Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet Alacağı”
- Uyuşmazlık: Davacının, daha önce açtığı ve kısmen kabul edilen kefalet primi alacağına dayalı dava sonrasındaki dönem için, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı ve altıncı gün primi alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet priminin, yapılan işin niteliği gereği ödenen ve çıplak ücrete dahil edilmeyen bir ödeme olması, dolayısıyla toplu iş sözleşmesindeki diğer ödeme kalemlerini etkilememesi ve davacının gişe memuru olarak çalıştığı dönemde kefalet primine hak kazanmış olmasına rağmen, bu prim dışında kalan diğer alacak taleplerinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF), dava dışı borçlunun kefil olduğu alacağın kamu alacağı niteliğinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak icra takibinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet konusu borcun 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 15/7-b maddesi uyarınca "Fon Alacağı" niteliğinde olduğu ve bu tür alacaklar hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, kefilin de bu durumu bilerek kefalet senedini imzaladığı, ayrıca 6183 sayılı Kanun'un 57. maddesinde kefillerin de asıl borçlular gibi takip olunacağı belirtildiğinden, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan nakit ve gayrinakit alacakların tahsili için başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, nakit alacak yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, gayrinakit alacak yönünden ise kefalet sözleşmesinde bu yönde bir hüküm bulunmaması sebebiyle reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmeyerek, kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefilin, asıl borçluya karşı açılan icra takibinden kaynaklanan fer'i alacaklardan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 490. maddesi gereğince asıl borçlunun temerrüdünden kaynaklanan fer'i alacaklardan kefalet limiti dahilinde, kendi temerrüdünden kaynaklanan fer'i alacaklardan ise limitle bağlı olmaksızın sorumlu olduğu gözetilerek, mahkemenin fer'i alacaklara ilişkin talebi reddeden karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kefillerin, asıl borçlunun genel ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan gayrinakdi alacaklar bakımından sorumluluğunun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin gayrinakdi alacak yönünden sorumluluğunun, genel kredi sözleşmesi veya kefalet sözleşmesinde açıkça kararlaştırılmış olması gerektiği, somut olayda ise kefalet sözleşmesinde gayrinakdi alacaklara ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, davalı kefillerin gayrinakdi alacaklardan sorumlu olmadığına ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet limitinin aşılıp aşılmadığı ve faiz alacağının likit olup olmadığı hususlarında yerel mahkemenin yanılgılı değerlendirme yapması nedeniyle itirazın iptali davasının sonucuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin kefalet limitini hatalı hesaplaması, faiz alacağının likit olup olmadığını değerlendirmemesi ve HUMK'nın 74. maddesine aykırı olarak hüküm kurması gibi hususlar gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Konkordato tasdiki kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, konkordato tasdiki için gerekli şartların oluştuğu, oylamada kefil tarafından yapılan ödemenin dikkate alınmasının hukuka uygun olduğu, rücu alacağının İİK 302/3. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve SGK alacaklarının konkordato kapsamı dışında olduğu gerekçeleriyle usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefilin, asıl borçlunun çeklerinin karşılıksız çıkması nedeniyle bankanın ödediği taahhüt bedellerine kefil olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefilin icra dosyasına sunduğu dilekçe ile takip konusu borca itirazından vazgeçtiğinin anlaşılması ve bu itirazdan vazgeçme beyanı karşısında davanın konusuz kalması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı bankanın, müflis şirketin iflas masasına kaydedilmesi gereken alacak miktarının tespiti ve kaydı istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları ve dosyadaki bilirkişi raporuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, genel kredi sözleşmesine kefil olması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve taşınmazı üzerindeki ipoteğin fekki istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin, davalı şirketin kredi işlemlerinden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil ettiği, davacıya kefalet nedeniyle bir ihtarname gönderilmediği ve kefaletten kaynaklanan alacağa ilişkin bir icra takibinin de bulunmadığı, dolayısıyla davacının hukuki yararının olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışırken ilişiği kesilen davalıdan, eğitim masraflarının geri ödenmesi için imzalattırılan taahhütname ve kefalet senetlerinin geçerliliği ve bu senetlere dayalı alacak talebinin kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının ilişiği kesildikten sonra imzaladığı taahhütnamenin hukuki dayanağı bulunmadığı, ilk taahhütname kapsamında ise sadece dil kursu masrafları ve çakışan dönemdeki maaş ödemelerinin talep edilebileceği, mahkemenin ise tüm maaş ödemelerini kapsayacak şekilde hüküm kurduğu ve delilleri eksik değerlendirdiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.