Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kabahat”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında 6831 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan kamu davasında, fiilin kabahat olduğunun anlaşılması halinde, 6831 sayılı Kanunun 91/1. maddesinden beraat ve kabahat oluşturan fiil nedeniyle de idari yaptırım kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu anlaşıldığında, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 27/7. maddesi uyarınca mahkemenin sanık hakkında atılı suçtan beraat kararı verip kabahat eyleminden dolayı idari yaptırım kararı vermesi gerektiği, bu uygulamanın CMK ve TCK sistematiğiyle de uyumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı suçtan beraat ettirip aynı eylemden dolayı idari para cezası vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığından Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kuru sıkı tabancayla havaya ateş etmesinin genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu mu yoksa gürültüye neden olma kabahatini mi oluşturduğu, kabahat olması halinde zamanaşımının dolup dolmadığı ve silahın mülkiyetinin kamuya geçirip geçirilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kuru sıkı tabancaların TCK'da tanımlanan "silah" kapsamında olmadığı ve fiilin kişilerde korku ve paniğe neden olsa dahi genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunun unsurlarını oluşturmadığı, eylemin gürültüye neden olma kabahatini oluşturduğu ancak bu kabahat için öngörülen zamanaşımının dolduğu, silahın ise 5729 sayılı Kanun uyarınca taşınmasının yasak olması nedeniyle gereğinin takdiri için idareye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında 6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet suçundan açılan kamu davasında, fiilin kabahat olduğunun anlaşılması halinde, hem suçtan beraat hem de kabahatten dolayı idari yaptırım kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 27/7. maddesi, 5237 sayılı TCK ve 5271 sayılı CMK'nın sistematiği birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece sanık hakkında isnat olunan suçtan beraat kararı verilip, aynı zamanda kabahat eylemi nedeniyle idari yaptırım kararı da verilebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı suçtan beraat ettirip, kabahatten dolayı idari para cezasına çarptırmasının hukuka uygun olduğu kabul edilerek Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve yerel mahkeme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın trafik kontrolü sırasında kolluk görevlilerine gerçek kimliği yerine başka bir isim söylemesinin TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın verdiği yalan beyan üzerine henüz resmi bir belge düzenlenmediği, aksine gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanakların bu bilgilere göre düzenlendiği, dolayısıyla resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmadığı, eylemin Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, ancak bu kabahat için öngörülen zamanaşımının dolduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın ruhsatsız kömür çıkarmasının hırsızlık suçunu mu yoksa kabahat fiilini mi oluşturduğu ve diğer sanığın bu kömürü satın almasının suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ruhsatsız kömür çıkarmanın suç tarihinden sonra kabahat fiiline dönüştürülmesi ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun oluşabilmesi için konunun bir suçtan elde edilmiş olması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, polis memurlarına kardeşine ait kimliği göstererek gerçek kimliğini saklaması eyleminin hangi suçu oluşturduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil, yakalama emrinin infazını engellemek amacıyla gerçekleştirildiği, kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmadığı ve sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu sırada resmi belge düzenlenmediği gözetilerek, eylemin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu veya resmi belgede sahtecilik suçunu değil, kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, ancak bu kabahat için de zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın başkasına ait sürücü belgesini kullanmasının TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu mu, TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, yoksa Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakkında arama kararı olduğu bilinciyle başkasına ait sürücü belgesini kullanmasının, kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma başlatılmasına neden olmadığı ve resmi belgede sahtecilik amacı taşımadığı, ayrıca eylem sırasında gerçeğe aykırı beyana dayanılarak düzenlenmiş bir resmi belge bulunmadığı gözetilerek, eylemin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturmayacağı, ancak kimliği bildirmeme kabahatini oluşturacağı, bununla birlikte kabahat için öngörülen zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kolluk görevlilerine başkasına ait kimlik fotokopisini ibraz etmesi eyleminin TCK m. 268'de düzenlenen başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçu mu, yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu m. 40'ta düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati mi oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmadığı, kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı, ayrıca sanığın gerçeğe aykırı beyan ettiği kimlik bilgileri esas alınarak herhangi bir resmi belge düzenlenmediği gözetilerek, sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuş, eylemin kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu ancak bu kabahat yönünden de zamanaşımı gerçekleştiği için idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kuru sıkı tabancayla havaya ateş etmesinin TCK'nın 170/1-c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu mu yoksa Kabahatler Kanunu'nun 36/1. maddesinde düzenlenen gürültüye neden olma kabahatini mi oluşturduğu, kabahat oluşması halinde zamanaşımının dolup dolmadığı ve silahın mülkiyetinin kamuya geçirip geçirilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kuru sıkı tabancaların TCK'nın 6. maddesinde tanımlanan "silah" kapsamında olmadığı, bu nedenle sanığın eyleminin genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunu değil, gürültüye neden olma kabahatini oluşturduğu, ancak bu kabahate ilişkin soruşturma zamanaşımının da dolduğu ve iddianamede silah taşıma fiiline yer verilmediği için mülkiyetin kamuya geçirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, ancak silahın 5729 sayılı Kanun uyarınca gereğinin takdiri için idareye teslim edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, yakalanmamak için kardeşine ait kimliği kolluk kuvvetlerine göstermesi eyleminin, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunu mu yoksa kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın başkasına ait kimliği, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kullanmadığı, kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu isimle herhangi bir resmi belge düzenlenmediği ve eyleminin kabahat niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuş, ancak kabahat için de zamanaşımı süresi dolduğundan sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, yurda turistik kolaylıklar kapsamında getirilmiş bir aracı satın alıp kullanmasının 5607 sayılı Kanun'un 3/1. maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçunu mu yoksa 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 238/1. maddesinde düzenlenen geçici ithalat rejimi kurallarına aykırı davranma kabahatini mi oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Aracın yasal olarak yurda sokulduğu, sanığın aracın yurda sokulmasında herhangi bir dahli bulunmadığı ve eyleminin gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın eşyayı yurda sokma suçunun unsurlarını oluşturmadığı, ancak aracın süresinde yurt dışına çıkarılmayıp farklı plaka ile kullanılmasının 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 238/1. maddesinde düzenlenen kabahati oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin görevsizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, polis kontrolünde kimliğini abisinin adını söyleyerek yanlış bildirmesi eyleminin hangi suçu oluşturduğuna ilişkin hukuki nitelendirme uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmasının, işlediği suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil, yakalama emrinin infazını engellemek amacıyla yapılması ve kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmaması nedeniyle TCK m.268'deki başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun; sanığın gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanağın bu kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması, sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin de bulunmaması nedeniyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun da oluşmadığı, ancak eylemin Kabahatler Kanunu m.40'ta düzenlenen kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, fakat bu kabahat için öngörülen zamanaşımının da dolduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.