Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kredi”
- Uyuşmazlık: Sanığın, başkası adına düzenlediği sahte belgelerle kredi kartı edinme eyleminin, sahte kredi kartı üretme suçunun yanında ayrıca özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı ve kullanılmayan kredi kartları bakımından zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kredi kartı sözleşmesi ve eklerindeki sahteciliğin, özel bir suç tipi olarak 5464 sayılı Kanun'da düzenlendiği ve sahte kredi kartı üretme suçunu tükettiği, dolayısıyla ayrıca özel belgede sahtecilik suçunu oluşturmadığı, ancak kullanılmayan kredi kartlarının sanıkla bağlantısının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilirliğinin araştırılmamış olması nedeniyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinde tahsil harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki istisnanın bankaların, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılmak üzere *temin edilen* kredilere ilişkin işlemleri kapsadığı, bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kuruluşlarından temin ettikleri kredileri genel kredi sözleşmesiyle kullandırmaları halinde bu istisnadan faydalanamayacakları, dolayısıyla somut olaydaki icra takibinin tahsil harcından muaf olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi geri ödeme kefalet sözleşmeleri kapsamında, borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerden kaynaklanan borçlardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefilin, nakdi kredi için kefalet sözleşmesinde belirtilen miktar kadar sorumluluğu bulunduğu, ödemeyi gerçekleştirdiği için bakiye borçtan sorumlu olmadığı, gayri nakdi kredi için ise, kefalet sözleşmesinin dayanağı olan protokol hükümleri ve dürüstlük kuralı gözetilerek, teminat mektubu şeklindeki kredi kullandırımının kefalet kapsamında olduğu ve davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinde icra tahsil harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki yargı harçlarından istisna kapsamının bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmesiyle müşterilerine kullandırdıkları kredileri kapsamadığı, dolayısıyla bu kredilerin tahsili için yapılan icra takiplerinde icra tahsil harcının alınmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin ödenmemesi nedeniyle başlattıkları icra takiplerinde yargı harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki istisnanın, bankaların yurt içi veya yurt dışı kredi kuruluşlarından temin ettikleri büyük miktarlı kredilerin kullandırılmasına ilişkin işlemleri kapsadığı, bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin takibi için yapılan icra işlemlerinin bu kapsamda olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında düzenlenen iddianamede sahte kredi kartı üretme suçu varken, mahkemece sahte kredi kartı kullanma suçundan hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İddianamede sanığın sahte kimlikle kredi kartı aldığı ve işlemlerin katılan adına yapıldığı belirtilmiş ancak sahte kredi kartını kullanarak yarar sağladığına dair bir anlatım bulunmadığından, sanığın eyleminin TCK 245/2’de düzenlenen sahte kredi kartı üretme suçu kapsamında olduğu, mahkemenin iddianamede belirtilen suçla bağlı olması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tüketicinin kullandığı konut kredisinin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. maddesi kapsamında bağlı kredi olup olmadığı ve buna bağlı olarak bankanın, teslim edilmeyen konut nedeniyle ödenen kredi anapara ve faizinden sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kredi verenin, belirli bir konut projesi için, satıcı firma ile protokol imzalayarak, satış ofisinde stant açması ve reklamlarında bankanın logosunun bulunması gibi durumlar, kredinin "bağlı kredi" olarak değerlendirilmesini gerektirmiş ve bu nedenle bankanın, konutun teslim edilmemesinden dolayı, satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bankanın sorumluluk miktarının tespiti için bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, başkasına ait kimlik bilgileriyle kredi kartı başvurusunda bulunarak kartı elde etmesi ve kullanması suretiyle işlediği fiillerin, TCK'nın 245/2. ve 245/3. maddeleri kapsamında ayrı ayrı suçları mı yoksa tek bir suçu mu oluşturduğu, ayrıca sahte nüfus cüzdanı kullanarak kart edinmesinin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sahte kredi kartı üretme eyleminin, sahte kartı kullanarak yarar sağlama suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği, sahteciliğin banka veya kredi kartında yapılması gerektiği, kredi kartı sözleşmesindeki sahteciliğin ise 5464 sayılı Kanun'un 37/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve somut olayda sahte nüfus cüzdanının resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacak şekilde aldatıcı niteliğinin kanıtlanamadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazlarının değişik gerekçelerle kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinde tahsil harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123. maddesindeki harç istisnasının, bankaların kendi öz kaynakları veya diğer kredi kuruluşlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmesine ilişkin icra takiplerindeki tahsil harcını kapsamadığı gözetilerek, icra memurluğunun tahsil harcı almasına ilişkin işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte kimlikle bankalardan kredi kartı alması eyleminin hangi suçu oluşturduğu ve TCK 245/2 ve 245/3. maddelerinin birlikte uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sahte kimlikle bankalara başvurup kredi kartı düzenletme ve bu kartları kullanarak yarar sağlama eylemlerinin ayrı suçlar olarak değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla sanığın hem TCK'nın 245/2. maddesindeki sahte banka veya kredi kartı üretme suçundan hem de 245/3. maddesindeki sahte kartı kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği, ancak kredi kartı sözleşmesinde sahtecilik yapma eyleminin sahte kredi kartı üretme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, satın aldığı konutun teslim edilmemesi sebebiyle, satıcı firma ile birlikte kredi veren bankaya karşı açtığı sözleşmenin feshi, bağlı kredi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen paranın iadesi davasında, bankanın bağlı kredi ilişkisinden sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı satıcı firmanın kredi sözleşmesine kefil olması nedeniyle kullanılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu ve bankanın da bu sorumluluktan kurtulamayacağı gözetilerek, davalı bankanın karar düzeltme talebi reddedilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.