Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ekonomik ve Şahsi Hâller”
- Uyuşmazlık: Kasten yaralama suçundan sanığa verilen adli para cezasının günlüğü 40 TL olarak belirlenmesinin sanığın ekonomik ve şahsi hâlleri ile uyumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ekonomik durumunun, beyanından ve yapılan araştırmadan daha iyi olduğuna dair bir tespit bulunmaması, 20 taksitle ödenmesi halinde dahi aylık 300 TL'lik taksitlerin sanığın ekonomik durumuna göre fazla olması ve temel cezanın alt sınırdan belirlenmiş olmasına rağmen adli para cezası günlüğünün alt sınırdan uzak bir şekilde 40 TL olarak belirlenmesi, sanığın ekonomik ve şahsi hâllerine aykırı görülerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı kuralının temel cezada mı yoksa sonuç cezada mı uygulanacağı ve gün para cezası belirlenmeden doğrudan adli para cezasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 158/1-f maddesinde düzenlenen suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı kuralının temel ceza için öngörüldüğü, hapis ve adli para cezaları arasında bu konuda bir ayrım yapılmadığı, gün para cezası belirlenmeden doğrudan adli para cezası verilmesinin ise TCK'nın 52. ve 61. maddelerine aykırı olduğu ve infazda tereddütlere yol açacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mükerrer yargılamaya tabi tutulup tutulmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve ekonomik durumunun cezada dikkate alınıp alınmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında daha önce kesinleşmiş bir hüküm bulunan mühür bozma suçuna ilişkin dosyanın, diğer mühür bozma suçları ile birlikte değerlendirilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin araştırmanın yapılmaması ve sanığın ekonomik ve şahsi hallerine ilişkin yeterli araştırma yapılmadan adli para cezasının belirlenmesi, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması nedenleriyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir mahkeme hükmünde, adli para cezasının taksitlendirilmesinde TCK'nın 52/4. maddesinde öngörülen asgari taksit sayısına aykırı hareket edilmesinin kanun yararına bozma yoluyla düzeltilip düzeltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümde öngörülen adli para cezasının taksitlendirilmesinde kanunda öngörülen asgari taksit sayısına aykırı hareket edilmesi, hükmün bünyesine dahil bir hukuka aykırılığı oluşturduğundan ve bu aykırılığın infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzeltilmesi mümkün olmadığından, anılan aykırılığın kanun yararına bozma yoluyla düzeltilebileceği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün TCK'nın 52/4. maddesine aykırı taksitlendirme bölümü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında kanunda öngörülen asgari taksit sayısına uyulmamasının kanun yararına bozma yoluyla düzeltilip düzeltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümde, TCK'nın 52/4. maddesindeki adli para cezasının taksitlendirilmesinde öngörülen asgari dört taksit kuralına aykırı olarak iki taksit öngörülmesinin hükmün bünyesine dahil bir hukuka aykırılığı oluşturduğu, bu aykırılığın 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi uyarınca infaz aşamasında düzeltilemeyeceği ve kesinleşen hükümdeki bu aykırılığın kanun yararına bozma yoluyla giderilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir mahkeme hükmünde, adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında TCK'nın 52/4. maddesindeki asgari taksit sayısına ilişkin hükme aykırılık bulunmasının, kanun yararına bozma yoluyla düzeltilip düzeltilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün bünyesine dahil olan ve hükmün kesinleşmesi sebebiyle olağan kanun yolları ile düzeltilmesi mümkün olmayan, adli para cezasının taksitlendirilmesindeki hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma yolu ile düzeltilebileceği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne ve hükmün TCK'nın 52/4. maddesine uygun hale getirilerek düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın taşıdığı strafor balyasının düşerek bir kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın eyleminin basit taksir mi yoksa bilinçli taksir mi olduğu ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtar edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, yük taşıma kurallarına aykırı davranarak strafor balyasının düşebileceğini öngörmesine rağmen gerekli tedbirleri almaması nedeniyle bilinçli taksirle hareket ettiği ve 6545 sayılı Kanun değişikliğiyle getirilen kamuya yararlı işte çalıştırma hükmünün, TCK'nın 52/4. maddesindeki adli para cezasının hapse çevrilmesi hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının iki taksitte ödenmesine karar verilmesinin TCK'nın 52/4. maddesindeki dört taksitten az olamayacağı hükmüne aykırılığı nedeniyle kanun yararına bozma yoluna konu edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 52/4. maddesine aykırı olarak iki taksitte ödenmesine karar verilen adli para cezasına ilişkin uygulamadaki bu yanılgının kanun yararına bozma yoluyla incelenmesinin hukuka aykırılıkların giderilmesi ve uygulama birliğine ulaşılması amaçlarına katkı sağlamayacağı ve kimseye bir yarar getirmeyeceği değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında tefecilik, silahla tehdit, kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından verilen cezaların miktarı, suçun nitelikli hallerinin uygulanması ve mağdurun savunmasız olup olmadığının tespiti konularında yerel mahkeme kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların tefecilik suçunu birden fazla kişiye karşı işledikleri ve eylemlerin zincirleme suç teşkil ettiği, fahiş faiz oranları uyguladıkları, tehdit ve şiddet içeren yöntemler kullandıkları, mağdurların ciddi ekonomik ve sosyal zararlara uğradıkları, ayrıca silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını da işledikleri gözetilerek cezaların miktarının hakkaniyete uygun olduğu ve şikayetçinin kasten yaralama suçunda kendisini savunamayacak durumda olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının gerekli olmadığı, ancak sanık ...’ın kasten yaralama eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, sanık ... hakkında şikayetçi ...'a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuş, diğer mahkumiyet hükümleri ise onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararın gerekçesinin yasal olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına engel teşkil eden sabıkanın denetim süresi içinde olup olmadığı, TCK’nun 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilip edilmeyeceği ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilip gösterilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı almasına rağmen denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yasal ve yeterli olduğu, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin TCK'nın 52/4. maddesindeki ihtar yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hükümde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında yapılan hesap hatasının düzeltilip düzeltilemeyeceği ve hükmün ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin kısmının uygulanabilirliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hesap hatası sonucu eksik belirlenen adli para cezasının, hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi sebebiyle aleyhe değiştirme yasağı kapsamında olduğu ve düzeltilemeyeceği, ancak hüküm fıkrasında yer alan "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesi" ibaresinin, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca kamuya yararlı işte çalıştırma seçeneğini göz ardı ettiği ve infazda tereddüt yaratabileceği gerekçesiyle hükmün bu kısmının bozulmasına, ilgili ibarenin çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.