Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Geriye Dönük Üyelik”
- Uyuşmazlık: 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu kapsamında yapılan sendika üye sayıları tespitine itiraz davasında, bazı üyeliklerin geçerli sayılıp sayılmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Geriye dönük üyeliklerin kabul edilemeyeceği, aynı tarihli birden fazla sendika üyeliğinin geçersiz olduğu ve çekilme bildiriminin otuz günlük sürenin sonunda geçerli olacağı hususları gözetilerek, ilk derece mahkemesinin sendika üye sayılarını yeniden belirleyen ve davanın kabulüne karar veren hükmü ile bu kararı onayan istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre emekli olan TBMM başkanına, 5510 sayılı Kanun'un 43. maddesindeki yaşlılık aylığı düzenlemesinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi uyarınca, kanunun yürürlük tarihinden önce emekli olanlar hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, 5510 sayılı Kanun'un 43. maddesinin geriye yürümeyeceği ve 6270 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemenin de geriye dönük hak talep etmeyi engellediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işveren, davalı sendikanın yetki tespiti için Bakanlığa yaptığı başvuruda belirtilen çalışan sayısının gerçeğe aykırı olduğunu ve sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli çoğunluğa sahip olmadığını ileri sürerek yetki tespitinin iptalini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın yetki tespiti başvurusu tarihindeki işçi sayısının Bakanlık kayıtlarına uygun olarak tespit edildiği, işten ayrılan işçilerin geriye dönük bildirimlerinin yetki tespitine etki etmeyeceği ve davalı sendikanın %40 çoğunluk şartını sağladığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, Belediye işçisi sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, geriye dönük ücret ve sosyal hak farklarını talep etmesi üzerine oluşan işçilik alacakları uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Belediye işçisi olarak kabul edilmesine rağmen, talep ettiği fark alacaklarının dayanağı olan toplu iş sözleşmesinin kapsamında olmadığı ve emsal işçi de bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususudur.
Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23. ve 24. maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçişte, hizmet alım sözleşmeleri kapsamındaki işçilerin ücretlerini asgari ücretle irtibatlandıran uygulamalara son verildiği, kadroya geçiş ücreti belirlendikten sonra Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiği, davacının bireysel iş sözleşmesinde her dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğinin açıkça kararlaştırılmadığı ve davalı işveren tarafından işbu toplu iş sözleşmesi uyarınca 01.11.2020 tarihinden itibaren hak edilen ücret farkı ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark alacakların geriye dönük ödemelerinin yapıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresi ve Bakanlığın yazısının borç ikrarı sayılıp sayılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların, intibak protokolü değil hatalı intibak uygulamasına bağlı ücret alacağı niteliğinde olduğu ve bu nedenle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, Bakanlığın 13.11.2014 tarihli yazısının ise işçilik alacaklarını ikrar niteliğinde olduğu ve bu tarihte zamanaşımını kestiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresi ve işverenin yazısının borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İşverenin yazısının, intibak protokolü gereği ödenmesi gereken farkları kabul etmesi ve bu alacakların belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle borç ikrarı niteliğinde olduğu, ancak borç miktarının açıkça belirtilmemiş olması sebebiyle senet niteliğinde olmadığı ve bu nedenle yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve davalı idarenin yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu alacakların, 21.02.2012 tarihli protokol ile değil, hatalı intibak uygulamasına bağlı ücret ve ücretin eki niteliğindeki fark işçilik alacakları olması sebebiyle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı idarenin 13.11.2014 tarihli yazısının ise kesin bir borç ikrarı niteliğinde olması nedeniyle zamanaşımını kestiği ve bu tarihten itibaren beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların 21.02.2012 tarihli protokolle yapılan ücret intibakına ilişkin fark işçilik alacakları olması ve işçilik alacaklarında beş yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği, Bakanlığın 13.11.2014 tarihli yazısının kesin bir borç ikrarı niteliğinde olduğu ve zamanaşımını kestiği, bu tarihten itibaren beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın da bu süre içerisinde açıldığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların, 21.02.2012 tarihli protokol ile değil hatalı intibak uygulamasıyla oluşan işçilik alacakları niteliğinde olduğu ve bu nedenle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının ise borç ikrarı niteliğinde olup zamanaşımını kestiği ve bu tarihten itibaren yeni beş yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın da bu süre içinde açıldığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve davalı idarenin yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarının İş Kanunu ve TBK uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı idarenin 13.11.2014 tarihli yazısının işçilik alacaklarını ikrar niteliğinde olduğu ve bu tarihte zamanaşımını kestiği, yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin de beş yıl olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresi ve Bakanlığın yazısının borç ikrarı sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu alacakların intibaka bağlı ücret farkından kaynaklanan işçilik alacakları olması ve Bakanlığın yazısının kesin bir borç ikrarı niteliği taşıması nedeniyle 13.11.2014 tarihinden itibaren 5 yıllık yeni bir zamanaşımı süresi başlamış olması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.