Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kredi Tahsili”
- Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinde icra tahsil harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki yargı harçlarından istisna kapsamının bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmesiyle müşterilerine kullandırdıkları kredileri kapsamadığı, dolayısıyla bu kredilerin tahsili için yapılan icra takiplerinde icra tahsil harcının alınmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bankaların, genel kredi sözleşmesi ile müşterilerine kullandırdıkları kredilerin tahsili için başlattıkları icra takiplerinde icra tahsil harcından muaf olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankaların Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesinde düzenlenen yargı harçlarından istisna tutulma keyfiyetinin dar yorumlanması ve bu kapsama genel kredi sözleşmeleri ile kullandırılan kredilerin tahsili için açılan icra takiplerinde ödenmesi gereken icra tahsil harcının girmemesi, icra takibinde tahsil edilen alacak üzerinden icra memuru tarafından bankadan tahsil harcı alınmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bankanın hakim hissedarları ve yöneticileri tarafından gerçekleştirilen bir dizi kredi kullandırma, avans verme ve teminat mektubu düzenleme işlemlerinin zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığı ve bu suçtan dolayı sanıklar hakkında eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine Müsteşarlığının bankanın hakim hissedarlarına ait şirketlere kredi kullandırılmaması yönündeki talimatlarına rağmen, sanıkların banka kaynaklarını zimmet kastıyla bu şirketlere aktardıkları, kredilerin geri ödenmeyeceğinin bilinmesine rağmen temdit edildiği, yeterli ve gerçek bir teminat alınmadığı, verilen kredilerin banka zararıyla sonuçlandığı, tüm bu hususların dosya kapsamından anlaşıldığı ve ek bir araştırma gerektirmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmünün Özel Dairece incelenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, Pamukbank'ta görevli oldukları dönemde gerçekleştirdikleri bir dizi kredi kullandırma, avans verme ve teminat sağlama işlemlerinin zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığı ve bu eylemlerin hukuki niteliğinin ne olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, Hazine Müsteşarlığı'nın uyarılarına rağmen kredibiliteleri bulunmayan veya şüpheli olan firmalara kredi kullandırmaları, avans vermeleri ve teminat sağlamaları, bankanın kaynaklarını zimmete geçirme kastıyla hareket ettiklerini gösterdiğinden, eylemlerinin zincirleme suç hükümleri uyarınca basit zimmet suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bankalarca kullandırılan kredilerin icrası yoluyla tahsili işlemlerinde icra tahsil harcının alınıp alınmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123. maddesindeki istisna hükmünün, bankaların genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin tahsili için yapılan icra takiplerini kapsamadığı, bu nedenle icra tahsil harcının alınmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin tahsili için başlattıkları icra takiplerinde Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki istisnadan faydalanıp faydalanamayacakları.
Gerekçe ve Sonuç: Bankaların, Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesinde düzenlenen harç istisnasından, yalnızca kendilerine kullandırılmak üzere temin ettikleri belirli nitelikteki kredilerin tahsili için yapılan takiplerde faydalanabileceği, genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterilerine kullandırdıkları kredilerin takiplerinde ise bu istisnanın uygulanmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredinin erken kapatılması nedeniyle tahsil edilen erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı ve miktarının nasıl belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde imzalanan genel kredi sözleşmesinde erken kapama ücreti oranının belirlenmemiş olması ve hesaplama yönteminin belirsizliğe yol açması, bankanın erken kapama talebini kabul etmesiyle faiz kaybı yaşamayacağı, ayrıca alacağına vadeden önce kavuşarak kredi riskini bertaraf edeceği, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek, diğer bankaların benzer kredilerde uyguladığı erken kapama oranları da değerlendirilerek, tahsil edilen erken kapama ücretinin bankacılık uygulamalarına ve TMK m.2'ye uygunluğunun tespiti gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinde icra tahsil harcından muaf olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Harçlar Kanunu'nun 123. maddesindeki harç istisnasının, bankaların kendi öz kaynakları veya diğer kredi kuruluşlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredileri kapsamadığı, bu nedenle icra takibi sonucu tahsil edilen miktar üzerinden icra tahsil harcının alınmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Banka tarafından murise kullandırılan tüketici kredisi nedeniyle açılan alacak davalarında, muris ile yapılan hayat sigortasına ilişkin olarak hukuki yolların tüketilmesinin aranıp aranmayacağı ve bankanın mirasçılara veya sigortaya başvuru konusunda seçimlik hakkının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık vardır.
Gerekçe ve Sonuç: Hayat sigortalı kredi sözleşmelerinde bankanın öncelikle sigortadan alacağını talep etmesinin gerekliliği ve mirasçılara ancak poliçe limitini aşan kısım için başvurabileceği, aksi halde dürüstlük kuralına aykırı davranılmış olacağı ve davanın erken açılmış dava olarak usulden reddedilmesi gerektiği gözetilerek, uyuşmazlığın bu doğrultuda giderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borca itiraz edilen bir icra takibinde, takibe konu bonoların kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği ve bu durumun borca itirazın kabulünü gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bonoların üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmaması, alacaklı vekilinin bonoların kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğine dair beyanının teminat amacıyla verildiği anlamına gelmemesi ve borçlunun bonoların teminat senedi olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.