Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Güven Doktrini”
- Uyuşmazlık: Davalılar arasındaki organik bağ nedeniyle, davacı basketbolcunun ücret alacağından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı ... Futbol İşletmeciliği Tic. AŞ ile diğer davalılar arasında salt organik bağ bulunmasının, davacının ücret alacağından davalı şirketin sorumlu tutulması için yeterli olmadığı, işyeri devri, iş sözleşmesi devri, asıl işveren-alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam gibi bir hukuki ilişkinin varlığının ispatlanamadığı ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için de yeterli olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının da bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasçıların, miras bırakanın borcunun bir kısmını kendi malvarlıklarından ödemelerinin, terekeyi sahiplenme ve dolayısıyla mirası kabul anlamına gelip gelmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasçıların terekenin cüzi bir miktardaki borcunu kendi malvarlıklarından ödemelerinin, miras bırakanın ölümü anında terekenin borca batık olduğu gözetildiğinde, terekeyi kabullenme olarak değerlendirilemeyeceği, davacıların bu eylemlerinin aleyhlerine yorumlanmaması gerektiği ve bu konuda ayrıca bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mirasçılar tarafından terekeye dâhil bir taşınmazdaki miras hissesinin satışının, terekenin borca batık olduğu bilinmeden yapılması halinde, TMK m. 610/2 uyarınca mirası reddetme hakkını düşürüp düşürmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasçılar, terekenin borca batık olduğundan habersiz olarak ve terekeden elde ettikleri değer, tereke borcu yanında çok cüzi olduğundan, taşınmazın satılmasının mirasın benimsenmesi olarak değerlendirilemeyeceği ve mirasın reddi hakkının düşmeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın, hırsızlık suçlamasıyla yakalandığında başkasının kimlik bilgilerini kullanmasının TCK'nın 206. maddesindeki "resmi belgede yalan beyan" suçu mu, yoksa 268. maddesindeki "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma" suçu mu oluşturduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 268. maddesindeki suçun oluşabilmesi için failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat kararının kesinleşmesiyle sanığın bir suç işlediğinden bahsedilemeyeceği ve bu nedenle TCK'nın 268. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmadığı, ancak sanığın kolluk kuvvetlerine verdiği yalan beyana istinaden resmi belgeler düzenlendiği gözetilerek, eylemin TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgede yalan beyan suçunu oluşturduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan verilen hükümde zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı mağdura karşı aynı suç işleme kararı çerçevesinde farklı zamanlarda işlediği resmî ve özel belgede sahtecilik fiillerinin zincirleme suç oluşturduğu, ancak hükmün Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal etmesi nedeniyle yeniden değerlendirme yapılmasını gerektirmesi gözetilerek bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden CMUK 322 uyarınca TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın trafik kontrolü sırasında kolluk görevlilerine gerçek kimliği yerine başka bir isim söylemesinin TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın verdiği yalan beyan üzerine henüz resmi bir belge düzenlenmediği, aksine gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanakların bu bilgilere göre düzenlendiği, dolayısıyla resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmadığı, eylemin Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, ancak bu kabahat için öngörülen zamanaşımının dolduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, polis memurlarına kardeşine ait kimliği göstererek gerçek kimliğini saklaması eyleminin hangi suçu oluşturduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil, yakalama emrinin infazını engellemek amacıyla gerçekleştirildiği, kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmadığı ve sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu sırada resmi belge düzenlenmediği gözetilerek, eylemin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu veya resmi belgede sahtecilik suçunu değil, kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, ancak bu kabahat için de zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın başkasına ait sürücü belgesini kullanmasının TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu mu, TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, yoksa Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakkında arama kararı olduğu bilinciyle başkasına ait sürücü belgesini kullanmasının, kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma başlatılmasına neden olmadığı ve resmi belgede sahtecilik amacı taşımadığı, ayrıca eylem sırasında gerçeğe aykırı beyana dayanılarak düzenlenmiş bir resmi belge bulunmadığı gözetilerek, eylemin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturmayacağı, ancak kimliği bildirmeme kabahatini oluşturacağı, bununla birlikte kabahat için öngörülen zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, yakalanmamak için kardeşine ait kimliği kolluk kuvvetlerine göstermesi eyleminin, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunu mu yoksa kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın başkasına ait kimliği, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kullanmadığı, kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu isimle herhangi bir resmi belge düzenlenmediği ve eyleminin kabahat niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuş, ancak kabahat için de zamanaşımı süresi dolduğundan sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.