Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hapis Cezasının Para Cezasına Çevrilmesi”
- Uyuşmazlık: Hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebinin reddine dair verilen infaz hakimliği kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin itiraz mercii kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Adli para cezasından çevrilen hapis cezasının infazının 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi uyarınca doğrudan açık ceza infaz kurumunda yapılması gerektiği, bu nedenle kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmada adli para cezasından çevrilen hapis cezasının hesaba katılmaması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, itiraz mercii kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan verilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıkasız olması, yargılama sürecinde olumsuz bir davranışının olmaması, pişmanlık beyanlarının samimi bulunması, bir kısım mağdurların zararlarının giderilmesi ve aleyhine açılan tazminat davasında verilen hükmü temyiz etmemesi gözetilerek, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi usul ve kanuna aykırı görülerek yerel mahkeme direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanığa verilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olaydan hemen sonra ambulans çağırması, kolluk kuvvetlerine teslim olması, ölenin yakınlarının zararlarını gidermesi, vicdan azabı çektiğini belirtmesi, pişmanlık duyması, sabıkasının bulunmaması ve yargılama sürecindeki olumlu tutum ve davranışları nazara alınarak, yerel mahkemenin hapis cezasını adli para cezasına çevirmemesinin dosya kapsamına uygun düşmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda görevli sanıklar hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan açılan kamu davasında, 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni alınması gerekip gerekmediği ve hapis cezalarının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların 399 sayılı KHK'nın 11. maddesinin (d) bendinde sayılan kişilerden olmayıp aynı maddenin (a) bendi uyarınca kuruma verdikleri zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine göre sorumlu tutulmaları gerektiği, dolayısıyla 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni alınmasına gerek olmadığı, ancak yerel mahkemece TCK'nın 50. maddesinin uygulanmamasına ilişkin yeterli ve hukuka uygun gerekçe gösterilmediği gözetilerek, yerel mahkemenin kararı, sanıklar hakkındaki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına dair kısmı yönünden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık hakkında verilen hapis cezasının miktarı ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin yerel mahkeme kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kusurunun derecesi, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gibi hususlar ile orantılılık ilkesi gözetilerek temel cezanın üst sınıra yakın belirlenmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gerekçenin kanuna aykırı ve yetersiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen hapis cezalarının TCK’nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesinin gerekip gerekmediği ve sanıklardan birinin ölümü halinde hukuki durumunun ne olacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıklar hakkında taksirli suçtan verilen hapis cezalarının, sanıkların sabıka kayıtlarının bulunmaması, yargılama sürecindeki olumlu davranışları ve suçun işlenmesindeki tali kusurları gözetilerek TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle bu maddenin uygulanmamasının isabetsiz olduğu ve sanıklardan birinin ölümü nedeniyle de bu hususta mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararın gerekçesinin yasal olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına engel teşkil eden sabıkanın denetim süresi içinde olup olmadığı, TCK’nun 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilip edilmeyeceği ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilip gösterilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı almasına rağmen denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yasal ve yeterli olduğu, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin TCK'nın 52/4. maddesindeki ihtar yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmünde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırıma çevrilmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçelerin yasal ve yeterli olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ve suç işleme eğilimi gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yeterli olduğu, ancak hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırımlara çevrilmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçelerin yetersiz olduğu değerlendirilerek, Özel Daire kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hükümde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında yapılan hesap hatasının düzeltilip düzeltilemeyeceği ve hükmün ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin kısmının uygulanabilirliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hesap hatası sonucu eksik belirlenen adli para cezasının, hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi sebebiyle aleyhe değiştirme yasağı kapsamında olduğu ve düzeltilemeyeceği, ancak hüküm fıkrasında yer alan "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesi" ibaresinin, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca kamuya yararlı işte çalıştırma seçeneğini göz ardı ettiği ve infazda tereddüt yaratabileceği gerekçesiyle hükmün bu kısmının bozulmasına, ilgili ibarenin çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçenin yeterliliği ile hükmün açıklanmasından sonra 6545 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik nedeniyle adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin ihtarat hükmünün uygulanabilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluşmaması gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması ve cezanın ertelenmemesi yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin, adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin ihtarat hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediğinden bahisle hükmün bu kısmının da onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususlarında yerel mahkemenin gerekçelerinin yeterliliği ve çelişkili olup olmadığı ile kamu görevlisine hakaret suçundan TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu görevlisine hakaret suçunda hapis cezasının tercih edilmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması kararının gerekçesinin yetersiz ve çelişkili olması, TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanmasının CMK 226'ya aykırı olmaması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve Özel Daire bozma kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma yoluna başvurulan bir olayda, yerel mahkemece verilen hapis cezasının, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozma halinde, Yargıtay'ın hükümlünün cezasını kaldırabileceği veya daha hafif bir cezaya hükmedebileceği, olayda yerel mahkemece eksik ceza tayin edilmiş ve hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi gerektiği gözetilmemiş olsa da, sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile kişiliği değerlendirildiğinde adli para cezasının daha lehe olduğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulup sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesinin aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.