Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kişisel Hakka Dayalı Tapu İptali ve Tescili”
- Uyuşmazlık: Mirasbırakan ile üçüncü kişi arasında yapılan inançlı işlem sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu mirasçılara intikal eden taşınmaz üzerinde, mirasbırakanın diğer mirasçıları tarafından şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan ile davacılar arasında taşınmaz devrini gerektiren geçerli bir sözleşmenin bulunmaması, davacılar tarafından ileri sürülen ve mirasbırakan ile üçüncü kişi arasında yapılan adi yazılı inanç sözleşmesinin davacılar açısından resmi şekil şartını taşımaması ve mülkiyet devrine hukuki sebep oluşturmaması, inançlı işlem sözleşmesine dayalı önceki iptal-tescil kararının mirasbırakana mülkiyeti iade etmesi dışında bir hüküm doğurmaması ve davacılar lehine şahsi bir hak oluşturmaması gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tüketicinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün yükleniciden temlik alınması sebebiyle açtığı tapu iptali ve tescil davasının, Tüketici Mahkemesi'nde mi yoksa genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nde mi görüleceği noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, konut niteliğindeki taşınmazı ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edindiği ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/c maddesi kapsamında konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarla ilgili işlemlere tüketici hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği, ayrıca 23. maddesi gereğince de bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi'nde bakılacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak açılıp sonradan ıslah ile talep sonucunun tazminata dönüştürüldüğü ve para alacağına hükmedilen kararın kesinleşmeden ilâmlı icraya konulup konulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Takibe konu ilâmın, taşınmazın aynına ilişkin bir hak tesis etmeyip yalnızca mal varlığında değişiklik meydana getirecek nitelikte bir para alacağına ilişkin olması ve kararın icrası halinde tapu sicilinde herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek kalmaması gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında davalı Hazine'nin pasif husumetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında mülkiyet hakkının devri talep edildiğinden ve Hazine tapuda kayıtlı malik olarak göründüğünden, Hazine'nin davalı olarak bulunmasının usule uygun olduğu ve pasif husumet itirazının yerinde olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının talebinin satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mi, yoksa adi yazılı satış sözleşmesine dayalı zilyetlik ve iyiniyet iddiasıyla TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil mi olduğu ve buna göre davanın reddine ilişkin kararın doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Olayları açıklamanın taraflara, hukuki nitelendirmenin ise hakime ait olduğu, davacının tapu iptali ve tescil talebinde bulunurken adi yazılı satış sözleşmesi yanında zilyetlik ve iyiniyet iddiasına dayanarak TMK’nın 724. maddesine dayalı temliken tescil koşullarının da mevcut olduğunu belirttiği gözetilerek, davanın TMK'nın 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacının taşınmazları satın aldığı tarihte tescilin yolsuz olduğunu bilip bilmediği ve bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmazları satın aldığı sırada, hem mirasçıların vekili hem de şirket ortağı olan kişiler aracılığıyla işlem yapması, taşınmazların tescil edildiği gün ve aynı resmi senetle devralınması, şirketin emlak ve ormancılık işiyle uğraşıyor olması ve bu nedenle gerekli özeni göstererek yolsuz tescili bilebilecek durumda olması gibi hususlar nazara alınarak davacının iyiniyetli olmadığı ve tapu kaydının yolsuzluğunu bilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yüklenicinin temliki nedeniyle kazanılan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil talebi ile olmadığı takdirde tazminat istemi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, inşaatın fiziki seviyesi, eksik işlerin bedeli ve yapı kullanım izin belgesi gibi hususlar değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek davacı yararına bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların miras payı bulunduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ketmi verese iddiası karşısında hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların mirasçı oldukları gizlenerek (ketmi verese) kadastro tespitinin yapıldığı ve bu durumun kadastrodan sonraki bir sebep değil, kadastronun kendisiyle ortaya çıktığı, dolayısıyla hak düşürücü süre uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Önceden orman niteliğinde olan bir taşınmazın kadastro ile tespit ve tescil edilip akabinde davacı tarafından satın alınması, sonrasında ise kamu malı niteliğinde olduğu gerekçesiyle Hazine adına tescil edilmesi üzerine, davacının zararını hangi hukuki nedene dayanarak talep edebileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasındaki satış sözleşmesinin geçerli olduğu, taşınmazın üçüncü bir kişi tarafından satım anından önceki bir ayni hakka dayanarak alıcının elinden alınmasının zapt durumunu oluşturduğu ve bu durumun satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğunu doğurduğu, dolayısıyla davacının gerçek ve güncel müspet zararının hükmedilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün üçüncü kişiye temliki sonrasında, üçüncü kişinin tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yüklenicinin inşaatı reddedilemeyecek oranda tamamlamış olması ve iskan almış olması, adi yazılı temlik sözleşmesinin geçerliliğini sağlayacağından, davacının yükleniciye olan borcunu ve arsa sahibine karşı yüklenicinin eksik işlerinin bedelini ödemesi karşılığında tapu iptali ve tescil talebinin birlikte ifa kuralı gözetilerek karara bağlanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki hakkını dava devam ederken noterde düzenlenen alacağın devri sözleşmesi ile devretmesi üzerine, temlik alanın HMK m. 125/2 uyarınca davada davacı yerine geçip geçemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz mülkiyetinin devri, tapu siciline tescil ile gerçekleştiğinden ve tapu iptali ve tescil davasında davacının henüz tapuda malik olmadığı taşınmaz üzerindeki hakkını, dava devam ederken alacağın devri yoluyla devretmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle temlik alanın davacı yerine geçemeyeceği ve hakkında hüküm kurulamayacağı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.