Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükmün Tefhimi”
- Uyuşmazlık: İşçilik alacakları davasında direnme kararına karşı yapılan temyizde, hükmün tefhiminin usulüne uygun olup olmadığı ve buna bağlı olarak temyiz süresinin ne zaman başlayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: İş mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanması, hükmün tefhiminin HMK m. 321'e uygun olarak gerekçesiyle birlikte yapılması gerektiği, aksi halde tefhimin usulüne uygun olmadığı ve temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı gözetilerek dosyanın, usul eksikliklerinin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Başka ildeki cezaevinde tutuklu bulunan sanığın, yargılandığı mahkemede hükmün tefhim edildiği duruşmada hazır bulundurulmamasının CMK’nın 196. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sorgusunun usulüne uygun yapıldığı, yargılama boyunca birçok celseye katıldığı, başka suçtan tutuklu bulunduğu sırada idari zorunluluk nedeniyle başka bir cezaevine nakledildiği, hükmün tefhim edildiği celsede hazır edilmemesine mahkemece karar verildiği, sanığın duruşmada hazır bulunmasına gerek görülmeyerek duruşmaya devam edildiği, bu şekilde sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı ve CMK 196. maddesine aykırılık teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen işe iade davasında işçinin iş sözleşmesinin fesih nedeninin geçerli neden olarak kabul edilmesinin, aynı işçi tarafından açılan kıdem ve ihbar tazminatı davasını etkileyip etkilemediği.
Gerekçe ve Sonuç: İşe iade davasında feshin geçerli nedene dayandığının kesin hüküm oluşturması ve bu hükmün, aynı taraflar arasında ve aynı konu hakkında açılan işçilik alacakları davası için bağlayıcı nitelikte olması gözetilerek, mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yağma suçundan açılan kamu davasında, lehe kanun uygulaması sonucu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da hüküm kurulan sanıklar hakkında, hükmün tefhim edildiği celsede zorunlu müdafi bulunmamasının CMK'nın 150/3 ve 188/1. maddelerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu davasının zorunlu müdafii gerektiren bir suçtan açılmış olması ve lehe olan kanuna ilişkin hükümler tefhim edilene kadar sanıkların bu suçtan yargılanmış olmaları, lehe kanun uygulaması yapılsa dahi usul hukuku yönünden savunma hakkının kısıtlanmaması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Başka bir suçtan dolayı mahkemenin yargı çevresi dışında tutuklu bulunan sanığın, hükmün tefhim edildiği son oturuma getirilmeden karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMK'nın 196. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, sorgusu yapılmış ve duruşmada hazır bulunmak istemediğini beyan etmiş olan sanığın, başka bir suçtan dolayı mahkemenin yargı çevresi dışında tutuklu olması halinde, hükmün tefhim edileceği celseye getirilmeden karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmediği gözetilerek yerel mahkeme hükmünü bozan Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Direnme kararında, direnilen ilk hükmün tamamına yer verilip verilmediği ve hükmün tefhim edilen karara uygun olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin direnme kararında, direnilen ilk hükmün tamamını aynen tekrarlaması gerektiği, aksi halde hükmün tefhim edilen karara uygun olmayacağı ve usul hükümlerine aykırılık teşkil edeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 365. maddesinin son fıkrası gereğince, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kesin nitelikte olduğu ve bu nedenle temyiz yolunun kapalı olduğu gözetilerek, Özel Daire bozma kararı ile direnme kararının ortadan kaldırılmasına ve temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkemenin direnme kararında hüküm fıkrası oluşturmayıp, yalnızca “önceki kararda direnilmesine” şeklinde karar vermesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 294, 295, 297 ve 298. maddeleri uyarınca hükmün içeriği, verilmesi ve tefhimi usulüne aykırı olarak, direnme kararında hüküm fıkrası oluşturulmayıp sadece önceki karara atıf yapılması, hükümde olması gereken unsurların bulunmaması ve yeni tereddütlere yol açması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan istinaf ve temyiz başvurularının reddine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın savunma hakkının kısıtlanması, temel cezanın belirlenmesi ve takdiri indirim uygulanmaması gerekçeleriyle yaptığı itirazın yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın bazı duruşmalarda müdafii olmadan savunma yapmış olsa da hükmün tefhim edildiği duruşmada müdafii hazır olduğu, dosya kapsamında savunma hakkının kısıtlandığına dair bir olgu bulunmadığı, temel cezanın belirlenmesinde sanığın örgüt içindeki konumu ve faaliyetlerinin dikkate alındığı, takdiri indirim uygulanmaması konusunda ise sanığın mahkemeye yardımcı olmadığı ve somut olayın özellikleri gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemece davacı işçinin işçilik alacakları davasında verilen kısa kararda, hüküm fıkrasının HMK'nun 297, 298/2 ve 321. maddelerine uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nun 297, 298/2 ve 321. maddelerine göre hükmün tefhimi esnasında, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği halde, mahkemece verilen kısa kararda bu hususlara uyulmadığı, hüküm fıkrasında yalnızca taleplerin kısmen kabul veya reddine ilişkin yetersiz ifadelere yer verildiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.