Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hürriyete Karşı Suçlar”
- Uyuşmazlık: Sanığın farklı mağdurlara karşı farklı zamanlarda gerçekleştirdiği tehdit eylemlerinin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı ve direnme kararından sonra tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle uzlaştırma yoluna gidilip gidilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdur ...'a yönelik tehdit eylemi ile mağdurlar ... ve ...'e yönelik tehdit eylemleri arasında tek bir iradi karar bulunmadığı, farklı nedenlere dayalı suç işleme kararlarının olduğu, ayrıca direnme kararından sonra tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle CMK m.253’e göre uzlaştırma işlemleri yapılmasının zorunlu olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aynı mağdura karşı işlediği iki ayrı hırsızlık eyleminin zincirleme suç teşkil edip etmediği ve mağdura ait deponun iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurlarını taşıyıp taşımadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İlk hırsızlık suçuna ilişkin iddianamenin kabulü ile hukuki kesintinin meydana geldiği ve bu nedenle ikinci hırsızlık eyleminin ayrı bir suç teşkil ettiği, ayrıca mağdura ait deponun iş yeri ile arasında belirli bir mesafe bulunması, depoda sürekli işçi çalıştırılmaması ve üretim yapılmaması sebebiyle iş yeri eklentisi olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı mağdura karşı farklı tarihlerde işlenen cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dolayı zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ilk suçtan sonra yakalama kararı çıkmasına rağmen aradan geçen sürede yeni bir suç işleme kastıyla hareket ederek aynı mağdura karşı tekrar aynı suçları işlemesi nedeniyle suçlar arasında fiili kesintinin olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı zincirleme suçtan değil, tek tek suçlardan cezalandıran direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aynı evde ikamet eden iki mağdura tek zarf içinde iki ayrı mektup göndererek tehdit suçu işlemesi durumunda, eylemin zincirleme suç olarak mı yoksa aynı neviden fikri içtima olarak mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin, her ne kadar iki ayrı mektup yazılmış olsa da, mektupları gönderme eyleminin hukuki anlamda tek bir fiil olarak değerlendirilmesi ve tehdit suçunun tek bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenmesi nedeniyle TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek Özel Daire onama kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurlara yönelik silahla tehdit eylemlerinin tek bir fiil mi yoksa birden fazla fiil mi oluşturduğu ve mağdur ...'i telefonla tehdit suçunun zincirleme suç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla mağdurları tehdit etmesi eylemlerinin hukuken tek bir fiil oluşturduğu, bu nedenle TCK'nın 43/2. maddesindeki aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği, ayrıca mağdur ...'i telefonla tehdit ettiği iddiasının ise şüphe boyutunda kalması nedeniyle sanığın bu suçtan beraat etmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, mağdurun evine kapıyı kırarak girmesinin ardından mağduru darp etmesi eyleminin, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun nitelikli hali olan "cebir kullanarak konuta girme" unsurunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda cebir unsurunun kişilere karşı kullanılması gerektiği, sanığın kapıyı kırarak konuta girmesinin eşyaya yönelik cebir teşkil ettiği ve sonrasında mağdura uyguladığı cebrin ise konuta girmek amacıyla kullanılmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara yüklenen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu yerin, katılanın ikamet ettiği evle aynı bahçe içinde bulunan, etrafı duvarla çevrili ve kapısı olan müstakil bir bina olması, katılan tarafından depo olarak kullanılıyor olsa dahi konut eklentisi sayılacağı gözetilerek, sanıkların konut dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkumiyetine dair yerel mahkeme hükmü ile bu hükmün düzeltilerek onanmasına dair Özel Daire kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Henüz oturulmayan ancak eşya yerleştirilmiş ve kullanıma hazır hale getirilmiş yeni kiralanmış bir evin "konut" sayılıp sayılmayacağı ve buna bağlı olarak konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kişinin yeni kiraladığı evi kullanıma hazır hale getirmesi ve içerisine eşya yerleştirmesinin, evi konut olarak kullanımına tahsis ettiğini gösterdiği, fiilen bir yaşam kurmaya başladığının kabulü gerektiği ve konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşması için kişinin olay anında konutta bulunmasının şart olmadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların girdikleri yerin iş yeri niteliğinde olup olmadığı ve dolayısıyla sanıklara atılı iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu deponun, mağdur tarafından ihtiyaç halinde malzeme koymak amacıyla kullanılan, üretim yapılmayan ve mağdurun asıl iş yerinden ayrı bir yer niteliğinde olması, iş yeri veya eklentisi olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurları oluşmadığından, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması ve eylemin uzlaştırma kapsamında olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, "Bu evi de seni de yakarım" sözleriyle eşini tehdit etmesinin TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen nitelikli tehdit suçunu oluşturduğu, ancak yerel mahkemece daha hafif cezayı gerektiren TCK'nın 106/1-2. cümlesi uygulandığı, ayrıca 6763 sayılı Kanun ile tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmü, suç vasfının tespiti ve uzlaştırma hükümlerinin uygulanması için bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bir askere gönderdiği mesajların görevi yaptırmamak için direnme suçunu mu yoksa tehdit suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mesajlarının, askerin cezaevine yasaklı eşya sokulmasını engelleme göreviyle ilgili olmadığı, tehdit içerikli mesajların askerin şahsına yönelik olduğu ve bu eylemin TCK'nın 106/1'deki tehdit suçunu oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın konut dokunulmazlığının ihlali ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs eylemlerinin sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin çelişkisiz ve ayrıntılı anlatımları ile tanık beyanlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu sanığın mağdureye cinsel saldırıda bulunma kastıyla konuta izinsiz girdiği ve eylemini dışarıdan gelen bir kişi nedeniyle tamamlayamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.