Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükümden Önce”
- Uyuşmazlık: Lehe yalan tanıklık yapan sanıklar hakkında, daha sonra gerçeği söylemeleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 274. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yalan tanıklık suçunda korunan hukuki değerin maddi gerçek olduğu, bu nedenle lehe tanıklığın da gerçeğe aykırılığının yalan tanıklık suçu oluşturacağı, sanıkların yalan tanıklıkları nedeniyle henüz bir hak kısıtlaması veya yoksunluğuna dair karar veya hüküm verilmeden önce gerçeği söylemeleri gözetilerek TCK'nın 274/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın hazır bulunmadığı duruşmada, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanık müdafiine verilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMK'nın 216/3. maddesi uyarınca hükümden önce son söz hakkının sadece hazır bulunan sanığa ait şahsi bir hak olduğu, sanık bulunmadığında müdafiine bu hakkın verilemeyeceği ve son sözün katılan vekiline verilmesinin CMK 216/1’deki sıralamaya aykırılık oluştursa da savunma hakkını kısıtlamadığı gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında basit bankacılık zimmeti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün eksik araştırmayla kurulup kurulmadığı ve banka zararının soruşturma öncesinde mi yoksa kovuşturma aşamasında hükümden önce mi ödendiği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın eksik araştırma iddiasının, dosyadaki bilirkişi raporları ve mahkemece yapılan değerlendirmeler ışığında yerinde olmadığı, banka zararının ise soruşturma başlamadan önce değil, kovuşturma aşamasında hükümden önce ödendiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın hazır bulunmadığı duruşmada, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanık müdafiine verilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMK 216/3 hükmü uyarınca son söz hakkının yalnızca sanığa ait kişisel bir hak olduğu, sanık hazır bulunmadığında müdafiine son söz verilemeyeceği, bu nedenle Özel Dairenin sanık müdafiine son söz verilmemesini gerekçe göstererek hükmü bozmasının isabetsiz olduğu ve hükmün esasının incelenmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan sanık hakkında TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun zararının, bozma sonrası yapılan yargılamada hüküm verilmeden önce karşılandığı ve sanığın zararın giderilmesine karşı duruş sergilemediği gözetilerek, TCK'nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hükümden önce öldüğünün tespit edilmesi üzerine, ceza davasının düşmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı nitelikli zimmet suçunun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece toplanan deliller, tanık beyanları, bilirkişi raporları ve Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda sanığın zimmet suçunu işlediğine dair yeterli delil elde edildiği, yargılama sürecinde gerekli araştırmaların yapıldığı ve usul hükümlerine aykırılık bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı fiilden dolayı daha önce verilmiş kesinleşmiş bir hüküm varken, sonradan açılan davanın mükerrer olup olmadığı ve reddine karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İnfaz kurumunda yasak eşya bulundurmanın kesintisiz suç niteliğinde olduğu ve sanık hakkında aynı fiilden dolayı daha önce verilmiş kesinleşmiş bir hüküm bulunduğu gözetilerek, sonradan açılan davanın mükerrer olduğuna ve reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıkların hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükümlerin, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmeksizin verilip verilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 5560 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramasından sonra, kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulunduran ve kullanan kişi hakkında hapis cezası, tedavi ve denetimli serbestlik veya her ikisinin birlikte uygulanması hususunda hakimin takdir yetkisine sahip olduğu gözetilerek, mahkemenin sanıkların daha önce aynı suçtan mahkum olup tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymadıkları gerekçesiyle hapis cezasına hükmetmesinin yerinde olduğuna karar verilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin TCK'nın 142/1-b maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçuna mı yoksa 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna mı teşebbüs oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa verilmemesi, savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiğinden ve CMK 216/3'e aykırı olduğundan yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.