Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesi”
- Uyuşmazlık: Hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebinin reddine dair verilen infaz hakimliği kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin itiraz mercii kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Adli para cezasından çevrilen hapis cezasının infazının 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi uyarınca doğrudan açık ceza infaz kurumunda yapılması gerektiği, bu nedenle kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmada adli para cezasından çevrilen hapis cezasının hesaba katılmaması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, itiraz mercii kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükümlünün neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan aldığı hapis cezasının paraya çevrilmesi aşamasında hesaplama hatası yapılarak fazla adli para cezasına hükmedilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece hükümlüye verilen hapis cezasının paraya çevrilmesi sırasında hesaplama hatası yapılarak fazla adli para cezası belirlendiği gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca Yargıtay tarafından hüküm bozulmuş ve doğru hesaplama yapılarak daha hafif bir adli para cezasına hükmedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan hükmedilen hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmemesine ve TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gösterilen gerekçenin yasal, yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıkasının silinmiş olması, yargılama sürecindeki olumlu davranışları ve pişmanlık duyup duymadığı hususunda yeterli değerlendirme yapılmadan cezanın ertelenmemesine ve adlî para cezasına çevrilmemesine dair gerekçenin yetersiz bulunması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın taşıdığı strafor balyasının düşerek bir kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın eyleminin basit taksir mi yoksa bilinçli taksir mi olduğu ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtar edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, yük taşıma kurallarına aykırı davranarak strafor balyasının düşebileceğini öngörmesine rağmen gerekli tedbirleri almaması nedeniyle bilinçli taksirle hareket ettiği ve 6545 sayılı Kanun değişikliğiyle getirilen kamuya yararlı işte çalıştırma hükmünün, TCK'nın 52/4. maddesindeki adli para cezasının hapse çevrilmesi hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan verilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıkasız olması, yargılama sürecinde olumsuz bir davranışının olmaması, pişmanlık beyanlarının samimi bulunması, bir kısım mağdurların zararlarının giderilmesi ve aleyhine açılan tazminat davasında verilen hükmü temyiz etmemesi gözetilerek, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi usul ve kanuna aykırı görülerek yerel mahkeme direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanığa verilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olaydan hemen sonra ambulans çağırması, kolluk kuvvetlerine teslim olması, ölenin yakınlarının zararlarını gidermesi, vicdan azabı çektiğini belirtmesi, pişmanlık duyması, sabıkasının bulunmaması ve yargılama sürecindeki olumlu tutum ve davranışları nazara alınarak, yerel mahkemenin hapis cezasını adli para cezasına çevirmemesinin dosya kapsamına uygun düşmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda görevli sanıklar hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan açılan kamu davasında, 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni alınması gerekip gerekmediği ve hapis cezalarının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların 399 sayılı KHK'nın 11. maddesinin (d) bendinde sayılan kişilerden olmayıp aynı maddenin (a) bendi uyarınca kuruma verdikleri zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine göre sorumlu tutulmaları gerektiği, dolayısıyla 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni alınmasına gerek olmadığı, ancak yerel mahkemece TCK'nın 50. maddesinin uygulanmamasına ilişkin yeterli ve hukuka uygun gerekçe gösterilmediği gözetilerek, yerel mahkemenin kararı, sanıklar hakkındaki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına dair kısmı yönünden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla mı yoksa bilinçli taksirle mi işlendiği ve bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hususlarında yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kırmızı ışıkta geçmesi nedeniyle meydana gelen trafik kazasında, neticeyi öngörmesine rağmen istemediği ve engellemeye çalıştığı, bu nedenle eyleminin bilinçli taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, ancak bilinçli taksir halinde verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık hakkında verilen hapis cezasının miktarı ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin yerel mahkeme kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kusurunun derecesi, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gibi hususlar ile orantılılık ilkesi gözetilerek temel cezanın üst sınıra yakın belirlenmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gerekçenin kanuna aykırı ve yetersiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen hapis cezalarının TCK’nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesinin gerekip gerekmediği ve sanıklardan birinin ölümü halinde hukuki durumunun ne olacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıklar hakkında taksirli suçtan verilen hapis cezalarının, sanıkların sabıka kayıtlarının bulunmaması, yargılama sürecindeki olumlu davranışları ve suçun işlenmesindeki tali kusurları gözetilerek TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle bu maddenin uygulanmamasının isabetsiz olduğu ve sanıklardan birinin ölümü nedeniyle de bu hususta mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararın gerekçesinin yasal olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına engel teşkil eden sabıkanın denetim süresi içinde olup olmadığı, TCK’nun 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilip edilmeyeceği ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilip gösterilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı almasına rağmen denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yasal ve yeterli olduğu, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin TCK'nın 52/4. maddesindeki ihtar yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmünde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırıma çevrilmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçelerin yasal ve yeterli olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ve suç işleme eğilimi gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yeterli olduğu, ancak hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırımlara çevrilmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçelerin yetersiz olduğu değerlendirilerek, Özel Daire kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.