Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hukukî Güvenlik”
- Uyuşmazlık: Mahkemenin, davalı vekilinin maddi hata düzeltme talebi üzerine, daha önce onadığı işçilik alacakları davasına ilişkin kararını bozmasının ve yerel mahkemenin bu bozma kararına direnmesinin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin, daha önce onama kararı verdiği davada, davalı vekilinin maddi hata düzeltme talebi üzerine, esasen temyiz dilekçesinde ileri sürülen ve hükme esas alınan hususları değerlendirerek bozma kararı vermesi usul ve yasaya aykırı olup, yerel mahkemenin bu bozma kararına direnmesi yerinde görülerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davaya konu çeklerin davalı bankaya temlik cirosuyla mı yoksa rehin cirosuyla mı devredildiği ve buna bağlı olarak davacının menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Aynı taraflar arasında ve aynı çek tevdi bordrosuna konu diğer bir çek hakkında verilen ve Yargıtay tarafından onanan kesin hüküm, mevcut davanın konusunu oluşturan çekler için de güçlü delil niteliğinde olup hukuki güvenlik ve istikrar ilkeleri gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İş mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvuran davalının, gerekçeli istinaf dilekçesini yasal süre olan iki haftadan sonra vermesi nedeniyle, bölge adliye mahkemesinin dilekçeyi işleme koymayıp sadece kamu düzenine aykırılık denetimi yapmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İstinaf başvuru süresinin gerekçeli kararın tebliği ile başladığı, kanunda süre tutum dilekçesi verilmesine dair bir düzenleme bulunmadığı, kesin sürelerin hakim tarafından değiştirilemeyeceği, makul süre kavramının hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerine aykırı olduğu ve Anayasa Mahkemesinin de benzer yönde karar verdiği gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçilik alacakları davasında, davalı vekilinin süresinde sunduğu gerekçeli istinaf dilekçesinin işleme konulmaması nedeniyle oluşan usul hataları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin, ilk olarak sunduğu gerekçesiz istinaf başvurusu sonrasında, yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesini sunmuş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesinin sadece ilk dilekçeyi dikkate alarak esastan red kararı vermesi ve Yargıtay’ın da bu kararı bozmasının adil yargılanma hakkına, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olması gözetilerek, Özel Daire bozma kararı ve direnme kararı ortadan kaldırılarak, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, gerekçeli istinaf dilekçesinin değerlendirilmesi için gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi üzerine davacı vekilince süre tutum dilekçesi verilmesine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinden sonra sunulduğu davada, bölge adliye mahkemesince HMK’nın 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi sonucu verilen kararın Özel Daire tarafından bozulmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümdeki tüm hususların gerekçesiyle birlikte açıklanması nedeniyle istinaf başvuru süresinin gerekçeli kararın tebliği ile başladığı, davacı vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayan sekiz günlük istinaf başvuru süresi içinde istinaf sebeplerini içeren dilekçeyi sunmadığı, ödenen aylık ücret miktarı hususunun kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil etmediği gözetilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 355. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi sonrası verilen süre tutum dilekçesiyle istinaf yoluna başvurulan bir davada, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süre geçtikten sonra verilmesi halinde, bu dilekçenin makul sürede verildiği kabul edilip incelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yoluna başvuru sürelerinin kesin süreler olduğu, hakim tarafından uzatılamayacağı ve süre tutum dilekçesi verilmesinin ek süre sağlamayacağı, ayrıca makul süre kavramının belirsizliği nedeniyle hukuki güvenlik ilkesine aykırı olacağı gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin süresinden sonra verilen gerekçeli istinaf dilekçesini incelemeyip ilk derece mahkemesi kararını sadece kamu düzeni yönünden incelemesinin yerinde olduğuna ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı tarafından satın alınan tarım arazisi üzerinde, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/İ maddesine dayanarak önalım hakkı kullanıp kullanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava konusu tarım arazisinin satışı tarihinde sınırdaş parselde tam malik konumunda bulunmaması, satış tarihinden sonra tam malik olması ise önalım hakkının doğmadığından, davacının önalım hakkını kullanamayacağına karar verilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacıların, davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilinin tahsili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı, bedel tespitinde ve davalı idarenin sorumluluğunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak yargılama giderlerine ilişkin hükümde kamu düzenine aykırılık tespit edildiğinden, bu husus düzeltilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Prime esas kazancın tespiti davasında, ücretin tespiti için HMK m. 200'deki senetle ispat sınırının uygulanıp uygulanmayacağı ve aynı işverene karşı açılmış benzer bir davada Yargıtay'ın verdiği onama kararının emsal teşkil edip etmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında ücretin tespitinde HUMK m. 288'deki (HMK m. 200) senetle ispat kuralının geçerli olduğu, ancak resen araştırma ilkesi gereği mahkemenin, banka kayıtları gibi delilleri değerlendirip eksik incelemeyi tamamlaması gerektiği, ayrıca benzer davalarda verilen kararların hukuki istikrarı zedelemeksizin her davanın kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının yakalandığı meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlık ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve uygulanacaksa, kaçınılmazlığın değerlendirilmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Aynı işverene yönelik benzer davalarda kaçınılmazlık ilkesi uygulanmadan verilen ve kesinleşen çok sayıda karar bulunduğu, bu nedenle Özel Dairece kaçınılmazlığın değerlendirilmesine yönelik verilen bozma kararının hukuki güvenlik ilkesini zedeleyeceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sigortalının yakalandığı meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlık ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve bu bağlamda, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuki güvenlik ilkesi gereğince, aynı işverene yönelik benzer davalarda kaçınılmazlık ilkesi uygulanmadan verilen ve kesinleşen kararlar gözetilerek, Özel Daire'nin kaçınılmazlığın değerlendirilmesine dair bozma kararının hukuki güvenlik ilkesini zedeleyeceği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sigortalının yakalandığı meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlık ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve bu bağlamda, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuki güvenlik ilkesi gereği, aynı işverene yönelik benzer davalarda kaçınılmazlık ilkesi uygulanmadan verilen ve kesinleşen kararlar bulunduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.