Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kabul Biçiminde Bozma”
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından tapu iptali ve tescil davasına konu edilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire kararlarının “kesin bozma” niteliğinde olmadığı ve Hukuk Genel Kurulu’nun görev alanına girmediği gözetilerek, dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özelleştirme kapsamında işten çıkarılan sakat statüsündeki işçinin açtığı ihbar, kıdem, kötüniyet ve iş kaybı tazminatı davasında iş mahkemesinin görevli olup olmadığı ve kötüniyet tazminatının ispatlanıp ispatlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesinden kaynaklanan iş kaybı tazminatı talebinin de işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanması ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun amacı gözetilerek iş mahkemesinin görevli olduğuna dair direnme kararı onanmış, kötüniyet tazminatı yönünden ise Özel Dairenin ispat eksikliğine dayalı bozma ilamı kabul biçiminde bozma olarak değerlendirilerek dosyanın esastan incelenmek üzere daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalının eşi ile yaptığı inançlı işlem nedeniyle, davalıya devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada, Özel Daire’nin ilk bozma kararına uyulmasının davalı lehine kazanılmış hak doğurup doğurmadığı hususunda Hukuk Genel Kurulu’nun görüş birliği sağlayamaması.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin ilk bozma kararında, davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu ve davalıya yemin teklifinde bulunulmasının hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, bu kararın davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığı, iddianın hileye dayalı olduğu ve bu nedenle ilk bozma kararının maddi hataya dayandığı; maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, bu nedenle de Özel Daire'nin ikinci bozma kararına uyularak hile yönünden inceleme yapılıp, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin ortağı ...’un talimatıyla, bir başka şirketten davalıya devredilen taşınmazların, evlilik vaadiyle hileli olarak elde edilip edilmediği ve bu devir işleminin geçerliliğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı ile dava dışı ... arasında evlilik birliğinin kurulmaması nedeniyle yapılan devir işleminin, hileye dayalı olmadığı, davacı ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre tarafların irade bozukluğuna uğramadığı ve devir işleminin karşılıklı rızaya dayandığı değerlendirilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulmasının ardından, sirayet nedeniyle hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmü temyiz etmeyen sanığın sadece bozma kararının sonucundan yararlandırılması ve aksi halde kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğinin ortadan kalkacağı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi sonucu lehe bozmanın sirayet etmesiyle hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığına ve dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bozma kararının kendisine sirayet etmesi durumunda, yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMUK m. 325 ve CMK m. 306’da düzenlenen bozmanın sirayeti kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanığın temyiz eden sanıktan daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek, yani sadece bozma kararının sonucundan yararlandırmak olduğu, aksi halde usul hukukundaki temyiz ve itiraz sürelerinin öngörülebilirlik amacıyla bağdaşmayacağı ve kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğini ortadan kaldıracağı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın bozma sonrası kurulan yeni hükmü temyiz etme hakkı olmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, yerel mahkemenin direnme kararının usulüne uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında, uyulan ve direnilen hususlar ile hükmedilen miktarlar arasında çelişkiler bulunması ve bozma ilamındaki tavsiye niteliğindeki hususlara karşı da direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve olayda kaçınılmaz hata halinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın rahatsızlık duyduğu davranışların haksız fiil niteliğinde olmadığı ve sanığın haksız bir fiilin bulunmadığını bilerek eylemi gerçekleştirdiği gözetilerek, haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığı ve kaçınılmaz hata halinin de bulunmadığı kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Çok sanıklı bir dosyada, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bu bozmanın kendisine sirayet etmesi sonucu kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanıkların temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek olduğu, bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı, aksi halde kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğinin ortadan kalkacağı ve kanun koyucunun sirayet sonrası kurulan hükmün temyiz edilebileceğine dair açık bir düzenlemeye yer vermemesi gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine lehe bozma kararı verilmesi ve bu kararın kendisine sirayet etmesi sonucu kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığına ve Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararının sanık yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sonrası, yükleniciden devralınan bağımsız bölümün davalıya satışı sonrasında, davalının iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı ve tapu iptal tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yüklenicinin edimini yerine getirmemesi sebebiyle feshedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yükleniciye devredilen bağımsız bölümü, davalının tapu iptali ve tescil davası açıldığını bilerek veya bilebilecek durumda olmasına rağmen düşük bedelle iktisap etmesi ve iyi niyetli üçüncü kişi şartlarını taşımaması gözetilerek, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bozmanın kendisine sirayet etmesi sonucu kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çok sanıklı dosyalarda, temyiz eden sanık lehine bozmanın, diğer sanıklara sirayet etmesi halinde dahi, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve sanığın ikinci hükme yönelik temyiz istemi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.