Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Fikri Haklar”
- Uyuşmazlık: Fikri haklara tecavüzden kaynaklanan tazminat davasının, davanın açılmasından sonra kurulan ihtisas mahkemesine görevsizlik kararı ile gönderilmesinden sonra davacının HUMK m. 193'teki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri'nin kuruluşunu düzenleyen yasal değişiklikte, daha önce açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devrine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davanın açıldığı tarihte görevli mahkemenin yargılamaya devam etmesi gerektiği, asliye ticaret mahkemesinin görevsizlik kararı vererek dosyayı Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne göndermesinin HUMK m.193 anlamında bir görevsizlik kararı oluşturduğu ve davacının bu maddedeki 10 günlük süre içinde tahrik dilekçesi verme veya masraf yatırma yükümlülüğünü yerine getirmediği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Türk Patent ve Marka Kurumu'nun marka tescil işlemleri sırasında aldığı kararlar nedeniyle zarar gördüğünü iddia eden davacının açtığı tazminat davasında, görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 156. maddesi ve mülga 556 sayılı KHK'nın 71. maddesi uyarınca, Türk Patent ve Marka Kurumu'nun marka tescili ile ilgili kararlarından zarar görenlerin açacağı tazminat davalarında görevli yargı yerinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri olduğu ve bu mahkemelerin adli yargı çatısı altında faaliyet gösterdiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan bir sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle açılan cezai şart ve tazminat davasında, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi mi yoksa Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi mi olduğuna ilişkin görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin konusunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda korunan haklara değil, bir sunuculuk ve oyunculuk hizmetine ilişkin olduğu ve davanın fikri mülkiyet hakkı veya hak sahipliğine dayanmadığı, bunun yerine eser sözleşmesinin haksız feshine dayandığı gözetilerek Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğuna ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanunla kurulan ve adı kanunla belirlenen bir vakıf üniversitesinin, ticari faaliyetlerinde kullandığı adının daha önce tescil edilmiş bir markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu tüzel kişiliğine sahip vakıf üniversitelerinin de fikri mülkiyet mevzuatına tabi olduğu, kanunla kurulmuş olmalarının ve adlarının kanunla belirlenmiş olmasının tescilli marka hakkına tecavüzü meşrulaştırmayacağı, davalı üniversitenin adını ticari faaliyetlerinde markasal olarak kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan bir yerde, dava açıldıktan sonra bu tür davalara bakmak üzere yeni bir asliye hukuk mahkemesi kurulması halinde, derdest davanın hangi mahkemede görülmeye devam edeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: HSYK’nın ihtisas mahkemeleri ile ilgili kararında, derdest davalara mevcut mahkemelerce devam edileceğine dair bir hüküm bulunmaması ve Anayasa’nın 37. maddesindeki kanuni hakim ilkesi gereğince, davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin, dava sonuçlanıncaya kadar yargılamaya devam etmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalının, ticaret unvanını ve sonradan tescil ettirdiği markasını kullanmasının davacının tescilli markasına ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, oluştursa dahi davalının sonradan tescil ettirdiği markasını savunma olarak ileri sürüp süremeyeceği ile tazminat miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının marka hakkına tecavüz iddiasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile düzenlenmesi ve bu kanunun haksız rekabet korumasını da içerecek şekilde özel ve daha üstün bir koruma sağlaması, ayrıca özel kanun hükmü yanında haksız rekabeti de uygulanmasını gerektirecek bir kanun hükmü bulunmaması nedeniyle, kümülatif korumanın mümkün olmadığı ve sadece özel kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından üretilen ve satılan ürünlerin, davacının tescilli endüstriyel tasarım haklarına tecavüz edip etmediği, haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve bu eylemlerden dolayı maddi ve manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, tescilli tasarım haklarının ihlali durumlarında haksız rekabet hükümlerinin de birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın artık uygulanma alanı kalmadığı ve tescilli tasarım haklarının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında özel olarak korunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının haksız rekabete ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markası altında e-ticaret sitelerinde ürün satışı yapması ve davacıya ait ürün görsellerini ve açıklamalarını kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli marka haklarının SMK kapsamında özel olarak korunduğu ve haksız rekabet hükümlerinin SMK ile birlikte uygulanarak kümülatif koruma sağlanamayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının haksız rekabetin tespitine dair kısmı kaldırılarak onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tescilli bir markanın izinsiz kullanımının hem marka hakkına tecavüz hem de haksız rekabet teşkil edip etmediği ve kümülatif korumanın uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli marka haklarının özel kanun olan 6769 sayılı SMK ile korunmasının yeterli görüldüğü, haksız rekabet hükümlerinin SMK hükümleri yanında eş zamanlı olarak uygulanmasının mümkün olmadığı ve kümülatif korumanın artık uygulama alanı kalmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının haksız rekabetin tespiti ve men'ine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından üretilen ayakkabıların, davacının tescilli tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli tasarım haklarının özel kanun olan 6769 sayılı SMK ile korunmasının yeterli olduğu, haksız rekabet hükümlerinin SMK ile birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının haksız rekabetin tespiti ve meni yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.