Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükümlü Sanık”
- Uyuşmazlık: Sanığın, hükümlünün kaçmasına imkan sağlama suçunu kasten mi yoksa taksirle mi işlediği ve taksirle işlediği kabul edilirse bilinçli taksir hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hükümlüyü babasının evine bırakarak gözetim yükümlülüğünü ihlal etmesiyle kaçmaya imkan sağladığı, ancak hükümlünün kaçacağını istediğine dair kesin delil bulunmadığı ve neticenin meydana gelmesini istememesine rağmen öngörebilecek durumda olduğu gözetilerek eylemin TCK'nın 22/3 ve 294/8. maddeleri uyarınca bilinçli taksirle kaçmaya imkan sağlama suçunu oluşturduğu kabul edilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, inceleme dışı sanığın maktulü kasten öldürme suçuna şerik olarak katılıp katılmadığının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yeğeninin maktulü öldürdüğü olayda, sanığın suça azmettirdiği veya yardım ettiğine dair tanık beyanlarının çelişkili ve yetersiz olması, sanığın olay anında bakkalda olduğunu iddia etmesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere tahliye edilen hükümlünün, denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuru süresini kaçırmasının hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu oluşturup oluşturmadığı ve sanığın ölümünün Yargıtay incelemesine etkisine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuru süresinin hafta sonu ve resmi tatile denk gelmesi sebebiyle uzaması ve sanığın bu süre içerisinde başvuruda bulunması nedeniyle hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun unsurlarının oluşmadığı, ayrıca sanığın ölümünün ceza davasının düşmesi sonucunu doğurduğu gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Tazyik hapsi infazı sırasında açık cezaevinden firar eden sanığın eyleminin TCK m. 292'de düzenlenen "hükümlü veya tutuklunun kaçması" suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tazyik hapsi infaz edilenlerin 5275 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatta "hükümlü" olarak kabul edilmesi, TCK m. 292'nin kanun koyucu tarafından devletin adli yargı fonksiyonlarını ve ceza infaz sisteminin etkinliğini sağlamak amacıyla düzenlenmesi ve "bir suçtan dolayı" ibaresinin madde metninden çıkarılması gözetilerek, sanığın "hükümlü" statüsünde olduğu ve eyleminin TCK m. 292'deki suçu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına dair verilen direnme kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün sayım sırasında kurumda bulunmamasının hükümlünün kaçması suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sayım sırasında kurumda bulunmayan hükümlünün, açık ceza infaz kurumlarının düşük güvenlikli yapısı ve beyanların aksine kurum sınırlarını terk ettiğinin kabulü gerektiği, kendiliğinden dönüşünün suçu ortadan kaldırmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet kararının ve Özel Daire’nin onama kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı amacıyla yapılan çağrıya uymayan sanığa ikinci bir tebligat yapılmasının ve ısrar şartının aranmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Suç, karar ve infaz tarihlerinde yürürlükte olan mevzuatta, çağrıya uymayan sanığa ikinci tebligat yapılması gerektiğine dair bir hüküm bulunmadığı ve "ısrar" koşulunun, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/4 maddesiyle, karara konu olaydan sonra getirildiği gözetilerek Özel Daire onama kararının isabetli olduğu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle, infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın cezaevinde uyuşturucu kullandığını kabul etmesi, Adli Tıp Kurumu raporuna göre esrar kullanımının idrarda en fazla üç hafta içinde tespit edilebilmesi ve sanığın izin dönüşü ile test tarihi arasında uzun süre geçmiş olması, uyuşturucunun cezaevinde kullanıldığını gösterdiğinden, kullanım için dahi olsa maddenin cezaevine sokulmuş veya bulundurulmuş olması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bozma ilamına direnilmesine karar verilmesinden sonra Cumhuriyet savcısından esas hakkındaki görüşü sorulmadan ve hazır bulunan sanıkların esasa ilişkin savunmaları alınmadan hükümler kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin bozma ilamına direnme kararına konu hükümleri, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü alınmadan, hazır bulunan sanıklara esas hakkında savunma yapma imkanı tanınmadan ve son sözleri sorulmadan verildiğinden, savunma hakkının kısıtlanması ve CMK 216. maddesine aykırılık teşkil etmesi gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile yapılan değişiklikten önce verilip infazına başlanılan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin çağrıya rağmen başvurmayan sanığa ikinci bir tebligat yapılmasının ve ısrar şartının aranmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Fail lehine olan kanun uygulaması, suç tarihinde yürürlükte olan 5402 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri, ısrar koşulunun çağrıya uyan ve müracaat eden sanıklar için öngörülmüş olması ve sanığın başvurmamasına ilişkin bir mazeret de ileri sürmemiş olması değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulmasının ardından, sirayet nedeniyle kurulan ikinci hükmü temyiz etmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanıkların temyiz edenlerden daha ağır ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek olduğu ve bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın diğer sanığın temyiz etmesi üzerine hükmün bozulması ve sirayet etmesi sonucu hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkı olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten yaralama mı yoksa TCK'nın 37. maddesi delaletiyle kasten öldürme suçunu mu oluşturduğu ve zorunlu müdafi ücretinin sanıktan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktulü arkadaşıyla birlikte dövdükten sonra bıçakla yaraladığı, maktulün sonrasında aldığı başka bir bıçak darbesiyle öldüğü olayda, sanığın eyleminin TCK'nın 37. maddesi kapsamında kasten öldürme suçunu oluşturduğu ve AİHS 6/3-c maddesi uyarınca sanığın maddi imkânlarının yetersizliği nedeniyle zorunlu müdafi ücretinin sanıktan tahsil edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.