Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hakimin Yargısal Faaliyeti”
- Uyuşmazlık: Davacının, hakimlerin yargısal faaliyetleri sırasında kişilik haklarına saldırıda bulundukları iddiasıyla açtığı tazminat davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin yargısal faaliyetleri kapsamında verdikleri kararlar ve yaptıkları işlemlerin, davacının iddia ettiği gibi hukuka aykırı olmadığı ve kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı, davacının HMK 46. maddede düzenlenen hakim sorumluluğu hükümlerine dayandığı iddiasını ispatlayamadığı değerlendirilerek mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargılama faaliyetinden kaynaklanan manevi tazminat davasında, davaya ihbar olunan hakimin, direnme kararını temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 48. maddesi uyarınca yargısal faaliyetten dolayı Devlet aleyhine açılan davalarda yargısal faaliyeti yapan hakimin zorunlu ihbar edilen konumunda olduğu ve ihbar olunanın davada taraf sıfatı bulunmadığı gibi usulüne uygun bir şekilde davaya müdahil de olamayacağından direnme hükmüne karşı temyiz hakkı olmadığı gözetilerek ihbar olunan hakim vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutuklama kararının gerekçesiz olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasında, 5271 sayılı CMK hükümleri yerine 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin yargısal faaliyetlerinden doğan tazminat davalarına ilişkin özel düzenleme olan HUMK m. 573 ve devamı maddelerinin, CMK’nın devletin sorumluluğunu düzenleyen hükümlerine göre özel nitelikte olduğu ve davacının dava yolunu seçme hakkı bulunduğu, ayrıca tutuklama kararının gerekçesizliği iddiasının HUMK m. 573/2 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu ve davanın reddine ilişkin kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cumhuriyet savcılarının düzenledikleri iddianame nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasıyla açılan manevi tazminat davasına bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: HUMK'nın 573. maddesi ve devamında düzenlenen hakimlerin yargılama faaliyetlerinden doğan tazminat davalarına ilişkin özel hükümlerin, istisnai nitelikte olması ve kanunda sayılmayan cumhuriyet savcıları hakkında yorum yoluyla uygulanma imkanı bulunmaması, iddianamenin düzenlenmesinin yargısal bir faaliyet olması ancak savcıların bu faaliyetten doğan tazmin sorumluluğunun genel hükümlere tabi olması gözetilerek, davanın adliye mahkemesinde görülmesi gerektiği kabul edilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının tutukluluğunun devamına yapılan itirazın reddine dair kararın gerekçesiz olduğu iddiasıyla, kararı veren hakimler aleyhine açılan manevi tazminat davasında, davanın yasal dayanağının ve görevli mahkemenin tespiti ile tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 141. maddesi ile düzenlenen devletin tazminat sorumluluğunun, hakimin gerekçesiz karar vermesi halindeki kişisel sorumluluğunu düzenleyen HUMK'nın 573/2. maddesini ortadan kaldırmadığı ve davalı hakimlerin tutukluluğun devamı kararında yeterli ve yasal bir gerekçe göstermedikleri gözetilerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin tazminata hükmeden kararının, gerekçe yönünden düzeltilerek onanmasına, tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin gerekçenin ise yetersiz bulunması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargısal faaliyet nedeniyle açılan tazminat davasında, yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun değişikliğiyle davalı sıfatını kaybeden hakimlerin temyiz hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6110 sayılı Kanun ve 6100 sayılı HMK ile hakimlerin yargısal faaliyetlerinden dolayı artık Devlet aleyhine dava açılabileceği ve hakimlerin zorunlu ihbar edilen sıfatına sahip olduğu gözetilerek, ihbar edilen sıfatına geçen hakimlerin davada taraf sıfatı bulunmaması ve davaya müdahil olmamaları nedeniyle temyiz haklarının olmadığına ve temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tutukluluğun devamına ilişkin itirazın reddine dair verilen kararda yeterli gerekçe gösterilmemesi nedeniyle hakimlerin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 101/2. maddesinde tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçelerin gösterilmesi gerektiği açıkça düzenlenmiş olup, bu kurala uyulmamasının HUMK’nun 573/2. maddesindeki “yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı karar verilmesi” hali kapsamında kaldığı ve davalı hakimlerin bu konuda yasal bir gerekçe sunmadıkları gözetilerek, Özel Daire kararının tazminata hükmedilme koşullarının bulunduğuna ilişkin bölümünün onanmasına, tazminat miktarının belirlenmesinde ise yasal ve yeterli bir gerekçe gösterilmediğinden kararın bu yönden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimlerin tutukluluğun devamına ilişkin verdikleri kararda yeterli gerekçe göstermelerinin gerekip gerekmediği ve bu gerekçenin niteliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin tutukluluğun devamı kararlarında, CMK 101/2 maddesi gereğince hukuki ve fiili nedenleri açıkça belirtme yükümlülüklerini ihlal ettikleri, bu durumun HUMK'nun 573/2. maddesinde düzenlenen "açık ve kesin kanun hükmüne aykırılık" halini oluşturduğu ve bu gerekçesiz kararın davacının manevi haklarını ihlal ettiği gözetilerek tazminata hükmedilmesi doğru bulunmuş, ancak tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin gerekçenin yetersiz olması nedeniyle hükmün bu kısmı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haksız tutuklama iddiasıyla hakime karşı açılan tazminat davasında, hakimin verdiği tutukluluğun devamı kararının gerekçesiz olup olmadığı ve bu karar nedeniyle hakimin hukuki sorumluluğunun doğup doğmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimin verdiği tutukluluğun devamı kararının yeterli ve yasal gerekçe içermediği, bu durumun yoruma ihtiyaç duyulmayacak derecede açık ve kesin kanun hükmüne aykırılık oluşturduğu ve hakimin HUMK'nun 573/2. maddesi uyarınca sorumluluğunu doğurduğu gözetilerek tazminata hükmedilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen Özel Daire kararının onanmasına, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde yasal gerekçe gösterilmediğinden bu konuda bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimin, tutukluluğun devamına ilişkin kararda gerekçe göstermemesinin hukuka uygun olup olmadığı ve bu durumun hakimin hukuki sorumluluğunu doğurup doğurmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tutuklamaya itirazın reddine ilişkin kararın gerekçesiz verilmesinin HUMK’nun 573/2. maddesinde düzenlenen “yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırılık” kapsamında kaldığı ve hakimin hukuki sorumluluğunu gerektirdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde yasal bir gerekçe bulunmadığından bu konuda bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cumhuriyet savcılarının düzenledikleri iddianame nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasıyla açılan manevi tazminat davasına bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: HUMK'nın 573. maddesinin hakimlerin sorumluluğuna ilişkin istisnai bir hüküm olduğu ve bu maddenin yorum yoluyla genişletilerek cumhuriyet savcılarını da kapsayacak şekilde uygulanmasının mümkün olmadığı, iddianame düzenlemenin yargısal bir faaliyet olduğu ancak savcıların HUMK m. 573'te sayılmaması sebebiyle davanın genel hükümlere göre adliye mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.