Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Faiz Hükümleri”
- Uyuşmazlık: TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davada, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönemde uygulanacak faiz oranının belirlenmesinde TBK m. 120/2’deki sınırlamanın uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: TBK’nın yürürlük tarihinden önce doğan ve dava konusu edilen alacağa, TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönemde, BK hükümlerine göre faiz işletilmesi gerektiği ve bu dönem için TBK m. 120/2’deki faiz sınırlamasının uygulanmasının 6101 sayılı Yürürlük Yasası’nın 1. maddesindeki ilkeye aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ticari bir kredi sözleşmesinden kaynaklanan borca uygulanacak temerrüt faiz oranının belirlenmesinde, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümlerinin nasıl uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Ticari işlerde faiz oranının TTK'nın 8. maddesi uyarınca serbestçe belirlenebileceği, ancak temerrüt faizi konusunda TTK'nın 9. maddesindeki yollama hükmü gereğince TBK ve ilgili mevzuat hükümlerine bakılması gerektiği, somut olayda sözleşmede temerrüt faiz oranının belirlenmemiş olması sebebiyle de TTK'nın 9. maddesi ve 3095 sayılı Kanun'un 2/3. maddesi uyarınca ticari kredilerde uygulanan akdi faizin %50 fazlasının temerrüt faizi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatif üyesinin, kooperatife olan borcunun ödendiğini iddia etmesi üzerine açılan menfi tespit davasında, yeni yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu'nun faiz sınırlamalarının, kanunun yürürlüğünden önceki döneme de uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce doğan borç ilişkilerine, yeni kanunun faiz sınırlamalarının geriye yürümeyeceği, yeni kanunun yürürlük tarihinden önce yapılmış ödemelerin geçerli olacağı, ancak yeni kanunun yürürlük tarihinden sonraki dönemler için faiz sınırlamalarının uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak miktar tespiti için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatif birliği aidat alacağı için açılan itirazın iptali davasında, yeni yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu'nun temerrüt faizine ilişkin hükümlerinin (TBK m. 120/2) derdest davada uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce doğmuş ve temerrüt hali gerçekleşmiş bir alacak için açılan itirazın iptali davasında, yeni kanunun temerrüt faizine ilişkin sınırlamasının geriye yürümeyeceği ve eşitlik ilkesine aykırı olacağı, yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra tahakkuk eden faizler için ise yeni kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Fazla mesai ücretinin hesaplanmasında bordroda gösterilen ve ödenen miktarın mahsup edilip edilmeyeceği ve kısmi davada ıslah dilekçesiyle davanın belirsiz alacak davasına dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği ile faiz başlangıç tarihi.
Gerekçe ve Sonuç: İşçinin imzasız bordrolarda gösterilen fazla mesai ücretlerinin ödendiğinin ispatlanması halinde, ödenen miktarın mahsup edilmesi gerektiği, diğer yandan ıslah dilekçesiyle davanın türünün değiştirilemeyeceği ve taleple bağlılık ilkesi gereği ıslahla artırılan miktar için ıslah tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiz oranını aşmamak kaydıyla yasal faize hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçilik alacakları davasında, davacının imzası bulunmayan bordrolarda gösterilen ve banka aracılığıyla ödenen fazla çalışma ücretlerinin hesaplanan miktardan mahsup edilip edilmeyeceği ve ıslah dilekçesiyle davanın türünün belirsiz alacak davası olarak değiştirilip değiştirilemeyeceği ile faiz türü ve başlangıç tarihinin belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının imzası bulunmayan bordrolarda yer alan ve banka aracılığıyla ödendiği ispatlanan fazla mesai ücretlerinin mahsup edilmesi gerektiği, ıslah dilekçesiyle davanın türünün değiştirilemeyeceği ve davacı vekilinin ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunduğu gözetilerek direnme kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İtiraz edilmeyerek kesinleşen ilamsız takipte, takip talebinde belirtilen aylık %10 faizin, dosya hesabında yıllık %120 oranı üzerinden mi yoksa değişen oranlarda avans faizi oranları üzerinden mi hesaplanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Takip talebinde faiz cinsi belirtilmediği ve talep edilen faiz oranı, takip tarihindeki yasal veya ticari faiz oranlarına denk gelmediği için alacaklının değişen oranlarda avans faizi istediği sonucuna varılamayacağı, bu nedenle itiraz edilmeyerek kesinleşen yıllık %120 oranı üzerinden dosya hesabının yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesinin, kredi kartı borcuna ilişkin menfi tespit davasında, faiz hesabında TBK'nın 88. ve 120. maddelerini uygulayıp uygulamamasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketiciye karşı açılan kredi kartı borcuna ilişkin davada, tüketicinin korunması amacıyla özel düzenlemelerin bulunduğu ve mahkemenin bu düzenlemeleri gözeterek faiz hesabı yapması gerektiği, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinin uygulanmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan kaynaklanan itirazın iptali davasında, takip tarihinden itibaren işleyecek faizin sözleşmede kararlaştırılan oranda mı yoksa 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun öngördüğü oranda mı uygulanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle sözleşmede kararlaştırılan faiz hükümlerinin uygulama kabiliyetini yitirdiği ve takip tarihinden kanunun faiz hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihe kadar akdi faizin, bu tarihten itibaren ise 5464 sayılı Kanun'un 26/3. maddesine göre Merkez Bankasınca belirlenen faiz oranlarının uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlamlı takipte, ilamın hüküm fıkrasında geçen "reeskont faizi" ibaresinin, 3095 sayılı Kanun'daki değişiklikler dikkate alınarak yasal faiz olarak yorumlanıp yorumlanamayacağı ve faizin hangi orandan hesaplanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: 3095 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerin, yasal faiz hesaplama yöntemini değiştirmesine rağmen, Merkez Bankası'nın reeskont oranı belirleme yetkisini ortadan kaldırmadığı, mahkemelerin ilamın hüküm fıkrasını yorum yoluyla değiştiremeyeceği ve ilamda hükmedilen "reeskont faizi"nin TCMB’nin reeskont işlemlerinde uyguladığı oran üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlamlı takipte, mahkeme ilamında hükmedilen "reeskont faizi"nin, 5335 sayılı Kanun ile değişik 3095 sayılı Kanun'daki yasal faiz oranı üzerinden mi yoksa TCMB’nin reeskont işlemlerinde uyguladığı orandan mı hesaplanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: İlamın hüküm fıkrasında faize ilişkin hükmün açıkça "reeskont faizi" olarak belirtilmiş olması ve icra dairesinin veya mahkemesinin ilamın hüküm fıkrasını yorumlayarak değiştirme yetkisinin bulunmaması, hükmün aynen icrası gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.