Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ekonomik ve Şahsi Haller”
- Uyuşmazlık: Taksirle öldürme suçundan verilen adli para cezasının taksitlendirilmemesine ilişkin yerel mahkeme kararının gerekçesinin yeterliliği ve yasaya uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ve müdafiinin yargılama aşamasında adli para cezasının taksitlendirilmesi talebinde bulunmamaları, esnaf olan ve sabıkası bulunmayan sanığın ekonomik ve sosyal durumunun taksitlendirmeyi gerektirecek bir durumunun olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin adli para cezasının taksitlendirilmemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 52/4. maddesinin, yani adli para cezasının taksitlendirilmesi hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle bozulan yerel mahkeme kararının onanıp onanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ekonomik ve şahsi halleri gözetilerek, TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca adli para cezasının taksitlendirilmesi hususunun değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca infaz aşamasında taksitlendirme imkanı bulunmasının sanığın durumunda yeterli olmayacağı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilen adli para cezasının hesabında, bir gün karşılığı olarak belirlenen miktarın takdirinde isabetsizlik bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ekonomik ve şahsi halleri ile suçun işleniş biçiminin değerlendirilerek takdir edilen adli para cezası miktarının, dosya kapsamına göre takdir yetkisinin sınırlarını aşmadığı ve taksitlendirilmesinin de sanığın ekonomik durumunu gözettiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının iki taksitte ödenmesine karar verilmesinin TCK'nın 52/4. maddesindeki dört taksitten az olamayacağı hükmüne aykırılığı nedeniyle kanun yararına bozma yoluna konu edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 52/4. maddesine aykırı olarak iki taksitte ödenmesine karar verilen adli para cezasına ilişkin uygulamadaki bu yanılgının kanun yararına bozma yoluyla incelenmesinin hukuka aykırılıkların giderilmesi ve uygulama birliğine ulaşılması amaçlarına katkı sağlamayacağı ve kimseye bir yarar getirmeyeceği değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanığa verilen hapis cezasının miktarı ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmesinde esas alınan miktarın uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında belirlenen temel hapis cezasının suçun işleniş biçimi ve meydana gelen zarar ile orantılı olmaması, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde kullanılan miktarın ise sanığın ekonomik durumu ile uyumlu olmaması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesinde TCK'nun 52/4. maddesindeki taksit miktarının dörtten az olamayacağı hükmüne aykırı olarak iki taksitte ödenmesine karar verilmesinin kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi uyarınca hükmün bünyesine dahil bir husustaki hukuka aykırılığın infaz aşamasında alınacak bir kararla düzeltilemeyeceği, bu sebeple hükmün bünyesine dahil olan ve sanık aleyhine sonuç doğuran adli para cezasının taksitlendirilmesindeki hukuka aykırılığın kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı kuralının temel cezada mı yoksa sonuç cezada mı uygulanacağı ve gün para cezası belirlenmeden doğrudan adli para cezasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 158/1-f maddesinde düzenlenen suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı kuralının temel ceza için öngörüldüğü, hapis ve adli para cezaları arasında bu konuda bir ayrım yapılmadığı, gün para cezası belirlenmeden doğrudan adli para cezası verilmesinin ise TCK'nın 52. ve 61. maddelerine aykırı olduğu ve infazda tereddütlere yol açacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın taşıdığı strafor balyasının düşerek bir kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın eyleminin basit taksir mi yoksa bilinçli taksir mi olduğu ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtar edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, yük taşıma kurallarına aykırı davranarak strafor balyasının düşebileceğini öngörmesine rağmen gerekli tedbirleri almaması nedeniyle bilinçli taksirle hareket ettiği ve 6545 sayılı Kanun değişikliğiyle getirilen kamuya yararlı işte çalıştırma hükmünün, TCK'nın 52/4. maddesindeki adli para cezasının hapse çevrilmesi hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararın gerekçesinin yasal olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına engel teşkil eden sabıkanın denetim süresi içinde olup olmadığı, TCK’nun 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilip edilmeyeceği ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilip gösterilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı almasına rağmen denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yasal ve yeterli olduğu, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin TCK'nın 52/4. maddesindeki ihtar yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hükümde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında yapılan hesap hatasının düzeltilip düzeltilemeyeceği ve hükmün ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin kısmının uygulanabilirliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hesap hatası sonucu eksik belirlenen adli para cezasının, hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi sebebiyle aleyhe değiştirme yasağı kapsamında olduğu ve düzeltilemeyeceği, ancak hüküm fıkrasında yer alan "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesi" ibaresinin, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca kamuya yararlı işte çalıştırma seçeneğini göz ardı ettiği ve infazda tereddüt yaratabileceği gerekçesiyle hükmün bu kısmının bozulmasına, ilgili ibarenin çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçenin yeterliliği ile hükmün açıklanmasından sonra 6545 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik nedeniyle adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin ihtarat hükmünün uygulanabilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluşmaması gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması ve cezanın ertelenmemesi yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin, adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin ihtarat hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediğinden bahisle hükmün bu kısmının da onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.