Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kötü Niyet”
- Uyuşmazlık: Davacı işçinin, işvereni tarafından sigortasız çalıştırılması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu'na yaptığı şikayet üzerine işten çıkarıldığı iddiasıyla açtığı davada, feshin kötü niyetli olup olmadığı ve kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının şikayeti üzerine düzenlenen müfettiş raporunu ve işverene tebliğ edilip edilmediğini incelemeden, eksik araştırma ve inceleme ile kötü niyet tazminatına hükmetmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı markasının tescil başvurusunun yapıldığı tarihte Türkiye'de marka tescili ve markasal kullanımı olmayan davacının, kötü niyet iddiasına dayalı olarak davalı markasının hükümsüzlüğünü isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 556 sayılı KHK'nın 42. maddesinde kötü niyetli tescilin hükümsüzlük sebebi olarak sayılmamasına rağmen, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca kötü niyetin hukuken korunamayacağı ve davalı markasının kötü niyetle tescil ettirildiğinin anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin davalı markasının hükümsüzlüğüne ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İbraname verildikten sonra aynı icra takibine devam edilmesi nedeniyle açılan menfi tespit davasında kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesinin, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan "takibin" haksız ve kötü niyetli olmasını aradığı, "takibin" denilmekle takip tarihindeki haklılık durumunun esas alındığı, somut olayda ise takibin başlangıcında davalının haklı ve iyi niyetli olduğu, kötü niyetin ibranameden sonra ortaya çıktığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Borçlu şirketler aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı ve buna bağlı olarak borçlular lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Vekaletnamede kambiyo senedi düzenleme yetkisinin açıkça yer almaması nedeniyle alacaklının takipte kötü niyetli veya ağır kusurlu olmadığı, geniş yetkili vekaletnameye dayanarak işlem yapan alacaklının bu hususu bilmesinin beklenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itirazın kabulü halinde, senedi takibe koyan alacaklının ağır kusurlu olup olmadığı ve buna bağlı olarak kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı bankanın, borçlu şirketin temlik cirosu ile eline geçen çekteki imzanın, şirket yetkilisinin imzası ile benzerlik göstermesine rağmen, imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan çeki kabul ederek takibe koymasında ağır kusurlu olduğu ve bu nedenle borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında, alacaklının icra takibinde kötü niyetli olup olmadığı ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı ile ilgisi bulunmayan havale dekontları ve kanıtlanamayan kefalet iddiasıyla icra takibi başlatmasının, alacağının olmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde takip yaptığı sonucuna ulaşılmasına ve kötü niyetli olduğunun dosya kapsamından anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmettiği direnme kararı onanmış, ancak tazminat miktarının temyiz incelemesinin yapılmamış olması nedeniyle dosya miktar yönünden inceleme yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin, daha önceki bir sulh sözleşmesiyle belirli ürünlerde kullanmayacağını taahhüt ettiği "ROCCO" ibaresini içeren yeni bir marka başvurusunda bulunmasının kötü niyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, taraflar arasındaki sulh sözleşmesini zaten değerlendirmiş olduğu ve davalının kötü niyetli olmadığına dair bir tespitte bulunduğu gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş, ancak sulh sözleşmesine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlu şirketin yetkilisi olmayan bir kişi tarafından düzenlenen bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibine itiraz üzerine, alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı ve kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Vekaletnamede açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisi yer almamasına rağmen, genel ve geniş yetkiler içeren bir vekaletnameye dayanarak düzenlenen bononun takibe konulmasında alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olmadığı, bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mirasçılardan birine karşı, miras bırakan tarafından tesis edilmiş ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte alacaklının kötü niyetli olup olmadığı ve kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz üzerindeki ipotek, kimin mülkiyetinde olursa olsun, belirtilen ticari kredinin teminatı olarak tesis edildiğinden, mirasçıya karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmasında usulsüzlük veya hukuka aykırılık bulunmadığı ve alacaklının kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.