Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK m. 127”
- Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle gider avansının dava şartı haline gelmesi üzerine, eksik yatırılan avansın ikmal edilmesi için verilen kesin süreli ara kararın ve bu süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, ayrıca gider avansının HMK ile dava şartı haline gelmesi nedeniyle, davacıya gider avansı yerine HMK m. 324 uyarınca delil avansı çıkarılması gerektiği, ayrıca kesin süreli ara kararında avans miktarı ve hangi işlere ilişkin olduğunun belirtilmemesi ve süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkça ihtar edilmemesi bozmayı gerektirmiş olup, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, köy tüzel kişiliği adına belgesizden tespit edilen kamu malı niteliğindeki taşınmazların, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki taşınmaz edinme sınırlamasına dahil edilip edilmeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu malı niteliğindeki taşınmazlar üzerinde özel mülkiyete konu olabilecek mallar gibi zilyetlik kurulamayacağı, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamanın yalnızca özel mülkiyete konu taşınmazlar için geçerli olduğu, ayrıca miktar sınırlamasının hesabında kesinleşmiş tutanaklara göre işlem yapılması gerektiği, somut olayda ise kamu malı niteliğindeki taşınmazların sınırlama hesabından çıkarılması gerektiği ve davacıya tercih hakkı tanınarak 14.maddedeki sınırlamaya uygun tespit ve tescil yapılması gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: SMK'nın 156/3. maddesi uyarınca birden fazla yetkili mahkeme bulunması halinde davacının yetkili mahkemeyi seçme hakkı olduğu, davalının HMK 19/2 ve 127. maddeleri uyarınca yasal cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunmaması nedeniyle davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiği gözetilerek ... 2. ... ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı alınması ve bu avansın yatırılmaması nedeniyle davanın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi gereğince tamamlanmamış işlemlere derhal uygulanacağı, ancak uyuşmazlığa konu davanın açıldığı tarihte HUMK'da gider avansı düzenlemesinin bulunmadığı, HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte ise davanın dilekçeler aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiği, bu durumda HMK'nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansının dava şartı olarak istenip istenemeyeceği ve gider avansı yatırılmadığı için davanın reddinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla yeni kanun hükümlerinin derhal uygulanacağı, davanın açıldığı tarihte gider avansı alınmasına ilişkin yasal düzenleme bulunmadığı, gider avansının HMK ile dava şartı olarak düzenlendiği, ancak dava açıldıktan sonra tahkikat aşamasına geçildiği, bu aşamada HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, davacıya verilen kesin süreye ilişkin ara kararında alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne kadar avans yatırılacağının belirtilmediği, kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının da açıklanmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı ve gider avansı yatırılmadığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, HMK'nın 448. maddesi ve basit yargılama usulü hükümleri gözetildiğinde HMK'nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, bu aşamada sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, ayrıca verilen kesin süreye ilişkin ara kararında alınması gereken avansın miktarı, hangi işlere ilişkin olduğu ve her iş için yatırılacak ücretin açıkça belirtilmemesi ile kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının açıklanmaması hususları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesiyle gider avansının dava şartı haline gelmesi nedeniyle eksik yatırılan avansın ikmali için verilen kesin süreye uyulmaması üzerine davanın reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'da gider avansı düzenlemesi bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nun 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemlerin yeni kanundan etkilenmeyeceği ve davada dilekçeler aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiği gözetilerek, HMK'nun 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve sadece HMK'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.