Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kıyasa Yol Açacak Yorum”
- Uyuşmazlık: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, seçenek yaptırım öngörülen kasten yaralama suçunda, hapis cezası temel ceza olarak seçildikten sonra adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara çevrilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, kanunda açıkça yasaklanmayan hususlarda kıyas yoluyla yorum yapılamayacağı ve TCK'nın 58/3. maddesinde tekerrür halinde hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesi gerektiği belirtilse de 50/1. maddede yer alan diğer seçenek yaptırımların uygulanmasının açıkça yasaklanmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararındaki ilgili bozma bendinin çıkarılmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, seçenek yaptırım öngörülen kasten yaralama suçunda, hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesinden sonra, bu cezanın adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara çevrilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, kanun koyucunun tekerrür halinde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesini yasakladığı, ancak diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi konusunda bir yasaklama öngörmediği, kıyas yasağı da gözetilerek, hapis cezasının adli para cezası dışındaki bir seçenek yaptırıma çevrilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Lehe yalan tanıklık yapan sanıklar hakkında, daha sonra gerçeği söylemeleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 274. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yalan tanıklık suçunda korunan hukuki değerin maddi gerçek olduğu, bu nedenle lehe tanıklığın da gerçeğe aykırılığının yalan tanıklık suçu oluşturacağı, sanıkların yalan tanıklıkları nedeniyle henüz bir hak kısıtlaması veya yoksunluğuna dair karar veya hüküm verilmeden önce gerçeği söylemeleri gözetilerek TCK'nın 274/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tehdit suçundan verilen kısa süreli hapis cezasının TCK'nın 50/1. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında seçenek yaptırım öngörmeyen TCK’nın 106/1-1. cümle maddesi kapsamında kalan tehdit suçunda verilen kısa süreli hapis cezasının TCK'nın 50/1. maddesinde düzenlenen adli para cezası veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesinde yasal bir engel bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Eşlerden birinin düzenlediği iddianame ile açılan kamu davasında, diğer eşin hâkim sıfatıyla yargılama yapmasının ve karar vermesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza muhakemesinde tarafsızlığın güvence altına alınmasına yönelik düzenlemeler, CMK'nın 22 ve 23. maddelerinde sınırlı olarak sayılan hâkimin davaya bakamayacağı ve yargılamaya katılamayacağı hâller arasında, eşlerden birinin iddianame düzenlemesi durumunda diğer eşin hâkim olarak davaya bakamayacağına ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiş olması, sanık hakkında iddianame düzenleyen Cumhuriyet savcısının kovuşturma evresinde mahkemede görev almaması, sanık tarafından hâkimin reddi istenmemesi, hâkimin davadan çekinmemesi, eşlerin bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapmaması, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yoluyla istisnai hükümlerin kapsamının genişletilememesi ve yerleşik uygulamanın da bu yönde olması hususları değerlendirilerek, eşlerden birinin düzenlediği iddianame ile açılan davada diğer eşin hâkim sıfatıyla yargılama yapmasının ve karar vermesinin başlı başına adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracak şekilde objektif ve sübjektif anlamda tarafsızlık ilkesini zedelemediği kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık Cumhuriyet savcılarının, kamu görevlileri hakkında yürüttükleri soruşturmalarda ve açtıkları kamu davalarında görevi kötüye kullanıp kullanmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık Cumhuriyet savcılarının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı oldukları ve örgütsel saiklerle hareket ederek, kamu görevlileri hakkında yeterli delil olmadan soruşturma başlattıkları, iddianame düzenledikleri ve yargılanmalarına sebebiyet vererek mağduriyetlerine neden oldukları gözetilerek, sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hapis cezası adli para cezasına çevrilen sanık hakkında, yasal olarak mümkün olmamasına rağmen hükmolunan adli para cezasının ertelenmesi ve denetim süresi belirlenmesi hususunda, Yargıtay Özel Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'da erteleme müessesesinin sadece hapis cezaları için öngörüldüğü, adli para cezaları için erteleme kurumuna yer verilmediği ve hapis cezalarının ertelenmesi halinde öngörülen denetim süresinin kıyas yoluyla adli para cezalarına uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi halde kıyas yasağına aykırılık teşkil edeceği gözetilerek; yerel mahkeme hükmündeki “bir ay”lık denetim süresinin “bir yıl” olarak düzeltilmesine ve TCK'nun 51/7. maddesinin uygulanmasına ilişkin “kısmen veya tamamen ceza infaz kurumunda” ibaresinin çıkarılmasına karar verilerek Özel Daire'nin düzelterek onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmü düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın kavgada yumruk atarak katılanı yaraladıktan sonra kırdığı bira şişesini katılana salladığı ancak isabet ettiremediği olayda, eylemin basit yaralama, silahla yaralamaya teşebbüs veya tamamlanmış silahla yaralama suçlarından hangisini oluşturduğu ve TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin bir bütün olarak silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturduğu, ancak tamamlanmış basit yaralama suçunun da varlığı gözetilerek, teşebbüs nedeniyle indirilecek cezanın basit yaralama suçunun cezasının altına düşmemesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın kavgada mağdura önce yumruk atıp yaraladıktan sonra bıçak salladığı ancak isabet ettiremediği olayda, eylemin hukuki nitelendirmesinin ne olacağı ve TCK'nın 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin kısa süre içinde ve aynı mağdura yönelik olması sebebiyle tek bir fiil olarak kabul edilmesi, ancak bıçak kullanılmasının yaralama suçunun işleniş biçimini ağırlaştıran bir unsur olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle sanığın TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 35. maddeleri uyarınca silahla kasten yaralamaya teşebbüsten cezalandırılması gerektiği, ancak verilecek cezanın tamamlanmış basit yaralama suçu için öngörülen cezanın altına düşmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kasten öldürme eylemini töre saikiyle mi yoksa haksız tahrik etkisiyle mi işlediği ve diğer sanıkların azmettirme suçundan sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, uzun süre kızını kötü yaşam tarzından kurtarmaya çalışmasına rağmen başarılı olamaması, kızının kendisine şiddet uygulaması ve hakaret etmesi gibi olaylar neticesinde haksız tahrik altında eylemi gerçekleştirdiği, ayrıca diğer sanıkların azmettirdiğine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.