resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hukuka aykırı fiil isnadını yetkili makamlara doğrudan yapmadığı, annesine bildirmesi ve ağabeyinin dolaylı olarak öğrenmesi sonucu başlatılan soruşturmada şikayetçi olmadığını belirttiği ifadesinin de soruşturma başlatılmasını sağlama amacına yönelik olmadığı değerlendirilerek iftira suçunun unsurlarının oluşmadığına, ayrıca kolluk ifadesinin içeriğinin tek başına ispat aracı olarak kullanılabilecek resmi belge niteliğinde olmadığı gözetilerek resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun da oluşmadığına karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulmasının ardından, sirayet nedeniyle kurulan ikinci hükmü temyiz etmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanıkların temyiz edenlerden daha ağır ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek olduğu ve bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın diğer sanığın temyiz etmesi üzerine hükmün bozulması ve sirayet etmesi sonucu hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkı olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul hissedarlarının pay satışında önalım hakkını kullanmak için açtıkları davada, hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı ve fiili taksim nedeniyle önalım hakkının kullanılıp kullanılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire bozma ilamına rağmen mahkemenin hak düşürücü süre ve fiili taksim hususlarında direnmesi ve davacıların satıştan haberdar olma tarihlerine göre davanın süresinde açıldığının belirlenmesi gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, iki ayrı kişiye ait kişisel verileri BİMER'e göndererek işlediği fiillerin, ayrı ayrı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını mı yoksa zincirleme suç hükümleri uyarınca tek bir suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın farklı kişilere ait kişisel verileri farklı zamanlarda ele geçirdiğinin kabulü gerektiği, TCK'nın 43/2. maddesindeki zincirleme suç hükmünün uygulanabilmesi için fiilin hukuki anlamda tek olması gerektiği ve somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevi kötüye kullanma suçundan sanıkların beraatine ilişkin verilen hükümlerin, suçtan doğrudan zarar görmeyen bir şirket tarafından temyiz edilip edilemeyeceği ve kazada ölenlerin yakınlarının davaya katılma hakkı bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Görevi kötüye kullanma suçunun, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız menfaat sağlayan kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluştuğu, suçtan doğrudan zarar görmeyen bir şirketin ve kazada ölenlerin yakınlarının sanıklar hakkında açılan kamu davasına katılma ve hükümleri temyiz etme hak ve yetkisinin bulunmadığı gözetilerek, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve şirketin temyiz istemi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.