Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçiş Hükümleri”
- Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutuklama kararının gerekçesiz olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasında, 5271 sayılı CMK hükümleri yerine 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin yargısal faaliyetlerinden doğan tazminat davalarına ilişkin özel düzenleme olan HUMK m. 573 ve devamı maddelerinin, CMK’nın devletin sorumluluğunu düzenleyen hükümlerine göre özel nitelikte olduğu ve davacının dava yolunu seçme hakkı bulunduğu, ayrıca tutuklama kararının gerekçesizliği iddiasının HUMK m. 573/2 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu ve davanın reddine ilişkin kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı vekilinin, direnme kararına konu alacak miktarının temyiz edilebilirlik sınırının altında olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte uygulanacak temyiz edilebilirlik sınırının 1.540,00 TL olduğu, direnme kararına konu miktarın ise 986,06 TL ile bu sınırın altında kaldığı ve davacı tarafça temyiz yoluna gidilmediği gözetilerek, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı alınması ve bu avansın yatırılmaması nedeniyle davanın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi gereğince tamamlanmamış işlemlere derhal uygulanacağı, ancak uyuşmazlığa konu davanın açıldığı tarihte HUMK'da gider avansı düzenlemesinin bulunmadığı, HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte ise davanın dilekçeler aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiği, bu durumda HMK'nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle gider avansının dava şartı haline gelmesi nedeniyle eksik yatırılan avansın tamamlanması için verilen kesin süreye uyulmaması üzerine davanın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, gider avansının dava dilekçesi ile yatırılması gereken bir avans olması ve HMK'nın 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere etki etmeyeceği gözetilerek, davacıya HMK'nın 120. maddesi uyarınca gider avansı için kesin süre verilemeyeceğine ve bu nedenle davanın reddedilemeyeceğine, delil avansı için HMK'nın 324. maddesinin uygulanması gerektiğine karar verilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ölüm aylığının, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle 5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesi uyarınca kesilmesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu işleminin iptali istemiyle açılan davada, yerel mahkemenin direnme kararının hukuki olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesinin, ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla düzenleme getirmesi ve bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunmaması, ayrıca yerel mahkemece birlikte yaşama olgusunun yeterli araştırma yapılmadan tespit edilmesi gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ayıplı ürünün yenisi ile değiştirilmesine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun miktar yönünden kanun yoluna kabil olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte uygulanacak temyiz sınırının altında kalınması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri gözetilerek davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 01.01.2008 tarihinde ölen babasından dolayı 506 sayılı Kanun uyarınca bağlanan yetim aylığı, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle 19.10.2008 tarihinde kesilen davacı tarafından, kesilme işleminin iptali ve aylığın devamı istemiyle açılan dava.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin, ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla düzenleme getirmiş olması ve düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olmadığının Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmesi, ayrıca davalıya aylığın 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra kesilmiş olması gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmayarak verilen direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi bir davada, davanın 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez, 6100 sayılı HMK döneminde bir kez olmak üzere iki defa takipsiz bırakılması halinde, HMK’nın 320/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesindeki “tamamlanmış işlemler” istisnasının, usule ilişkin işlemlerin tamamlanmış olmasını ifade ettiği, bu nedenle önceki yasa zamanında yapılmış olan davanın işlemden kaldırılması işleminin kazanılmış hak olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ayıplı ürünün değişimi davasında, direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun, dava değerinin temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması nedeniyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 427/2. maddesinde belirtilen temyiz edilebilirlik sınırının, dava konusu ürünün değerinden daha yüksek olması ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği hususların, miktar itibariyle temyiz sınırının altında kalması gözetilerek, davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.