Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK 44/1”
- Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararını esastan incelemeden bozma kararına ve hakimin reddi talebinin reddine ilişkin kararlarının temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararını husumet yönünden bozma kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olması ve yine aynı Kanun'un 41/3 ve 44/1. maddeleri uyarınca esas hakkında verilen karar kesin olduğunda reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararın da kesin olması gözetilerek, ilk karar onanmış, ikinci karar hakkında ise temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesinin aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin kararını kaldırarak dosyayı iade etmesi ve hakimin reddi talebini reddetmesi kararlarının temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilk derece mahkemesi kararını esastan incelemeden, davanın yeniden görülmesi için dosyayı iade kararı ile hakimin reddi talebinin reddine ilişkin kararlarının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a ve 44/1. maddeleri uyarınca kesin nitelikte olması gözetilerek, temyiz dilekçesinin reddine ve ek kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcu nedeniyle açılan icra takibine itirazın iptali davasında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğuna ilişkin görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi birlikte değerlendirilerek, kredi kartını veren kuruluş tarafından tüketici kart hamiline karşı açılan davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek, yargı yerinin asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcu nedeniyle açılan icra takibine itirazın iptali davasında görevli mahkemenin asliye hukuk mu yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğuna ilişkin görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi birlikte değerlendirilerek, kredi kartı veren kuruluş tarafından tüketiciye karşı açılan davalarda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek yargı yerinin asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı banka tarafından kredi kartı sözleşmesine dayanılarak açılan itirazın iptali davasında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı BKKK'nın 44/2. maddesindeki HUMK'ya yapılan atfın HMK'ya yapılmış sayılması ve HMK'nın 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, TTK'nın 4/1-f maddesinde düzenlenen ticari dava tanımının bu davalarda uygulanmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar, araçlarına haksız el konulması nedeniyle uğradıkları maddi zararı talep ettikleri davada, mahkemenin belirlediği toplam zarar miktarı üzerinden mi yoksa davacıların ıslah ettiği talep miktarı üzerinden mi müterafik kusur indirimi yapılacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacılar, haksız el koyma nedeniyle mahrum kaldıkları araç gelirini talep ettikleri davada, bilirkişi raporuyla toplam zarar 83.020 TL olarak tespit edilmiş, ancak davacılar dava değerini ıslahen 41.510 TL'ye yükseltmiş ve mahkeme de bu talep üzerinden tam kabul kararı vermiş ise de; Yargıtay, tazminattan indirim oranının bilirkişi raporunda belirlenen toplam zarar miktarı üzerinden yapılması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararını onamış, ancak uygulanacak kusur oranının belirlenmesi için dosyayı Özel Daire'ye göndermiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan kaynaklanan icra takibine itirazın iptali davasında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihleri arasında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Kanun'un 44/2. maddesindeki HUMK’ya yapılan atfın HMK’nın ilgili maddesine yapılmış sayılacağı ve HMK’da asliye ticaret mahkemelerinin görevine ilişkin bir düzenleme yer almadığı, ticaret mahkemelerinin görevinin 6102 sayılı TTK'nun 5. maddesinde düzenlendiği, TTK'nun 4/1-f maddesinde ise bankalara ilişkin uyuşmazlıklarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu hususları değerlendirilerek, uyuşmazlığa konu davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılan takibe itirazın iptali davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi yoksa Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesindeki "diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça" ibaresi ve 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinin (f) bendi uyarınca, kredi kartı faaliyetinin bir bankacılık işlemi ve mutlak nitelikte ticari dava sayılması nedeniyle, bankalar tarafından açılan kredi kartı alacağına ilişkin itirazın iptali davalarında asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tüketici sıfatına sahip bir kart hamilinin kredi kartı borcundan dolayı banka tarafından açılan davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi mi yoksa asliye hukuk mahkemesi mi olduğuna ilişkin görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.02.2007 tarihli ve 2007/19-50 E.- 2007/50 K. sayılı kararı gözetilerek, tüketici sıfatına sahip kart hamillerine karşı bankalar tarafından açılan davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna, davaya bakma görevinin İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcu nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.02.2007 tarihli kararının yorumu ile davanın tüketiciye karşı açılması ve 6502 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki bir tarihte açılması sebebiyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, itirazın iptali istemiyle açılan davada hangi mahkemenin görevli olduğu hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesinde 1086 sayılı HUMK'un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapılması ve 6100 sayılı HMK'da da bu atfın HMK'nun ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağı gözetilerek, genel mahkemelerin (sulh/asliye hukuk) görevli olduğu ve ticaret mahkemelerinin görevine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.