Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Geliri Vakfedilmiş Taşınmaz”
- Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden ve geliri vakfedilmiş bir taşınmaz üzerindeki zilyetlik iddiasının, tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği ve zilyetliğin kazanım koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın, geliri vakfedilmiş miri arazi niteliğinde olduğu, davacı ve önceki zilyetlerin taşınmazı Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce en az 10 yıl süreyle malik sıfatıyla kullandıkları, bu sebeple tapu kaydının 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi gereğince hukuki değerini yitirdiği ve davacı zilyedin lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının kayden maliki olduğu taşınmazın tapu kaydında yer alan vakıf şerhinin taviz bedeli ödenmeksizin terkini istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, Yargıtay’ın önceki bozma kararına uyularak, taşınmazın geliri itibariyle vakfedilmiş olduğundan ve Vakıflar Kanunu’nun 18. maddesi kapsamında tavize tabi olmadığından bahisle, vakıf şerhinin terkinine karar verilmesini onamıştır. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden gayri sahhih vakıf arazisi üzerindeki tapu kaydının hukuki geçerliliği, zilyetliğin kazanılmasını sağlayıp sağlamadığı ve arazinin orman sayılıp sayılmayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın geliri vakfedilmiş mirî arazi niteliğinde olduğu, davacı ve önceki zilyetlerin taşınmazı bir insan ömrünü aşan bir zamandan beri malik sıfatıyla kullandıkları, bu zilyetliğin Medeni Kanun'un yürürlük tarihinden önce en az 10 yıllık bir süreyi kapsadığı ve Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesindeki diğer koşulların da gerçekleştiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıların eski çiftlik tapu kayıtlarına dayanarak açtıkları kadastro tespitine itiraz davasında, davalıların zilyetliğinin 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi’nin 20. ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği ve davacılar lehine tapu kaydına kapsam tayini gerekip gerekmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların gelirleri vakfedilmiş miri arazi niteliğinde olduğu, davalı ve önceki zilyetlerin taşınmaz üzerinde Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce en az 10 yıllık bir süre zilyetliğinin bulunduğu ve bu zilyetliğin 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi’nin 20. maddesinde belirtilen koşulları sağladığı gözetilerek davacılar lehine tapu kaydına kapsam tayini yapılmasına gerek olmadığı ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların dayandığı kadim tapu kayıtlarının hukuki geçerliliği ve davalı zilyedin bu kayıtların hukuki değerini ortadan kaldıran zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın geliri vakfedilmiş miri arazi olduğunun, davalı zilyedin ve önceki zilyetlerin taşınmazı 1926 tarihinden önce en az 10 yıl boyunca malik sıfatıyla kullandıklarının tespit edilmesi ve 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi koşullarının oluşması gözetilerek, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının hukuki değerini kaybettiği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıların tapu kayıtlarına dayalı mülkiyet iddiası ile müdahil davacının zilyetliğe dayalı mülkiyet iddiası arasındaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın geliri vakfedilmiş mirî arazi olduğunun, müdahil davacının ve önceki zilyetlerin bu taşınmazı Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki 10 yıllık süreyi de kapsayacak şekilde malik sıfatıyla, kesintisiz ve aralıksız kullandığının tespit edilmesiyle, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi gereğince hukuki değerini kaybettiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mihrişah Valide Sultan Vakfı’na ait olduğu iddia edilen taşınmaz üzerinde davacı H.. Y..'ın zilyetlik iddiasına dayalı tescil talebine, tapu maliklerinin itirazı üzerine, taşınmazın mülkiyeti, tapu kaydının geçerliliği ve zilyetliğin niteliğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın geliri vakfedilmiş miri arazi niteliğinde olduğu, davacı H.. Y.. lehine Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesinde düzenlenen zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikali iddia edilen eski çiftlik tapu kayıtlarına dayanılarak açılan kadastro tespitine itiraz davasında, tapu kayıtlarının hukuki geçerliliği, davacının zilyetliğinin niteliği, taşınmazın orman vasfında olup olmadığı ve zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının geliri vakfedilmiş miri arazi niteliğinde olduğu, davacı ve önceki zilyetlerin taşınmazı bir insan ömrünü aşan süredir malik sıfatıyla kullandıkları, bu zilyetliğin Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce en az 10 yıllık süreyi kapsadığı, taşınmazın orman vasfında olmadığı ve zilyetlik yoluyla iktisap edilebilir nitelikte olduğu gözetilerek, davacı zilyet lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden bir taşınmazın kadastro tespitine itiraz davasında, davacıların tapu kaydının hukuki değerini koruyup korumadığı, zilyetliğin tapu kaydının hukuki değerini kaybettirip kaybettirmediği ve taşınmazın orman sayılıp sayılamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların tapu kaydının dayandığı parsellerin geliri vakfedilmiş miri arazi niteliğinde olduğu, davacı zilyedin ve önceki zilyetlerin taşınmazı Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce en az on yıl süreyle malik sıfatıyla kullandıklarının tespit edilmesi, davacıların tapu kaydının 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi gereğince hukuki değerini yitirdiği ve taşınmazın orman vasfında olmadığı gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıf arazisinin belediyeye devri konusunda belediye encümen kararı alınmasına rağmen tapu devrinin yapılmaması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın kime ait olduğu ve tapu kaydının iptal edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye encümen kararının tapu devri için yeterli olduğu, davalı belediyenin de taşınmazın davacı vakfa ait olduğunu kabul ettiği ve davacının mülkiyet hakkına dayalı talebinin haklı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki vakıf şerhinin terkini istemiyle açılan davada mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, vakıf türünün tespiti için gerekli incelemenin yapılmadığı, keşif ve bilirkişi incelemesinin eksik olduğu, taşınmazın mülk veya mirî arazi niteliğinin belirlenmesi için uzman bilirkişi görüşüne başvurulmadığı ve vakfiyenin kapsamındaki her taşınmazın hukuki durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kaydına sonradan işlenen vakıf şerhinin terkinine ilişkin davada, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve başka bir dosyada alınan bilirkişi raporunun bu davada kullanılıp kullanılamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf şerhinin tapuya nasıl işlendiği, taşınmazın coğrafi konumu, vakfın türü ve vakfiye kapsamındaki her bir taşınmazın hukuki durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle başka bir dosyada alınan bilirkişi raporunun tek başına yeterli olmadığı ve mahkemenin eksik incelemeyle hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.