Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK 388”
- Uyuşmazlık: Direnme kararında, HMK 388. maddesinde belirtilen hüküm fıkrası oluşturulup oluşturulmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararında hüküm fıkrası oluşturulmayıp, yalnızca bozma kararına ve önceki karara atıf yapılarak hüküm kurulması, HMK 388. maddesine aykırı olduğu gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Direnme kararında HMK 388. maddeye uygun hüküm fıkrası yazılıp yazılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 388. maddesi uyarınca, direnme kararında da hüküm fıkrasının açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılması gerektiği, bu kurala uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mahkemenin direnme kararında usul hükümlerine uygun gerekçeli karar yazıp yazmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, direnme kararında HMK 388. maddeye aykırı olarak gerekçeli karar yazmayıp sadece “ısrar edilmesine” şeklinde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mahkemece verilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kısa kararda "davanın reddine" denilirken gerekçeli kararda "husumet nedeniyle reddine" denilerek çelişki yaratıldığı, 1086 sayılı HUMK’nun 381, 388 ve 389. maddelerine aykırılık oluşturduğu ve bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararında davanın HUMK’nun 193/3. maddesi uyarınca 31.12.1993 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilirken, gerekçeli kararda aynı maddenin uygulanmasıyla 05.01.1994 tarihinde açılmamış sayıldığı ve ek olarak tescil hükmü kurulması nedeniyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu, bu durumun HUMK'nın 381, 388 ve 389. maddelerine aykırı olduğu ve kamu düzenini ilgilendirdiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararında davanın açılmamış sayılmasına karar verilirken, gerekçeli kararda ise hem davanın açılmamış sayılmasına hem de dava konusu taşınmazın tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi nedeniyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği halde, gerekçeli kararda aynı sonuca ek olarak dava konusu taşınmazın komisyon kararı gibi tapuya kayıt ve tesciline hükmedilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, bu durumun HUMK’nun 381, 388 ve 389. maddelerine aykırı olduğu ve kamu düzenini ilgilendirdiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararında davanın açılmamış sayılmasına karar verilirken, gerekçeli kararda ise buna ek olarak dava konusu taşınmazın komisyon kararı gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin HUMK’nun 381, 388 ve 389. maddelerine aykırı olduğu ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği halde, gerekçeli kararda ayrıca tescil hükmü kurularak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması ve HUMK’nun 381, 388 ve 389. maddelerine aykırı hareket edilmesi nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının hesabından bilgisi dışında çekilen paranın tazmini istemine ilişkin davada, davalı banka tarafından sunulan ibra belgesinin makbuz niteliğinde olup olmadığı ve mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararında faize hükmedildiği halde gerekçeli kararda faize ilişkin hüküm yer almaması nedeniyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu, bu durumun HUMK'nın 381, 388 ve 389. maddelerine aykırı olduğu ve kamu düzenini ilgilendirdiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma ve nafaka davasında, yerel mahkemenin direnme kararının usule uygun yazılıp yazılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında, 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde belirtilen hususlara uyulmayarak, hüküm fıkrasında yalnızca "önceki kararda direnilmesine" şeklinde karar verilmesi ve gerekçeli karara atıfta bulunulması usule aykırı bulunduğundan direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mahkemenin direnme kararında usul hükümlerine uygun hüküm fıkrası oluşturulup oluşturulmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin direnme kararında, HUMK'nun 388. maddesinde belirtilen usul hükümlerine aykırı olarak, hüküm fıkrası oluşturulmayıp yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilerek hüküm tesis edilmesi ve bozma kararından sonra ilk hükmün hayatiyetini yitirmesi gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.