Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Gazetecilik Ödevi ve Sorumluluğu”
- Uyuşmazlık: Gazetede yayınlanan bir haberin, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Gazetecinin, yayınlanan bir kitaptan alıntı yaparak haber yapması durumunda dahi, gazetecilik etiği ve özeni gereği, özellikle kamuoyunca tanınan kişiler hakkındaki iddiaların doğruluğunu araştırma yükümlülüğü bulunduğu ve davalı gazetenin bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Oda başkanının hamamda çekilmiş fotoğrafının internette yayınlanması eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılanın oda başkanı olması ve hakkında yolsuzluk iddiaları bulunması nedeniyle fotoğrafın yayınlanmasının basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, haberin güncel ve kamuyu ilgilendirir nitelikte olması ve fotoğrafın haberle düşünsel bağlantısının bulunması sebebiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gazetede yayınlanan bir haberin başlığında kullanılan "Darbeci Baro" ifadesinin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Haber başlığında kullanılan "Darbeci Baro" ifadesinin, haber içeriğiyle gerekli bağlantısı olmaksızın ağır bir suç isnadı niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Siyasi bir partinin genel başkanı hakkında yapılan basın açıklaması ve dergi yayınının ifade özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Siyasi kişilerin eleştiriye açık olsalar dahi hakaret ve iftiraya varan ağır ithamların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalıların basın yoluyla isnatlarda bulunurken ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 18 yaşından küçük bir çocuğun taksirle yaralama suçunun mağduru olduğu olayda, çocuğun adının, soyadının ve fotoğrafının gazetede yayınlanmasının 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 21/c maddesinde düzenlenen "kimliğin açıklanmaması" suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 21/c maddesinin, 18 yaşından küçüklerin fail veya mağdur oldukları suçlarla ilgili haberlerde kimliklerinin açıklanmasını mutlak olarak yasakladığı, bu yasağın çocuğun yüksek yararı ve kişilik haklarının korunması amacıyla getirildiği, basın özgürlüğünün bu konuda Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan çocuk hakları karşısında sınırlandırılması gerektiği, haberde kamu yararı bulunmasının dahi suçu ortadan kaldırmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararını bozan Özel Daire kararının kaldırılmasına ve mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 18 yaşından küçük bir suç mağdurunun kimliğinin gazetede yer alan haberde açıklanmasının 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 21/c maddesinde düzenlenen "kimliğin açıklanmaması" suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 21/c maddesinin, 18 yaşından küçüklerin fail veya mağdur olarak yer aldığı suçlarla ilgili haberlerde kimliklerinin açıklanmasını mutlak olarak yasakladığı, bu yasağın kamu yararı veya basın özgürlüğü gibi gerekçelerle ihlal edilemeyeceği, ve somut olayda gazetede yayınlanan haberde mağdur çocuğun ad, soyad, fotoğraf ve okul bilgilerine yer verilerek kimliğinin açıklandığı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gazetede yayınlanan bir haberin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Haber içeriğinin güncel bir olayı konu alması, toplumsal ilgiye konu olması, haber kaynağının açıkça belirtilmesi ve gazetecilik tekniği gözetilerek özle biçim arasında dengenin korunması nedeniyle haberin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği ve manevi tazminat sorumluluğu doğurmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gazetede yayınlanan haberlerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve manevi tazminat gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Öz ile biçim dengesinin gözetilmediği, eleştiri sınırlarının aşıldığı, demokratik toplum düzeninin gerektirdiği çoğulculuk, hoşgörü ve açık düşünce ilkelerine aykırı bir üslup kullanıldığı, haber içeriğinin davacının kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğu ve manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Gazetede yayımlanan haber dizisinin davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Haberin, güncel bir olayla ilgili yürütülen idari ve cezai soruşturmalara dayandığı, kamu yararı ve toplumsal ilgi taşıdığı, haberde kullanılan fotoğrafların ve isimlerin değiştirilmiş olması nedeniyle davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yazılan ve gazetede yayımlanan haberin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve manevi tazminat gerektirip gerektirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu haberin, HSYK'nın kararname çalışmaları esnasında kamuoyunda baskı oluşturmak amacıyla, davacı ile ilgisi olmayan geçmiş olayları gündeme getirerek kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, basın özgürlüğü sınırlarını aştığı, güncellik ve kamu yararı taşımadığı gözetilerek davalının manevi tazminat ödemesine hükmedilmiştir. - Uyuşmazlık: Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasında, davacılardan birinin kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak yayınlanıp yayınlanmadığı ve manevi tazminat miktarının uygunluğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ...’in kişisel verilerinin rızası dışında yayınlanarak özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, ancak manevi tazminat miktarının tespiti için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı davacı ... yönünden onanmış, davacı ... yönünden ise manevi tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gazetede yayınlanan köşe yazılarının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Köşe yazılarının içeriği ve yayınlandığı tarih itibariyle konunun güncel ve kamuoyunun gündeminde olduğu, siyasi bir kişi olan davacı hakkındaki iddiaların görünür gerçeğe uygun olduğu, kamuoyunun bilgilendirilmesinin ön planda tutulduğu, hakaret içermediği ve siyasilerin katlanması gereken eleştiri sınırlarını aşmadığı gözetilerek basın özgürlüğü kapsamında kaldığı ve kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.