Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kullanmak İçin Bulundurma”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan davada, bozma öncesi kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen cezanın, bozma sonrası uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen cezaya nazaran sanık lehine bir kazanılmış hak olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İddianamede sadece uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yer verildiği, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin herhangi bir iddia ve isnat bulunmadığı, bu suçtan dava açılmadığı ve iddianame kapsamındaki eylemin bu suça dönüşme ihtimalinin de bulunmadığı gözetilerek, ilk hükümde sanık lehine uygulanan cezanın kazanılmış hak olarak değerlendirilemeyeceği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin uyuşturucu madde ticareti mi yoksa kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturduğu hususunda yerel mahkeme ile özel daire arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'ın bir kısım eylemlerinin tanık beyanları ve uyuşturucu maddenin içeriği gibi unsurlar doğrultusunda uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğu, diğer bir kısım eylemlerinde ise mahkumiyete yeter şüpheden uzak delil bulunmadığı, sanık ...'ın ise uyuşturucu madde ticaretine iştirak ettiği ve eylemlerin nitelendirilmesinde TCK'nın ilgili maddelerinin uygulama koşullarının gözetilmediği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat kararı verildikten sonra, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan da ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı ve TCK'nın 192. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin hangi fıkrasının uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın uyuşturucu maddeyi başkasına satma kastıyla bulundurduğuna dair delil bulunmaması, maddenin miktarının kişisel kullanım sınırları içerisinde olması ve sanığın kendi suçunu ortaya çıkarmaya yönelik davranışı TCK'nın 192/3. maddesi kapsamında değerlendirilerek eksik araştırma yapılmadığı ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu mu yoksa kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıktan ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarının az olması, satma veya başkasına verme kastına dair yeterli delil bulunmaması ve yerel mahkemenin gerekçesinin varsayıma dayanması gözetilerek, eylemin TCK 191/1'de düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti mi yoksa kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarının azlığı, ticaret eylemine ilişkin yeterli delil bulunmaması ve tanığın beyanından dönmesi gibi hususlar gözetilerek, sanığın eyleminin TCK 191'de düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, infaz kurumuna yasak eşya sokma suçuna teşebbüs eden ve kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran başka bir sanığın suçunu ortaya çıkarması nedeniyle TCK'nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İnfaz kurumuna yasak eşya sokma suçu, TCK'nın 192/3. maddesinde sayılan suçlardan olmadığı, ayrıca sanığın ortaya çıkardığı suç ile kendi işlediği uyuşturucu ticareti yapma suçu arasında bir denklik ilişkisi veya sanığın ortaya çıkardığı suçun daha ağır nitelikte bir suç olmadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanması gerektiği yönündeki itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın evinde ele geçirilen uyuşturucu madde nedeniyle eyleminin uyuşturucu madde ticareti mi yoksa kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu mu oluşturduğu ve sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın evinde bulunan uyuşturucu maddenin miktarının kişisel kullanım sınırları içerisinde kalması, satışa yönelik emarelerin bulunmaması ve sanığın ikrarının kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet etmesi gözetilerek, eylemin TCK 191/1’de düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ve TCK 192/3’teki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği kabul edilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu mu yoksa kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı, maddenin tek parça halinde ele geçirilmesi, evinde uyuşturucu madde ticaretiyle ilişkilendirilebilecek başka delillerin bulunmaması ve sanığın uyuşturucu kullanmadığına dair savunması ve tıbbi rapor birlikte değerlendirildiğinde, eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hukuki kesinti olmadan aynı mahkemede farklı tarihlerde işlenen aynı mahiyetteki suçlar nedeniyle verilen ayrı mahkûmiyet kararlarına karşı yapılan kanun yararına bozma talebinin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında aynı mahkemeye farklı tarihlerde açılan iki ayrı dava dosyasında, suç tarihleri arasında hukuki kesinti bulunmaması, suçların aynı mahiyette olması ve dosyaların aynı mahkemede olması sebebiyle yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacağı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi için dosyaların birleştirilmesi gerektiği hususunun kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aracında ele geçirilen uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım için mi yoksa ticaret amacıyla mı bulundurulduğunun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın uyuşturucu kullandığına dair beyanı, kan ve idrarında esrar etken maddesinin bulunması, ele geçirilen uyuşturucu miktarının kullanım sınırları içinde kalması ve ticarete yönelik eylemine dair kesin delil bulunmaması gözetilerek, eyleminin TCK 191 uyarınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına dair Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanığın hapis cezasıyla cezalandırılmasına karşın, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 6. fıkrasındaki “bu suç” ibaresinin yargılama konusu suçu ifade ettiği, sanık hakkında daha önce aynı suçtan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine karar verilmiş ve sanığın bu tedbirlere uymadığı tespit edildiğinden, yerel mahkemenin sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yer olmadığına dair kararının gerekçesinin kanuni ve yeterli olduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.