Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet Sözleşmesi”
- Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen "kefalet sözleşmesi" başlıklı belgenin hukuki niteliğinin kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin başlığı "Kefalet Sözleşmesi" olsa da, içeriği incelendiğinde davalının borçlu şirketin akaryakıt borçlarını ödememesi halinde sorumluluk altına girdiği, bu yükümlülüğün asıl borca bağlı olduğu, davalının borçlu şirketin şahsına yönelik bir teminat verdiği, ayrıca kefalet sözleşmesi için öngörülen şekil şartlarından olan kefilin sorumlu olduğu miktarın belirtilmemiş olması gözetilerek, sözleşmenin geçersiz bir kefalet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kredi kartı sözleşmesine eklenen bir teminat beyanının kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Teminat beyanında kullanılan "garanti" ifadesine rağmen, beyanın kredi kartı sözleşmesine doğrudan bağlı olması, teminat verenin asıl borçlunun sorumluluğunu üstlenmesi, bağımsız bir borç yüklenilmemiş olması ve teminat verenin menfaatinin bulunmaması gibi hususlar, kefalet sözleşmesi unsurlarını oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefilin, şekle aykırı kefalet sözleşmesinin geçerliliğini kabul etmesi durumunda, mahkemenin bu aykırılığı re'sen gözetip gözetmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde TBK m. 583’te aranan şekil şartlarına uyulmamasının sözleşmeyi kesin hükümsüz kıldığı, kefilin geçerlilik kabulünün bu hükümsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı ve hâkimin bu durumu re'sen gözetmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinde kefalet tarihini içeren şekil şartlarına uyulmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı ve davacı lehine verilen kısmi kabul kararının, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince bozulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde Kanunen aranan şekil şartlarının bulunmaması halinde sözleşmenin geçersiz olacağı ve hakimin bunu re'sen göz önünde bulundurması gerektiği, ancak bu hususun kamu düzeninden olmadığı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı durumda, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin aleyhe hüküm verme yasağını ihlal ettiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi geri ödeme kefalet sözleşmeleri kapsamında, borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerden kaynaklanan borçlardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefilin, nakdi kredi için kefalet sözleşmesinde belirtilen miktar kadar sorumluluğu bulunduğu, ödemeyi gerçekleştirdiği için bakiye borçtan sorumlu olmadığı, gayri nakdi kredi için ise, kefalet sözleşmesinin dayanağı olan protokol hükümleri ve dürüstlük kuralı gözetilerek, teminat mektubu şeklindeki kredi kullandırımının kefalet kapsamında olduğu ve davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Eş rızası olmadan imzalanan kefalet sözleşmesi nedeniyle yapılan ödemelerin iadesi ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Eş rızası olmadan imzalanan kefalet sözleşmesinin geçersiz olması ve davacının geçersiz bir kefalet sözleşmesi nedeniyle yaptığı ödemeleri geri isteyebileceği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacının menfi tespit ve sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade taleplerini kabulüne ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve Yargıtay tarafından da bu kararın hukuka uygun bulunarak onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefillerin, davacı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektuplarının bedellerini depo etme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, kefilin asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde sorumlu olmayı taahhüt ettiği bir sözleşme türü olduğu, somut olayda ise kefillerin, genel kredi sözleşmesinde açıkça teminat mektubu bedelini depo etme yükümlülüğü altına girmedikleri, bu yükümlülüğün asıl borçluya ait olduğu gözetilerek, davalı kefiller yönünden davanın reddine dair verilen direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bonoda aval veren eş için, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalet sözleşmesinde eş rızası şartını düzenleyen hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Avalin kambiyo senetlerine özgü bağımsız bir teminat türü olduğu, Türk Ticaret Kanunu'nda özel olarak düzenlendiği ve ticari hayatın hız ve güven gerekleri gözetilerek, kefalet sözleşmesinden farklı olarak avalde eş rızası aranmaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kefilin sorumlu olduğu sürenin kefalet sözleşmesinde el yazısıyla belirtilmemesi halinde kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması durumunda bu hususların el yazısıyla belirtilmesi şartının, kefilin sorumlu olduğu süreyi kapsamadığı ve belirli süreli kira sözleşmelerinde kefalet süresinin kira sözleşmesinin süresiyle sınırlı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kefalet sözleşmesini geçersiz sayan kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların kefalet sorumluluklarının kapsamı ve sona erip ermediği ile alacaklı bankanın talep ettiği miktarın davalı kefillerden tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefillerin, 06.01.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında 14.11.2006 tarihli 300.000 TL'lik teminat mektubu için kefil oldukları, bu mektubun birleşen dava tarihinden önce tazmin edildiği ve davalıların daha sonraki kredi kullanımları için kefalet sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların, davacıya olan borcun ödenmesi için imzaladıkları sözleşmenin kefalet sözleşmesi olup olmadığı ve geçerlilik şartlarını taşıyıp taşımadığı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların imzaladıkları sözleşmenin, içeriği ve tarafların iradeleri dikkate alındığında kefalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, ancak Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarını taşımadığı için geçersiz olduğunun gözetilmesi gerekirken, yerel mahkemece davalıların tek taraflı borç ödeme taahhüdünde bulundukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.