Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK 19. Madde”
- Uyuşmazlık: Kesin yetki kuralının geçerli olduğu işçilik alacakları davasında, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı Özel Daire'nin bozma ilamına direnilmesi üzerine, yetkisizlik kararında yetkili mahkemenin gösterilip gösterilmeyeceği noktasında uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 19. ve 20. maddelerinin, HMK’nın 115. maddesine göre özel düzenlemeler içermesi ve yetkinin kesin olduğu iş davalarında yetkisizlik kararında yetkili mahkemenin de gösterilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haksız fiilden doğan tazminat davasında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 7. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen "ortak yetkili mahkeme" hükmünün kesin yetki olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 7. maddesinin metninde "kesin yetkili mahkeme" ibaresinin bulunmaması, yasa koyucunun diğer kesin yetki hallerinde bu ifadeyi açıkça kullanması, HMK'nın 16. maddesinin zarar görene yetki konusunda seçimlik hak tanıması ve kanun gerekçelerinin bağlayıcı olmaması gözetilerek, 7. maddenin 2. cümlesindeki ortak yetkili mahkemenin kesin yetkili olmadığına ve davalılardan birinin yetki itirazının HMK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğine karar verilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesin yetki kuralının geçerli olduğu işçilik alacakları davasında, dava şartı yokluğu nedeniyle verilen usulden ret kararının aynı zamanda bir yetkisizlik kararı olup olmadığı ve yetkili mahkemenin belirtilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 19. ve 20. maddelerinin, dava şartları ile ilgili genel hüküm niteliğindeki 115. maddeye göre özel düzenlemeler içermesi ve kesin yetkili mahkemede dava açılmamış olması sebebiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerine usule ilişkin bir nihai karar olan yetkisizlik kararı verilmesi ve yetkili mahkemenin de bu kararda gösterilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin verdikleri ihtiyati tedbir kararı nedeniyle açılan tazminat davasında HMK 46. maddede belirtilen sorumluluk hallerinin oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu ihtiyati tedbir kararının verilmesi ve kaldırılması sürecinde görev alan hakimlerin HMK'nın 46. maddesinde sayılan kusurlu hareketlerinden herhangi birinin bulunmadığı, davacının iddialarını destekler bir delil sunulamadığı ve yasal sorumluluk şartlarının oluşmadığı gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yetki itirazında bulunulan tapu iptal ve tescil davasında, yerel mahkemenin yetki itirazını inceleyip karara bağlayıp bağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu ve mahkemenin de ön inceleme duruşmasında bu itirazı reddettiği anlaşılmakla, yerel mahkemenin yetki itirazını inceleyip karara bağladığı gözetilerek direnme kararı onanmış ancak Özel Dairece incelenmeyen işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya ilgili daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sırasında ilk derece mahkemesi yargılamasında eksiklik görülerek ek bilirkişi raporu alınmasına rağmen davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi çerçevesinde esastan reddine ilişkin kararın isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince yargılamada eksiklik görülerek duruşma açılıp ek bilirkişi raporu alınması halinde HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerekirken, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararında eksiklik tespit edip ek bilirkişi raporu aldıktan sonra davalı vekilinin istinaf talebini HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddetmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin yargılamada eksiklik görüp duruşma açarak inceleme yapması halinde HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurması gerekirken, HMK 353/1-b-1 maddesine göre esastan ret kararı vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararında eksiklik görerek yaptığı yargılama sonucunda, davalı vekilinin istinaf talebini HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddetmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, yargılamada eksiklik görerek duruşma açıp inceleme yapması halinde, HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurması gerekirken, HMK 353/1-b-1 maddesini uygulayarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasında, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinin HMK’nın 7. maddesi gereğince kesin yetkili olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 7. maddesinde, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin kanunda belirtilmesi halinde bu yerin davada kesin yetkili olduğu hususunda açık bir düzenleme bulunmadığı, kanun koyucunun yetkinin kesin olmasını istediği hallerde bunu açıkça belirttiği, HMK’nın 16. maddesinde zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili sayılması nedeniyle haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu söylenemeyeceği ve davacının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesindeki seçimlik hakka dayanarak dava açtığı gözetilerek yerel mahkemenin yetkisizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İdari yargı mercii ile arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını çözen Uyuşmazlık Mahkemesi kararıyla yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle verdiği ret kararının kaldırılan hukuk mahkemesinin, kıyas yoluyla 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesini uygulayarak süresinde başvuru yapılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle verilen usulden ret kararlarının, adli yargı içindeki görevsizlik/yetkisizlik nedeniyle verilen kararlardan farklı olması ve HMK’nın 20. maddesinin aynı yargı kolu içindeki mahkemeler arasında verilmiş kararlara ilişkin bir usul kuralı olması gözetilerek, ayrıca kanun koyucunun bu hal için 20. maddede öngörülen şekilde dosyanın ilgili idare mahkemesine gönderilmesine dair bir düzenlemeye yer vermemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına uyulmasının zorunlu olması nedeniyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin yargılama faaliyetleri sonucu verilen kararlar nedeniyle devlet aleyhine açılan tazminat davasında HMK’nın 46. maddesinde belirtilen sorumluluk hallerinin oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimlerin yargılama faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat davalarında HMK’nın 46. maddesinde sayılan sorumluluk hallerinin sınırlı ve tahdidi olduğu, somut olayda bu hallerden hiçbirinin gerçekleşmediği gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.