Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükmün Bozulması”
- Uyuşmazlık: Duruşma tutanağının bir sayfasında hakim imzasının bulunmamasının hükmün bozulması için yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Duruşma tutanağının bazı sayfalarında hakim imzası bulunsa ve tutanağın sahteliği iddia edilmemiş olsa dahi, esaslı işlemlerin yapıldığı bir sayfada hakim imzasının bulunmaması CMK m. 219'a aykırıdır ve hükmün bozulması için yeterlidir, bu nedenle Özel Daire bozma ilamı kaldırılarak hükmün esastan incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma talebi üzerine, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezası hükmünün bozulması durumunda, hükmün Yargıtay tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı yeniden kurulacağı hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezasından yaş indirim yapılmaması ve kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmemesi hususlarının TCK'nın 31/2 ve 50/3. maddeleri uyarınca hükümlü lehine daha hafif bir ceza verilmesini gerektirmesi ve CMK 309/4-d maddesi uyarınca yargılamanın tekrarlanamaması gözetilerek, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilerek yeniden kurulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gerçekte var olmayan bir kişinin kimlik bilgileri kullanılarak açılan davada verilen mahkûmiyet hükmünün, kanun yararına bozma halinde, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca mı yoksa 309/4-d maddesi uyarınca mı işlem yapılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hayali bir kişi hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacağı ve bu durumun davanın esasını etkileyen bir husus olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d bendi uyarınca hükmün bozulması ve cezanın kaldırılması gerektiği gözetilerek, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına ve cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesinde TCK'nun 52/4. maddesindeki taksit miktarının dörtten az olamayacağı hükmüne aykırı olarak iki taksitte ödenmesine karar verilmesinin kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi uyarınca hükmün bünyesine dahil bir husustaki hukuka aykırılığın infaz aşamasında alınacak bir kararla düzeltilemeyeceği, bu sebeple hükmün bünyesine dahil olan ve sanık aleyhine sonuç doğuran adli para cezasının taksitlendirilmesindeki hukuka aykırılığın kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının iki taksitte ödenmesine karar verilmesinin TCK'nın 52/4. maddesindeki dört taksitten az olamayacağı hükmüne aykırılığı nedeniyle kanun yararına bozma yoluna konu edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 52/4. maddesine aykırı olarak iki taksitte ödenmesine karar verilen adli para cezasına ilişkin uygulamadaki bu yanılgının kanun yararına bozma yoluyla incelenmesinin hukuka aykırılıkların giderilmesi ve uygulama birliğine ulaşılması amaçlarına katkı sağlamayacağı ve kimseye bir yarar getirmeyeceği değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birlikte suç işleyen sanıklardan birinin hükmünün temyiz incelemesinde bozulması üzerine, diğer sanık hakkında verilen ve temyiz edilmeyen hükmün, bozma kararındaki lehe nedenlerin sirayeti yoluyla düzeltilmesi mümkün iken, bu yol yerine kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Birlikte suç işleyen sanıklardan birine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde lehe bozulması halinde, bu bozma nedenlerinin diğer sanığa sirayet ettirilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesi mümkün olup, bu yasal yol varken olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozmaya başvurulamayacağı, ancak somut olayda lehe bozma kararından sonra yerel mahkemece diğer sanık hakkında şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesiyle, bozma nedenlerinin sirayet ettirilmesi olanağı ortadan kalktığından, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, davanın asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yönündeki iş bölümü itirazının reddedilmesi nedeniyle verilen kararın doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: TTK 5. maddesi uyarınca, ticari olmayan bir davanın ticaret mahkemesinde görülmesinin hükmün bozulması için tek başına yeterli sebep olmadığı ve iş bölümü itirazının dikkate alınmamasının hükmün bozulması için yeterli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak esasa ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Yargıtay Özel Dairesi'nce mi yoksa yerel mahkemece mi hükmedileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca, bozma nedeni hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın hukuka aykırılığın giderilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma kararı sonrası verilen hükme karşı olağan kanun yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma kararı sonrası verilen hükmün hukuki değerden yoksun olması nedeniyle olağan kanun yoluna başvurulamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı değişik gerekçeyle kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararı hukuki değerden yoksun sayılmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle açılan mükerrer dava sonucu davanın reddi yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozulması üzerine davanın reddi kararının Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi verilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesin hüküm niteliğinde olması ve adil yargılanma hakkı ile makul sürede yargılanma hakkı gözetilerek, davanın reddi kararının cezanın kaldırılması sonucunu doğurması nedeniyle CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca Özel Dairece verilmesi gerektiği değerlendirilerek, Özel Daire kararının bu hususta düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle daha önce mahkûmiyet kararı verilmişken, aynı eylemden dolayı açılan ikinci davada verilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bozulması halinde davanın reddine karar verilmesinin Özel Dairece mi yoksa yerel mahkemece mi yapılacağı ve Özel Daire kararındaki "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin kararda yer alıp almaması gerektiği hususları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın da kesin hüküm niteliğinde hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği, aynı fiilden dolayı daha önce mahkûmiyet kararı bulunduğundan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davanın reddinin cezanın kaldırılması sonucunu doğurması sebebiyle bu kararın Özel Daire tarafından verileceği ve Özel Dairece davanın reddine karar verildiğinden yerel mahkemede yapılacak bir işlem kalmadığı için "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin Özel Daire kararından çıkarılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.