Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kümülatif Koruma”
- Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markası altında e-ticaret sitelerinde ürün satışı yapması ve davacıya ait ürün görsellerini ve açıklamalarını kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli marka haklarının SMK kapsamında özel olarak korunduğu ve haksız rekabet hükümlerinin SMK ile birlikte uygulanarak kümülatif koruma sağlanamayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının haksız rekabetin tespitine dair kısmı kaldırılarak onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından üretilen ürünlerin davacıya ait patent haklarına tecavüzünün ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Patent hakkına tecavüzün tespiti halinde, Sınai Mülkiyet Kanunu'nun haksız rekabet hukukunu da kapsayacak şekilde özel ve üstün bir koruma öngörmesi ve kümülatif korumanın uygulanmaması gerektiği gözetilerek, haksız rekabetin tespiti, men'i ve ref'ine dair talepler yönünden verilen kabul kararının kaldırılmasına, bu hususta davanın reddine ve kararın bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, ticaret unvanını ve sonradan tescil ettirdiği markasını kullanmasının davacının tescilli markasına ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, oluştursa dahi davalının sonradan tescil ettirdiği markasını savunma olarak ileri sürüp süremeyeceği ile tazminat miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının marka hakkına tecavüz iddiasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile düzenlenmesi ve bu kanunun haksız rekabet korumasını da içerecek şekilde özel ve daha üstün bir koruma sağlaması, ayrıca özel kanun hükmü yanında haksız rekabeti de uygulanmasını gerektirecek bir kanun hükmü bulunmaması nedeniyle, kümülatif korumanın mümkün olmadığı ve sadece özel kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Tescilli ve tescilsiz tasarıma tecavüz ile haksız rekabet iddialarına ilişkin açılan davada, tescilsiz tasarımın Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında korunup korunamayacağının ve haksız rekabet hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Tescilsiz tasarımın Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 56. maddesindeki yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşıyıp taşımadığının, taşıması halinde Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri çerçevesinde, taşımaması halinde ise haksız rekabet hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, bu hususların eksik incelenmesi nedeniyle bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait işyerlerinde davacıya ait tescilli markanın taklit ürünlerinin satılması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men'i ve tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesinden sonra tescilli marka hakkı ihlallerinde SMK hükümlerinin özel düzenleme niteliğiyle haksız rekabet hükümlerine göre öncelikli olarak uygulanması ve kümülatif korumanın mümkün olmaması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının haksız rekabete ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından üretilen ürünlerin, davacıya ait tescilli bir tasarım hakkını ihlal edip etmediği ve haksız rekabete yol açıp açmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesiyle tescilli sınai haklar bakımından sadece SMK hükümlerinin uygulanacağı, haksız rekabet hükümlerinin SMK ile birlikte uygulanamayacağı ve kümülatif korumanın uygulanma alanı olmadığı gözetilerek, mahkeme kararındaki haksız rekabete ilişkin kısımlar çıkartılarak karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tescilli marka ve tasarım haklarına tecavüz ile haksız rekabet iddiasına dayalı açılan davada, haksız rekabet hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesinden sonra tescilli marka ve tasarımların 6769 sayılı SMK ile özel olarak korunduğu, SMK hükümlerinin haksız rekabet hukukunu da kapsayacak şekilde düzenlendiği ve bu nedenle tescilli marka ve tasarım haklarına tecavüz ile haksız rekabet davalarında kümülatif korumanın uygulanma alanı kalmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının haksız rekabetin tespiti ve men'ine ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından kullanılan işaretlerin davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tescilli markaların, 6769 sayılı SMK ile haksız rekabet hukukunu da kapsayacak şekilde özel olarak korunduğu, bu nedenle SMK hükümlerinin haksız rekabet hükümlerine göre öncelikli olarak uygulanması ve kümülatif korumanın söz konusu olmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının haksız rekabete ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından üretilen ayakkabıların, davacının tescilli tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli tasarım haklarının özel kanun olan 6769 sayılı SMK ile korunmasının yeterli olduğu, haksız rekabet hükümlerinin SMK ile birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının haksız rekabetin tespiti ve meni yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tescilli bir markanın izinsiz kullanımının hem marka hakkına tecavüz hem de haksız rekabet teşkil edip etmediği ve kümülatif korumanın uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli marka haklarının özel kanun olan 6769 sayılı SMK ile korunmasının yeterli görüldüğü, haksız rekabet hükümlerinin SMK hükümleri yanında eş zamanlı olarak uygulanmasının mümkün olmadığı ve kümülatif korumanın artık uygulama alanı kalmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının haksız rekabetin tespiti ve men'ine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın davacıya ait tanınmış markalara tecavüzünün ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti, hükümsüzlüğü ve terkinine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tescilli markaların Sınai Mülkiyet Kanunu ile özel olarak korunduğu ve haksız rekabet hükümlerinin tescilli marka hakkına tecavüz ile birlikte uygulanamayacağı, kümülatif korumanın söz konusu olamayacağı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının haksız rekabetin tespiti, men'i ve ref'ine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tescilli bir markanın izinsiz kullanımının hem marka hakkına tecavüz hem de haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli marka hakları bakımından sadece özel kanun olan 6769 sayılı SMK hükümlerinin uygulanacağı, SMK'nın haksız rekabeti de kapsayacak şekilde özel ve üstün koruma sağladığı, bu nedenle haksız rekabet hükümlerinin SMK yanında ayrıca uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının haksız rekabetin tespiti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.