Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükmün Parçası”
- Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde yer alan müsadere kararının temyizen incelenmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı kanun yolunun itiraz olduğu, müsadere kararının da hükmün bir parçası olarak itiraz yoluyla incelenmesi gerektiği, bu nedenle temyiz incelemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ek olarak verilen müsadere kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Müsadere kararının hükmün bir parçası olup asıl hükmün tabi olduğu kanun yoluna tabi olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ek olarak verilen müsadere kararının itiraz yoluna tabi olup henüz kesinleşmediği gözetilerek, kanun yararına bozma isteminin reddine ve dosyanın itiraz merciine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma davasında, kesinleşmiş mahkeme kararına dayanak teşkil eden protokolde yer alan taşınmazın kullanım süresinin belirsizliği nedeniyle davalı erkeğin yaptığı tavzih talebinin kabulünün hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Protokolün mahkeme kararında onaylanarak hükmün bir parçası haline gelmesi ve tavzih yoluyla mevcut haklara herhangi bir ekleme veya değiştirme yapılmaması gözetilerek yerel mahkemenin tavzih kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle yapılan temyizde, incelemenin vekalet ücreti ile sınırlı olup olmayacağı ve sınırlı inceleme yapılması halinde temyiz edilebilirlik sınırının ne olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu ve hükmün tamamlayıcı parçası olması, beraat hükmünün sanık tarafından esasen temyiz edilememesi, vekalet ücreti ile sınırlı temyiz halinde esas hükmün temyiz edilebilirlik sınırının geçerli olması ve vekalet ücreti miktarının HUMK 427. maddesindeki sınıra tabi olmaması gerekçeleriyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, Özel Daire'nin vekalet ücretine hükmettiği karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde yer alan müsadere kararının temyizen incelenmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuki sonuç doğurmaması ve müsadere kararının da bu hükme bağlı olması, müsadere kararının da henüz hukuki sonuç doğurmadığı ve bu nedenle temyiz değil itiraz yoluyla incelenmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve dosyanın itiraz merciine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevi kötüye kullanma suçundan beraat eden sanık lehine, yargılama aşamasında vekâletname sunulmaması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve içtihatlar gözetilerek, beraat eden sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilebilmesi için yargılamaya vekâletnamenin sunulması gerektiği, vekâletnamenin avukat-müvekkil ilişkisinin ispatı ve kötüye kullanımın önlenmesi açısından önem taşıdığı, bu nedenle yargılama aşamasında vekâletname sunulmaması ve süre talep edilmemesi karşısında beraat eden sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 324. maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesi uyarınca hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi ve 111-7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine, hangi gerekçe ile beraat edilmiş olursa olsun maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, bu nedenle yerel mahkemenin vekalet ücreti tayin etmeyen beraat kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Beraat hükümlerinin sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi ve hüküm tarihinden sonra sanığın ölmesi durumunda, temyiz incelemesinin vekalet ücreti ile sınırlı olarak yapılıp yapılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun sanığın ölümü halinde mirasçılarının onun kişisel haklarını takip etmek üzere davaya katılmalarına imkan veren bir düzenlemeyi barındırmaması, sanık müdafiinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelik bir temyiz başvurusunun bulunmaması, yargılama giderlerinin hükme bağlı tamamlayıcı bir parça olması ve asıl hükümler niteliğindeki beraat hükümlerinin temyiz edilmeksizin kesinleşmesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve Özel Daire'nin vekalet ücreti ile sınırlı temyiz incelemesinin doğru olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, katılana yönelik eylemlerinin sarkıntılık suretiyle basit cinsel saldırı suçunu oluşturup oluşturmadığı ve beraat ettiği kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu kapsamında lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Katılanın beyanlarının tutarlı ve istikrarlı olması, olaydan hemen sonra sanığın katılanı araması, tanık beyanları ve olayın hemen ardından katılanın şikayetçi olması gibi hususlar birlikte değerlendirilerek sanığın eylemlerinin sarkıntılık suretiyle basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu ve aynı dosyada başka bir suçtan mahkumiyet olduğundan beraat kararı verilen suç yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.