Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 371”
- Uyuşmazlık: Hakim aleyhine açılan tazminat davasında, davanın hangi mahkemede (Ağır Ceza Mahkemesi mi yoksa Yargıtay 4. Hukuk Dairesi mi) görülmesi gerektiği hususunda görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimin verdiği tutuklama ve yakalama kararlarının gerekçesiz ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasının, hakimin genel hukuki sorumluluğuna dayalı bir dava olduğu ve 5271 sayılı CMK'nın koruma tedbirlerine ilişkin tazminat hükümlerinin uygulanamayacağı, bu nedenle de davanın 2802 sayılı HSK'nın 93/A maddesi ile 6100 sayılı HMK'nın 46. ve devamı maddeleri uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde görülmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait Irak'taki bir işyerinde çalışan davacının işçilik alacakları davasında, taraflar arasında imzalanan yurt dışı hizmet sözleşmesindeki hukuk seçimi maddesi gereğince Irak hukukunun mu yoksa Türk hukukunun mu uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan yurt dışı hizmet sözleşmesinde, uyuşmazlık halinde Irak hukukunun uygulanacağına dair açık bir hukuk seçimi maddesi bulunduğu, davacının tüm çalışma süresini Irak'ta geçirdiği ve mutad işyerinin Irak olduğu gözetilerek, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Irak hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirket nezdinde çalışan davacının yurt dışında geçen çalışma sürelerine ilişkin iş sözleşmelerinde yer alan hukuk seçimi hükümlerinin geçerliliği ve uygulanacak hukukun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların, iş sözleşmelerinde davacının Suudi Arabistan ve Dubai'deki çalışma dönemleri için sırasıyla Suudi Arabistan ve Dubai hukukunun uygulanması konusunda 5718 sayılı Kanun'un 27. maddesinin birinci fıkrasına uygun ve geçerli bir hukuk seçimi yaptığı, bu dönemlerde Suudi Arabistan ve Dubai hukukunun aynı zamanda mutad işyeri hukuku olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin işverenine karşı açtığı alacak davasında hangi ülke hukukunun uygulanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan yurt dışı hizmet sözleşmesinde uygulanacak hukukun Rusya Federasyonu hukuku olarak kararlaştırıldığı, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların hukuk seçimi yapabileceği gözetilerek, yerel mahkemenin ... hukukunu uygulayarak verdiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılan hizmet alım sözleşmesinde, asıl işverenin, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olup olmadığı hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılması nedeniyle, 4735 sayılı Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanamayacağı ve asıl işverenin, 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılan bir hizmet alım sözleşmesinde, asıl işverenin, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılmış olması nedeniyle, anılan Kanun'un 62. maddesinin (e) bendine ve 4735 sayılı Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrasına ilişkin hükümlerin uygulanma yeri olmadığı ve asıl işverenin, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin yedinci fıkrası gereğince alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının yurt dışı şantiyelerinde çalışan davacının işçilik alacakları davasında, uyuşmazlığa hangi ülke hukukunun uygulanacağı, hizmet süresi, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili, dini ve milli bayram ücretlerine hak kazanılıp kazanılmadığı, ücret ve ücretin belirlenme yöntemi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların yurt dışı hizmet sözleşmeleri ile bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları, davacının dava konusu dönemlerde Rusya'da bulunan işyerinde çalıştığı ve mutad işyerinin Rusya olduğu, dolayısıyla dava konusu alacaklar hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı şirketin yurt dışı projelerinde çalıştığı dönemden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı talepleri için, uyuşmazlığa uygulanacak hukukun tespiti ve davacının bu tazminatlara hak kazanıp kazanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin farklı dönemlerde ve farklı ülkelerde çalıştığı ve taraflar arasında bir yurt dışı iş sözleşmesi mevcut olduğu tespit edildiğinden, her dönem için 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddesi uyarınca uygulanacak hukukun (hukuk seçimi, mutad işyeri hukuku veya daha sıkı ilişkili hukuk) tespiti ve buna göre tazminat haklarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, eksik inceleme ile hüküm kuran yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Usulsüz kamulaştırma nedeniyle idare adına tescil edilen taşınmaz için açılan bedel davasında, taşınmazın değerinin hangi tarihteki rayiçleri üzerinden hesaplanması gerektiği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptal edilmesi ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri gözetilerek, taşınmaza fiilen el konulduğu tarihteki rayiçler üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinden, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin davada, Anayasa Mahkemesi'nin 7201 sayılı Kanun'un bazı maddelerini iptal etmesi üzerine, bedelin hangi tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ek 3. maddesindeki usulsüz kamulaştırmalara da uygulanacağına dair hüküm ile geçici 17. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından etkilenmediği ve taşınmazın idare adına tescil edildiği tarihin değerleme tarihi olarak esas alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özel Dairece onanarak kesinleşen işçilik alacakları davasına ilişkin kararın, davalıların maddi hata düzeltme talepleri üzerine bozulmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin, daha önce temyiz aşamasında ileri sürülmüş ve değerlendirilmiş olan işyeri devri konusundaki hukuki değerlendirmesindeki farklılığın, maddi hata olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle kesinleşmiş karara hukuki güvenlik ilkesi gereği dokunulamayacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.