Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Karşı Tarafın Cevap Hakkı”
- Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde istinaf yoluna başvuran tarafın, 6100 sayılı HMK'nın 348. maddesi kapsamında daha önce istinaf sebebi olarak ileri sürmediği hususlar bakımından katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma yoluyla istinafın, asıl istinaf başvurusundan bağımsız bir kanun yolu hakkı olduğu ve ilk derece mahkemesi kararına karşı süresi içinde yapılan asıl istinaf başvurusunda ileri sürülmeyen hususların, karşı tarafın istinaf başvurusu üzerine, katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri sürülebileceği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava tarihinden önce ölmüş bir kişiye karşı açılan birleşen davada, mirasçılarına husumet yöneltilerek davaya devam edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vefat eden davalıya karşı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve usul ekonomisi ilkesi gereği, yargılama aşamasında husumet yöneltilen mirasçılara karşı davaya devam edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İnançlı işlemle devredilen taşınmazın davalı tarafından bağışlanması üzerine açılan tapu iptal ve tescil davasında, davacı tarafından sunulan belgenin inanç sözleşmesinin yazılı delili sayılıp sayılamayacağı ve davacıya yemin teklif hakkının hatırlatılıp hatırlatılmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından sunulan 13.03.2007 tarihli belgenin, içeriği itibariyle bir inanç sözleşmesi niteliğinde olmadığı ve davalı tarafından vasiyetinden dönüldüğü, davacı ile davalı arasında yazılı bir inanç sözleşmesinin bulunmadığı, davalı tarafından akdi ilişkinin varlığının inkâr edildiği, dava dosyasına yazılı belge sunulmadığı gibi dosyada delil başlangıcı niteliğinde sayılabilecek bir belge de bulunmadığı, bu durumda ispat yükü davacı üzerinde iken inanç sözleşmesinin varlığının ispat edilmediği, davacının yemin deliline dayandığı, bu durumda mahkemenin davacıya yemin teklif etme hakkını hatırlatması gerektiği, aksi halde yerel mahkemenin direnme kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na aykırı olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hasımsız olarak açılan vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davada, yargılama aşamasında yasal hasımların davaya dahil edilmesiyle taraf teşkilinin usulüne uygun sağlanıp sağlanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davanın çekişmeli yargı kapsamında olduğu ve davanın hasımsız açılmasının HMK 124. madde kapsamında kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilerek, yargılama aşamasında yasal hasımların davaya dahil edilmesiyle taraf teşkilinin usulüne uygun şekilde sağlandığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı-karşı davalının dinletmek istediği tanıklarını usule uygun şekilde bildirip bildirmediği ve dinlenmeyen tanıklarının dinlenilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı-karşı davalının, karşı dava dilekçesine cevap olarak sunduğu dilekçelerde ileri sürdüğü iddia ve savunmalarının aynı olmasına rağmen, her dilekçesinde farklı tanıklar bildirmesinin HMK m. 240/2'ye aykırı olduğu ve ikinci tanık listesi yasağına tabi olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, miktar itibariyle kesin hüküm içeren karara karşı katılma yoluyla istinaf ve temyiz başvurusunda bulunma hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafın miktar itibariyle kesin olan karara karşı doğrudan istinaf ve temyiz yoluna başvurma hakkı bulunmasa da karşı tarafın başvurusuna karşı katılma yoluyla başvurma hakkının olduğu, HMK m. 348 ve 366 gereğince davalının katılma yoluyla yaptığı başvurunun kabul edilerek esastan incelenmesi gerekirken reddedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermeyerek davacı tarafın iddialarını inkâr etmiş sayılması nedeniyle, daha sonra sunduğu tanık delillerinin kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 128. maddesi gereğince, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının davacı tarafın iddialarını inkâr etmiş sayılacağı, ancak bu inkârın herhangi bir vakıaya dayanmadığı ve HMK’nın 129/1-e maddesi uyarınca delillerin cevap dilekçesinde gösterilmesi gerektiği, bu nedenle de yasal süre geçtikten sonra bildirilen tanık delillerinin kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kambiyo takibine itiraz davasında, davalının temyiz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmeden temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1086 sayılı HUMK'nun 433/1. maddesi gereğince temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi ve cevap hakkı tanınması gerektiği gözetilerek, davalının temyiz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmeksizin yapılan temyiz incelemesinin usule aykırı olduğu gerekçesiyle dosya, usul eksikliğinin giderilmesi için yerel mahkemeye geri çevrilmiştir. - Uyuşmazlık: Kambiyo senedine dayalı takipte borçlunun yaptığı itiraza ilişkin davanın Yargıtay'ca bozulmasının ardından verilen direnme kararına karşı yapılan temyizde, usul kurallarına uygun tebligat yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nın 433/1. maddesi gereğince, temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmemesi ve cevap verme hakkı tanınmaması usulüne aykırı olduğundan, dosyanın usul eksikliğinin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, davalı kadının istinaf başvurusuna karşı davacı erkeğin katılma yoluyla kendi davası için vekalet ücreti talebinde bulunmasının hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma yoluyla istinafın, asıl istinafa bağlı olmakla birlikte, davacı erkeğin vekalet ücreti talebinin, asıl istinaf kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu talebi reddederek direnme kararının hatalı olduğu gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazdaki payın devri sonrasında, devreden tarafın hileye dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunması nedeniyle oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı-karşı davacının pay devrini, taşınmaz üzerine inşa edilecek dört daireden birinin kendisine verileceği vaadiyle yapıldığı, bu vaadin yerine getirilmemesi nedeniyle hile iddiasının öğrenilme tarihi ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre hususunda Bölge Adliye Mahkemesi'nin yanılgılı değerlendirme yaptığı gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, kesin nitelikteki bir karara karşı katılma yoluyla istinaf ve temyiz yoluna başvurma hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 348. ve 366. maddeleri uyarınca davalının miktar itibariyle kesin olan karara karşı doğrudan istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmasa da karşı tarafın başvurusuna karşı katılma yoluyla başvurma hakkı bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davalının katılma yoluyla yaptığı istinaf başvurusunu kesinlik sebebiyle reddetmesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.