Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kamu Düzenine Aykırılık”
- Uyuşmazlık: Yabancı hakem kararının tenfizi talebinin, vergi hukuku yönünden kamu düzenine aykırılık nedeniyle reddi talebine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı hakem kararının, vergi kaçırmaya yönelik hileli bir anlaşmaya dayandığı ve bu nedenle Türk kamu düzenine aykırı olduğu gözetilerek, mahkemenin tenfiz kararına yönelik direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Almanya'da görülen ve davalının haksız kazanç elde etmesi nedeniyle davacı lehine hükmedilen alacak davasına ilişkin kararın Türkiye'de tenfizi talebinin reddi üzerine yapılan temyiz incelemesinde, yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı, kararın gerekçeli olduğu ve haksız kazanç iadesine ilişkin hükmün Türk hukukunun temel ilkelerine ve kamu düzenine aykırı olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Almanya'da görülen ve davalı şirketin davacı yatırımcılara ödediği yatırım bedelini geri ödemesine hükmeden yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tenfizi talebinin, Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, kararın gerekçeli olduğu, haksız elde edilen kazancın iadesine ilişkin hükmün Türk kamu düzenine ve Anayasa'nın temel ilkelerine aykırı olmadığı ve tenfiz şartlarının oluştuğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Almanya'da verilen ve davalı şirketin internet sitesinde yer alan ürün tanıtımlarının davacının Almanya’da tescilli patent hakkına tecavüzüne dair mahkeme kararına dayalı masraf tespit kararının Türkiye’de tenfizi talebinin, ülkesellik ilkesi gereğince Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkemenin asıl kararının, Almanya'da tescilli bir patent hakkına ilişkin koruma sağlaması nedeniyle ülkesellik ilkesine ve Türk kamu düzenine aykırı olmadığı, masraf tespit kararının tenfizinin ise davalıların patent hakkını Türkiye'de kullanmasını engellemeyeceği ve bu nedenle tenfizin kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 3332 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi yürürlüğe girdikten sonra, aynı kanun kapsamındaki bir şirket aleyhine daha önce yabancı mahkemede verilen ve alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddedilen kararın tanınmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3332 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi ile davacı şirkete para veren kişilerin pay sahibi sayılacağı ve bu kişilerin şirkete karşı açtığı tazminat davalarında karar verilmesine yer olmadığı hüküm altına alındığından, yabancı mahkeme kararının tanınmasının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Milletlerarası Ticaret Odası (MTO) hakem heyetince verilen ve davalının sözleşmesel sorumluluğuna hükmeden yabancı hakem kararının, kesinleşmiş bir ceza mahkemesi beraat kararıyla çeliştiği gerekçesiyle tenfizinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Yargıtay Özel Dairesi'nin bozma kararına karşı direnilmesi üzerine, yabancı hakem kararının tenfizi için kamu düzenine aykırılık teşkil edip etmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen ceza mahkemesi beraat kararında, hakem kararına konu maddi vakıanın hukuki uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine rağmen bu konuda bir tespite yer verilmemesi ve hakem heyetinin, taraflar arasındaki sözleşme ve tahkim şartı çerçevesinde davalının sözleşmesel sorumluluğuna hükmetmesi karşısında, hakem kararının ceza mahkemesi kararıyla çeliştiği ve kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle tenfizinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının, Özel Daire bozma kararına aykırı olması gözetilerek bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirket nezdinde yurt dışında fasılalı olarak çalışan davacının, belirli bir dönemdeki işçilik alacakları davasında, tarafların iş sözleşmesinde hukuk seçimi yapıp yapmadıkları ve hangi ülke hukukunun uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve davalının 06.06.2013-08.05.2015 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin iş sözleşmesinde Rusya hukukunun uygulanacağına dair geçerli bir hukuk seçimi yaptıkları, bu dönemin aynı zamanda davacının mutad işyeri dönemi olduğu ve bu nedenle işçilik alacakları yönünden Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin Türk hukukunu uygulayarak verdiği direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirket nezdinde yurt dışında farklı dönemlerde çalışan davacının işçilik alacakları davasında, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerindeki hukuk seçimi hükümlerinin geçerliliği ve uygulanacak hukukun ne olacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının Umman'daki çalışma dönemlerine ilişkin iş sözleşmelerinde Umman Hukuku'nun uygulanmasına dair geçerli bir hukuk seçiminin bulunduğu, bu dönemlerin aynı zamanda mutad işyeri hukuku kapsamında da değerlendirilebileceği ve bu nedenle ilgili dönemlere ait alacaklar yönünden Umman Hukuku'nun uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı şirketin yurt dışındaki işyerlerinde çalıştığı dönemlere ait işçilik alacakları davasında, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerindeki hukuk seçimine ilişkin hükümlerin geçerliliği ve uygulanacak hukukun tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının Rusya ve Umman'da çalıştığı dönemlere ilişkin iş sözleşmelerinde, uyuşmazlıklarda çalışılan ülke hukukunun uygulanacağına dair açık hukuk seçimi kayıtları bulunduğu ve bu dönemlerdeki mutad işyerinin de aynı ülkeler olduğu gözetilerek, 5718 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi uyarınca Rusya ve Umman hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirket nezdinde üç dönem fasılalı olarak çalışan davacının, son çalışma dönemine ilişkin iş sözleşmesinde Irak Hukuku'nun uygulanması konusunda yapılan hukuk seçiminin geçerliliği ve bu döneme uygulanacak hukukun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının son çalışma dönemine ilişkin iş sözleşmesinde yer alan hukuk seçimine ilişkin hükümlerin genel işlem koşulu niteliğinde olduğu, davalı işverenin davacıya bu konuda gerekli bilgilendirmeyi yapmadığı, dolayısıyla geçerli bir hukuk seçiminin bulunmadığı, ayrıca tarafların eylemli olarak Türk Hukuku'nu uyguladıkları, davacı ve davalı işverenin Türk vatandaşı ve işverenin Türk hukukuna tabi bir tüzel kişi olduğu, dolayısıyla Türk İş Hukuku kurallarının doğrudan uygulanabilir kurallar olduğu gerekçeleriyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına karar verilmesi üzerine, borçlu şirket yetkilisinin yargılama aşamasında dinlenilmemesi hususunun kamu düzenine aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 308. maddesi uyarınca iflas kararı verilebilmesi için İİK'nın 177. maddesi şartlarının aranması gerektiği, bu madde gereğince de iflas kararı verilmeden önce borçlunun dinlenilmesi gerektiği, somut olayda ise konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin dinlenilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.