Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kadastro Kanunu'nun 13. Maddesi”
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı ve eski tapu kaydına dayalı hak iddiasının geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kadastro öncesi tapu kaydına ve muvafakatnamelere dayanarak ileri sürdükleri mülkiyet iddialarının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B/b maddesi koşullarını karşılamadığı, davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının da oluşmadığı ve davalı Hazinenin geri almayı kabul ettiği kısım yönünden davanın açılmamış sayılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tutanağına askı ilan süresi içerisinde itiraz etmeyen Hazine'nin, daha sonra kadastro mahkemesinde dava açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5304 sayılı Kanun ile değişik geçici 5. maddesi ile yapılan askı ilanının, itiraz edenlere tebliğ hükmünde olduğu ve itiraz etmeyenlere dava açma hakkı vermeyeceği şeklindeki yerel mahkemenin görüşünün, kanun koyucunun amacına ve 3402 sayılı Yasa'nın amir hükümlerine aykırı olması ve anılan yasanın hiçbir maddesinde askı ilanı süresinde Kadastro Mahkemesinde dava açabilmek için önceden itiraz etmiş olma şartı aranmaması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılmasına itiraz davası ile birlikte mülkiyet iddiasının da bulunup bulunmadığı ve buna göre Kadastro Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı Orman İdaresi'nin dava dilekçesindeki isteminin kadastro tespitine mi yoksa mülkiyete mi yahut her ikisine birden mi yönelik olduğunun anlaşılamaması ve her bir durum için farklı hukuki sonuçlar doğması gözetilerek, davacının isteminin açıklığa kavuşturulması ve buna göre ayrıca bir araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz davası ile birlikte mülkiyet iddiasının da bulunup bulunmadığı ve buna göre Kadastro Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden istemin hangi konuya ilişkin olduğunun açıkça anlaşılamaması ve davacının davasının sadece tespite itiraz mı yoksa mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her ikisini de içerip içermediğinin tespiti için davacıdan açıklama istenmesi gerektiği, sonucunda ortaya çıkacak üç ihtimale göre de; 1. tespite itiraz ise Özel Daire bozma kararında belirtilen hususların incelenmesi, 2. mülkiyet iddiası ise görevsizlik kararı verilmesi, 3. her iki istemi de içeriyorsa her iki husus için de ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi işlemine itiraz davasıyla birlikte mülkiyet iddiasının da olup olmadığı ve buna göre Kadastro Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden hangi istemin bulunduğunun açıkça anlaşılamaması, davanın yalnızca kadastro tespitine itiraz veya yalnızca mülkiyete ilişkin bir dava yahut her ikisini de içerip içermediğinin davacıdan açıklattırılması gerektiği ve buna göre; yalnızca itiraz davası ise Özel Daire bozma kararındaki hususların, yalnızca mülkiyet davası ise görevsizlik kararı verilmesi, her ikisini de içeriyorsa her iki hususa ilişkin ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sırasında miras bırakanların taşınmazlarını haricen sattıklarına dair beyanda bulunmaları üzerine yapılan tescil işleminin muris muvazaası olarak nitelendirilip iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespiti sırasında yapılan temliklerde Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartının, 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 32/b maddesi uyarınca aranmayacağı ve davacı murislerinin tapu sicil memuru huzurunda bir irade açıklamasında bulunmadıkları gözetilerek 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında muris muvazaasından söz edilemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanamayacağı ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının davaya etkisinin ne olacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin dava konusu taşınmazlar üzerindeki hakkını ileri sürebilmesi için, dava tarihinde yürürlükte olan ve sonradan Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 5841 sayılı Kanun’un 2. ve 3. maddeleriyle getirilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğu ve bu nedenle Hazine’nin on yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci kadastro yasağını arazi kadastrosu için öngördüğü, orman kadastrosunun ise 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre farklı bir yöntemle yapıldığı, 3402 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonraki uygulamalarda "dolu pafta" sistemiyle orman alanlarının arazi kadastrosu kapsamında belirlendiği gözetilerek, somut olayda 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre yapılan genel arazi kadastrosundan sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre ile dava açma ehliyetinin kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda taşınmazın niteliğine göre farklı hak düşürücü süreler öngörülmediği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesindeki değişiklik ile de tapulu olsun veya olmasın kadastrodan önceki zilyetliğe dayanarak on yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu orman olarak tescil edilen ve Hazine adına tapuya kaydedilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası açılması durumunda uygulanacak hak düşürücü süre ile dava açma imkanının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro işlemlerinde, taşınmazın niteliği orman olarak belirlendiğinde dahi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 11. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi birlikte değerlendirilerek, tapuya dayalı olsun veya olmasın zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş ve dosya esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışması sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre ile ilgili uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tahdidi işlemlerinde, kadastro tutanaklarına itiraz için öngörülen 30 günlük süre dışında, tapulu ya da tapusuz tüm taşınmazlar için 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş ve dosya işin esasının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.