Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hukuka Aykırı Zilyetlik”
- Uyuşmazlık: Fuhşa aracılık suçlamasıyla yapılan aramada, CMK'nın 119/4. maddesine göre arama tanığı bulundurulmamasının arama işlemini hukuka aykırı hale getirip getirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: CMK'nın 119/4. maddesinin açık hükmüne aykırı olarak, arama işleminin ihtiyar heyeti veya komşulardan iki kişi bulundurulmadan yapılması nedeniyle hukuka aykırı olduğu, bu nedenle elde edilen delillerin de hukuka aykırı delil olarak kabul edilmesi ve hükme esas alınamayacağı gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın konutunda arama tanığı bulundurulmadan yapılan aramada ele geçirilen delillerin hukuka aykırı olup olmadığı ve bu deliller dışında sanığın mahkumiyeti için yeterli delil bulunup bulunmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 119/4. maddesine aykırı olarak sanığın konutunda arama tanığı bulundurulmadan yapılan aramada elde edilen delillerin hukuka aykırı delil olarak kabul edilmesi ve bu deliller dışında sanığın mahkumiyeti için yeterli delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin yağma mı yoksa hırsızlık mı oluşturduğu hususunda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hırsızlık amacıyla girdiği iş yerinde, mağdur iş yerine gelince elindeki silahı doğrultarak mağduru kaçmaya mecbur etmesi ve malı almadan ayrılmasının yağma suçunu oluşturduğu, Yerel Mahkemece eylemin hırsızlık olarak nitelendirilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı ve temyiz incelemesinin sanık müdafisinin temyiz nedenleriyle sınırlı olmayıp maddi hukuka aykırılık iddialarının tümünün incelenmesi gerektiği gözetilerek, hırsızlık, silahla tehdit ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye girip bu ilişkiyi kaydeden ve mağdurenin çıplak fotoğraflarını çekip telefonunda saklayan sanığın eyleminin TCK m. 226/3'teki müstehcenlik suçunu mu yoksa TCK m. 134'teki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu mu oluşturduğu, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturması halinde ise zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin rızası olsa dahi cinsel ilişkiyi kaydedip çıplak fotoğraflarını çekmesinin ve mağdurenin silinmesini istemesine rağmen bu kayıtları telefonunda saklamasının TCK m. 226/3’te düzenlenen müstehcenlik suçunu ve TCK 134/1’de düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, tek fiille birden fazla suç oluşması sebebiyle TCK m. 44’teki fikri içtima hükümleri gereğince en ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesiyle işin sona erdiği, feshin geçersizliğine dair bir karar bulunmadığı, sanıkların sözleşmeden doğan haklarını kullanarak şantiyeye gelip durum tespiti yapıp şantiyeye vaziyet etmekten ibaret eylemleri dışında çalışan işçilerin serbestçe çalışmalarını engellemeye yönelik bir davranışta bulunmadıkları gözetilerek, sanıkların iş ve çalışma hürriyetini ihlal kastıyla hareket etmedikleri kabul edildiğinden, yerel mahkeme direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bankanın hakim hissedarları ve yöneticileri tarafından gerçekleştirilen bir dizi kredi kullandırma, avans verme ve teminat mektubu düzenleme işlemlerinin zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığı ve bu suçtan dolayı sanıklar hakkında eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine Müsteşarlığının bankanın hakim hissedarlarına ait şirketlere kredi kullandırılmaması yönündeki talimatlarına rağmen, sanıkların banka kaynaklarını zimmet kastıyla bu şirketlere aktardıkları, kredilerin geri ödenmeyeceğinin bilinmesine rağmen temdit edildiği, yeterli ve gerçek bir teminat alınmadığı, verilen kredilerin banka zararıyla sonuçlandığı, tüm bu hususların dosya kapsamından anlaşıldığı ve ek bir araştırma gerektirmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmünün Özel Dairece incelenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine, suç unsurlarının oluşup oluşmadığı ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, katılanın imzasını taklit ederek sahte banka talimatları oluşturması ve tediye makbuzlarında tahrifat yaparak şirkete ait hesaplardan para çekmesi ve kendi lehine kullanması, katılanın rızası olmaksızın gerçekleştiği ve sanığın eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu, ayrıca sanığın suça konu zararı giderme konusunda pişmanlık göstermediği ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmü onanmış, güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesinin yapılması için dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, Pamukbank'ta görevli oldukları dönemde gerçekleştirdikleri bir dizi kredi kullandırma, avans verme ve teminat sağlama işlemlerinin zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığı ve bu eylemlerin hukuki niteliğinin ne olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, Hazine Müsteşarlığı'nın uyarılarına rağmen kredibiliteleri bulunmayan veya şüpheli olan firmalara kredi kullandırmaları, avans vermeleri ve teminat sağlamaları, bankanın kaynaklarını zimmete geçirme kastıyla hareket ettiklerini gösterdiğinden, eylemlerinin zincirleme suç hükümleri uyarınca basit zimmet suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, davacıya ait olduğu iddia edilen ancak sonradan sahte olduğu anlaşılan cirolu bir çeke dayanarak başlattığı icra takibi nedeniyle davacının maaşına haciz konulması sebebiyle manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, üzerinde davacıya ait olduğu iddia edilen ciro bulunan çeki üçüncü bir kişiden aldığı, beyaz ciro bulunması sebebiyle davalının çeki ciro yoluyla almamış olmasının haksız sayılamayacağı, davalının imzanın sahte olduğunu bilmediği ve ağır kusurunun bulunmadığı gözetilerek, davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan ve miras bırakan tarafından inşa edilmiş bir evle ilgili elatmanın önlenmesi davasının, zilyetliğin korunması davası mı yoksa hak davası mı olduğu ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların miras hakkına dayanarak açtıkları davanın, zilyetliğin ötesinde miras hukukundan kaynaklanan haklara ilişkin bir uyuşmazlık olduğu, davacıların zilyetlikten başka haklarının da bulunduğu ve bu hakların zilyetlik davası kapsamında değerlendirilmesinin haksızlığa yol açacağı gözetilerek, davanın hak davası niteliğinde olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çalınan kredi kartıyla yapılan alışveriş nedeniyle bankanın ve üye işyerinin sorumluluğunun kapsamı ve kart hamilinin kusur durumu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kredi kartının çalınmasında kusurunun olmadığı, bankanın güvenlik zafiyeti taşıyan bir sistem kullanıp kullanmadığının araştırılması gerektiği ve üye işyerinin de yeterli kimlik kontrolü yapmaması sebebiyle sorumluluğunun bulunduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın haksız suretle ele geçirdiği banka kartını kullanarak menfaat temin etmesi eyleminin dolandırıcılık suçunun yanında banka kartlarının kötüye kullanılması suçunu da oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdura yardım bahanesiyle yaklaşarak banka kartını ele geçirmesinin ve sonrasında kartı kullanarak para çekmesinin, banka kartlarının kötüye kullanılması suçunun yanında ayrıca hırsızlık suçunu da oluşturduğu, eylemler arasında fikri içtima olmadığı ve gerçek içtima kurallarının uygulanması gerektiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.