Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hisse Senedi”
- Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, katılanların paralarını borsada değerlendirmeleri yönünde telkinde bulunmaları, katılanlar adına yetkili aracı kurum nezdinde hesap açılması, katılanların bu hesaplara para yatırmaları, sözleşme ve müşteri emir formlarındaki imzaların katılanlara ait olması, yetkili kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu'nun sanıkların eylemlerini idari para cezası ile yaptırım altına alması, katılanların hesaplarında bir dönem kâr elde edilmesi, borsalardaki genel düşüş eğiliminin zarara sebep olması, katılanların açtıkları alacak davaları sonucunda zararlarının tazmin edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunun maddi konusunun hareket unsurunu oluşturan hileli davranış olarak nitelendirilemeyeceği ve sanıklara atılı dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında işleme dayalı manipülasyon suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının uzman kişilerce düzenlenip düzenlenmediği ve TCK’nın 62. maddesindeki takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yeterli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporlarının alanında uzman kişiler tarafından düzenlendiği kabul edilmekle birlikte, TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yetersiz olması ve usulüne uygun lehe kanun karşılaştırması yapılmaması gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin yetkili çalışanı tarafından düzenlenen belgelerin davalı şirketi bağlayıp bağlamadığı ve davacının hisse senedi ve alacak miktarının nasıl hesaplanması gerektiği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin yetkili çalışanı tarafından şirket unvanı kullanılarak düzenlenen belgelerin, şirketin ana sözleşmesi ve 6762 sayılı TTK hükümleri uyarınca şirketi bağlayıcı nitelikte olduğu gözetilerek, davacının hisse senedi ve alacak miktarının bu belgeler ve davalı şirket kayıtları esas alınarak hesaplanması gerektiği belirtilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölünen şirketten kurulan yeni şirkette kurucu intifa/hisse senedi ihdas edilmemesi nedeniyle tazminat talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında, Özel Daire bozma kararında belirtilen tazminat talep hakkına ilişkin direnme gerekçesinin açıklanmaması ve Anayasa’nın 141/3. maddesi ile HMK’nın 297. maddesinde öngörülen gerekçeli karar verme zorunluluğuna uyulmaması gözetilerek direnme kararı usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Borçlunun anonim şirketteki hissesine haciz konulması işleminin, borçlunun artık ortak olmaması nedeniyle iptal edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılmamışsa, çıplak payın haczi için icra dairesinin şirkete ihbarname göndererek haciz işlemini gerçekleştirmesi gerektiği, somut olayda icra müdürlüğünün bu usule uymayıp İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazarak haciz koydurmasının hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıların, kurucu intifa senetleri ile hak sahibi oldukları şirketin kısmi bölünmesi sonucu kurulan yeni şirkette kurucu intifa senedi ihdas edilmemesi nedeniyle tazminat talep edip edemeyecekleri.
Gerekçe ve Sonuç: Bölünen şirketteki kurucu intifa senedi sahiplerinin haklarının, bölünme sonucu kurulan şirkette de korunması gerektiği, aksi halde bölünen şirketin aktifinden devralan şirkete aktarılan kıymetler sebebiyle hakları ihlal edilen kurucu intifa senedi sahiplerinin tazminat talep edebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı bankaya ait kurucu hisse senedi bedellerinin davacılar tarafından tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın sahte belgeye dayanarak işlem yapmasından sorumlu olduğu, mirasçıların tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olması gerektiği ve hisse devirlerinde yapılan hesaplamanın hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının davacılar ve davalı gerçek kişiler yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların miras yoluyla sahip olduklarını iddia ettikleri hamiline yazılı hisse senetlerinin davalı şirket tarafından değiştirilmemesi ve akabinde imha edilmesi nedeniyle açılan alacak ve sahtelik tespiti davaları.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın önceki bozma kararına uygun hüküm kurduğu, dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve davacıların hisse senetlerine ilişkin hak iddialarının dayanağı olan tespit tutanağının sahteliğinin tespitine karar verildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nama yazılı anonim şirket hisselerine ilişkin haciz işleminin, icra memurunun hisse senetlerine fiilen el koyması suretiyle mi yoksa şirket pay defterine haciz şerhi konulmasıyla mı yapılması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Nama yazılı anonim şirket hisselerinin kıymetli evrak niteliğinde olması ve İİK'nın 88. maddesi uyarınca bu tür mallara icra dairesince fiilen el konulması gerektiği, dolayısıyla şirket pay defterine haciz şerhi konulmasıyla yapılan haciz işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının hamiline yazılı hisse senetlerinden kaynaklanan temettü ve hisse senedi bedeli alacağı için doğru davalıya dava açıp açmadığı hususunda husumet itirazının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hisseleri devralınan şirket yerine devralan şirkete dava açması gerekirken, yalnızca yönetim kurulu başkanının aynı kişi olması nedeniyle başka bir şirkete de husumet yöneltmesinin hukuken geçerli bir gerekçe olmadığı gözetilerek, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından ciro edilen bononun karşılığının ödenip ödenmediği ve davacıların istirdat talebinde bulunup bulunamayacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı, bononun şirket hisse devri karşılığı düzenlendiğini savunmuş, mahkemece ise bononun karşılığının ödendiğinin kabulüyle istirdat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay ise, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olması ve ispat yükünün davacı tarafta olması sebebiyle, davacının senedin karşılıksız olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuş, yerel mahkemenin direnme kararı üzerine, Hukuk Genel Kurulu, Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiğinden bahisle direnme kararını bozmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.