Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kaçak İçki”
- Uyuşmazlık: Sanığın işlettiği iş yerinde bulunan kaçak içkilerin hukuka uygun elde edilip edilmediği ve bu delile dayanarak verilen mahkumiyet kararının bozulması üzerine direnme kararının yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kaçak içkilerin, işyerinin mutfak bölümündeki dolapta bulunması ve sanığın rızasıyla teslim etmiş olsa dahi, geçerli bir arama kararı olmadan elde edildiği, bu nedenle elde edilen delilin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın aynı anda ele geçirilen kaçak çay, sigara ve alkollü içkiler nedeniyle 5607 sayılı Kanun ve 4733 sayılı Kanun'a göre ayrı ayrı mı yoksa tek bir fiilden dolayı TCK'nın 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren suçtan mı cezalandırılacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin eksik araştırma nedeniyle verdiği bozma kararının sonucuna göre uyuşmazlığın tekrar değerlendirilmesi gerekeceğinden ve bozma kararının "kabule göre" niteliğinde olup yerel mahkemece direnme imkanı bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sattığı kaçak içkiden kaynaklanan ölüm olayında, eyleminin olası kastla öldürme mü yoksa bilinçli taksirle öldürme suçunu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kaçak içkiyi imal etmediği ve imalinde kullanılan maddeleri bilmediği ancak kaçak olduğunu bilerek sattığı, bu nedenle insan sağlığına zararlı olabileceğini öngörmesine rağmen "nasıl olsa bir şey olmaz" düşüncesiyle hareket ederek bilinçli taksirle öldürme suçunu işlediği gözetilerek, yerel mahkemenin olası kastla öldürme suçundan verdiği mahkûmiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kaçak çay, sigara ve alkollü içkinin aynı anda ele geçirilmesiyle oluşan fiilin tek bir suç olarak mı değerlendirileceği yoksa birden fazla suçun oluşup oluşmadığı ve TCK 44. madde kapsamında fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Kaçakçılık suçlarına ilişkin 4733 ve 5607 sayılı kanunların düzenlenme amaçları, suç konusu eşyaların farklılığı ve suçtan zarar gören kurumların farklı olması gözetilerek sanıkların eylemlerinin tek bir fiil oluşturmadığı ve her bir suç yönünden ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyduktan sonra aynı gerekçeyle sanığı beraat ettirmesi üzerine oluşan uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin kararının direnme niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin bozma kararına uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bozmaya uyduktan sonra önceki hükümdeki gibi beraat kararı vermesinin direnme olarak nitelendirilemeyeceği ve hükmün temyiz incelemesinin ilgili daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek, dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın izinsiz sattığı alkolden dolayı meydana gelen ölümlerde olası kastla öldürme suçundan beraat kararı verilmesinin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın izinsiz alkol sattığı, maktulün bu alkolden içerek öldüğü ve sanığın bu ölüm neticesini öngörebilecek durumda olmasına rağmen ölüm sonucunun gerçekleşmeyeceğine inanarak bilinçli taksirle hareket ettiği gözetilerek beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kasıtla öldürme suçunu mu yoksa bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, ruhsatlı bakkal dükkânında bodrum katında sahte içki üretimi yaptığı, kaçak ve sahte rakı sattığını bildiği, bu rakının insan sağlığı için tehlikeli ve ölümlere sebebiyet verebileceğini öngördüğü, buna rağmen sonucu kabullenerek satmaya devam ettiği gözetilerek eyleminin olası kasıtla öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, kaçak üretilen ve yüksek oranda metil alkol içeren rakıyı satarak ölümlere sebebiyet vermeleri nedeniyle eylemlerinin olası kasıtla öldürme mü yoksa bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, yıllardır tekel ürünleri satışı yapmaları nedeniyle sahte ve kaçak üretilen içkileri ayırt edebilecek bilgi ve tecrübeye sahip olmalarına, sahte rakıların insan sağlığı açısından tehlikeli ve ölümlere yol açabileceğini öngörmelerine ve buna rağmen bu içkileri faturasız olarak alıp satışa arz etmelerine rağmen ölümlerin meydana gelmesini kabullenmiş oldukları gözetilerek, eylemlerinin olası kasıtla öldürme suçunu oluşturduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı kaçakçılık suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın düğününde misafirlere ikram etmek amacıyla getirdiğini beyan ettiği kaçak eşyanın ticari amaçla bulundurulduğuna dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, aksi halde Yargıtay’a tanınan yetkinin yerel mahkemece kullanılması sonucu ortaya çıkacağı ve hukuka aykırılığın giderilemeyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği ve hükmün kanun yararına bozma istemi üzerine incelendiği sırada, kanun yararına bozma istemine konu edilmeyen başkaca hukuka aykırılık hallerinin saptanması halinde ne şekilde bir yol izlenmesi gerektiği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, kanun yararına bozma nedeninin daha hafif ceza verilmesini gerektirmesi halinde lehe olan cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesinin doğrudan hükmetmesi gerektiği, ayrıca, istekle bağlılık kuralı gereği Bakanlığın istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıkların saptanması durumunda, bu aykırılıklara istinaden bozma kararı verilemeyeceği gözetilerek, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi hâlinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, kanun yararına bozma nedeni hükümlünün cezasının daha hafif bir cezayı gerektirmesi durumunda, bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan Yargıtayca hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.