Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Halefiyet İlkesi”
- Uyuşmazlık: İşletenleri aynı olan iki aracın çarpışması sonucu, kasko sigortası ödemesi yapan sigorta şirketinin, karşı aracın zorunlu trafik sigortacısından rücu talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İşletenleri aynı olan iki aracın çarpışması halinde, kasko sigortası ödemesi yapan sigorta şirketinin, diğer aracın zorunlu trafik sigortacısına rücu etme olanağının bulunmadığı, zira işletende alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği ve zorunlu trafik sigortasının yalnızca üçüncü kişilerin zararlarını karşılamayı amaçladığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu oluşan meslek hastalığı nedeniyle açılan tazminat davasında, işverenin kusursuz sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar tavanının belirlenmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücu davasındaki halefiyet ilkesinin uygulanması hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 506 Sayılı Kanun'un 26. maddesindeki kusursuz sorumluluk hükmünün işverenin kaçınılmazlık payından sorumlu tutulmasına imkan tanımadığı, gerçek zarar tavan hesabında pasif dönemin dikkate alınmaması ve Kurum'un rücu davasında sigortalı tarafından açılan tazminat davasındaki kararın tüm unsurlarıyla bağlayıcı olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muris muvazaası nedeniyle iptal edilen tapu kaydına güvenerek, muvazaalı işlemin tarafı olan kişinin borcunun teminatı için tesis edilen ipotek kaydının kaldırılmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaası davasından önce tesis edilmiş olan ipoteğin, tapu sicilinin açıklığı ilkesi gereğince geçerli olduğu ve muvazaalı temlikten kaynaklanan iptal davasının ipotek alacaklısının hakkına etki etmeyeceği değerlendirilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücuan tazminat davasında, işveren sorumluluk sigortası kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olup olmadığı ve işverenin sorumluluğunun kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 506 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrasındaki gelir artışlarından doğan Kurum zararının işverenden tahsiline olanak tanıyan kısmını iptal etmesi ve işveren sorumluluk sigortası poliçesinin işverenin sorumluluğunu sınırlandırması gözetilerek, yerel mahkemenin sigorta şirketinin sorumluluğunu poliçe limitiyle sınırlandırmadan ve işverenin sorumluluğunu gelir artışlarını da kapsayacak şekilde belirlemesi hatalı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aile konutu üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteğin kaldırılması davasında, halef olan kefilin tapu kaydına güven ilkesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve ipoteğin kaldırılıp kaldırılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu şerhi bulunmasa dahi ipotek alacaklısının taşınmazın aile konutu olduğunu bildiği ve eşin rızasını almaya çalıştığı, bu nedenle halef olan kefilin de tapu kaydına güven ilkesinden yararlanamayacağı, eşin rızası olmadan aile konutu üzerine konulan ipoteğin TMK m. 194 hükmü gereğince geçersiz olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sigorta şirketinin rücu davasında yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız fiilden doğan davalarda davacının birden fazla mahkemede dava açma hakkı bulunduğu, davalının yetki itirazında yetkili mahkemeyi belirtmediği ve HMK’nın 19/4. maddesi gereğince davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiği gözetilerek İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Rücuan tazminat davasında yetkili mahkemenin davalılardan birinin ikametgahı mahkemesi mi yoksa haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesi mi olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesinin HUMK m.21 uyarınca ortak yetkili mahkeme olduğu, ancak bu yetkinin kamu düzenine ilişkin kesin yetki olmadığı ve davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde dava açılmasının da mümkün olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın temyizi sonucu bozulması ve Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyması halinde, davanın esası hakkında nasıl hüküm kurulacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak esas hakkında hüküm kurması ve bu kararın Yargıtay tarafından bozulmasıyla ilk derece mahkemesi kararının hukuki varlığını yitirdiği, bu nedenle bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin hüküm mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığı sona erdirecek yeni bir karar vermesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı şirket ortağının, ortaklıktan ayrılmadan önce kefil sıfatıyla ödediği şirket borcunu, hisse devrine ilişkin protokol hükümleri de gözetilerek, asıl borçlu şirketten talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, şirket ortaklığından ayrılmış olsa dahi kefaleten ödediği borcu, hisse devri protokolünde aksine bir hüküm bulunmadığı ve kefilin BK m. 496 hükmü gereği alacaklının haklarına halef olarak rücu hakkına sahip olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.