Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Müşterek ve Müteselsil Sorumluluk”
- Uyuşmazlık: İş kazası nedeniyle açılan tazminat davasında, davalının müteselsil sorumluluğunun olup olmadığı ve varsa hangi kusur oranı üzerinden hesaplama yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava dışı üçüncü kişinin kusurundan da sorumlu olan davalı işverene karşı açtığı davanın müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandığı ve iş kazasından kaynaklanan zararın tamamından davalı işverenin sorumlu olduğu gözetilerek, davacının müterafik kusuru düşüldükten sonra kalan %60 kusur oranı üzerinden maddi tazminat hesabı yapılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu vefat eden sigortalının işe giriş bildirgesinin işveren tarafından süresinde verilmemesi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücu davasında, işveren dışındaki diğer kusurlu olan davalıların da 506 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamındaki kusursuz sorumluluktan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 10. maddesinin, işverenin sigortalı çalıştırmaya başlama bildirimini süresinde yapmaması halinde uygulanacak bir yaptırım hükmü olduğu, iş kazasının oluşumunda kusuru olan diğer davalıların ise 26. maddedeki kusurlu sorumluluk hükümlerine göre sorumlu tutulması gerektiği, 10. madde kapsamında işverene yüklenen kusurun diğer davalılara yansıtılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazineye ait kum ocaklarından izinsiz çıkarılan malzeme nedeniyle, haksız fiil sorumluluğu temelinde tazminat davası açılması ve aynı konuda belediyeler aleyhine açılmış sözleşmeye dayalı davaların bulunmasının mükerrerlik oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine’nin, kum ocaklarından izinsiz malzeme alan davalı şirkete karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanarak dava açabileceği, aynı zarara ilişkin olarak belediyeler aleyhine açılan sözleşmesel davaların varlığının haksız fiile dayalı bu davaya engel teşkil etmeyeceği ve zararın tamamının tahsiline kadar tüm sorumluların müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Rücuen tazminat davasının yargı yolu bakımından adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı çözümlenmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Asıl davada istem konusu yapılan tazminat alacağı idarenin hizmet kusurundan kaynaklansa bile, idarenin kusur oranına isabet eden tazminat miktarının davacı tarafından ödenmesi nedeniyle taraflar arasında özel hukuktan doğan bir alacak-borç ilişkisi kurulduğu, rücu davasının dayanağını müteselsil sorumluluğun iç ilişkideki yansımasının oluşturduğu ve tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan eldeki rücu davasının Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu oluşan maddi tazminat davasında, davalı işverenin temyizi üzerine bozma kararı verilip mahkemece daha yüksek bir tazminata hükmedilmesi üzerine, davalı lehine usulü kazanılmış hak ihlali olup olmadığı ve ek dava ile istenen tazminat kısmı için zamanaşımının dolup dolmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin ilk kararında hükmedilen tazminat miktarının davalı işveren tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ın bozma kararı vermesi ve sonrasında mahkemenin daha yüksek bir tazminata hükmetmesinin, davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hakkı ihlal ettiği, ayrıca maluliyet oranı ve ücrete göre dava konusu miktarın değişmesi nedeniyle önceki karar miktarının usulü kazanılmış hak oluşturmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alt işverene karşı açılan davanın, asıl işverene karşı da zamanaşımını kesip kesmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca asıl işverenin alt işverenin işçilerine karşı olan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte müteselsil sorumlu olması, eksik teselsül hükümlerine tabi olduğundan ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 134. maddesinin eksik teselsül durumlarında uygulanamayacağından, alt işverene karşı açılan davanın asıl işveren yönünden zamanaşımını kesmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasında, davalıların müteselsil sorumluluğunun kapsamı ve dava dışı üçüncü kişinin kusurunun davalıların sorumluluğuna etkisi.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın müteselsil sorumluluk esasına dayalı olarak açıldığı, haksız fiilde müteselsil sorumluluk hükümleri ve Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. ve 88. maddeleri gözetilerek, davalıların davacının kusur oranı düşüldükten sonra kalan zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Alt işverene açılan davanın, işçilik alacakları kapsamında asıl işveren yönünden zamanaşımını kesip kesmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asıl işveren ve alt işverenin işçilik alacakları bakımından işçiye karşı sorumluluklarının farklı hukuki sebeplere dayanarak eksik teselsül oluşturması ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 134. maddesinin eksik teselsülde uygulanmaması gözetilerek, alt işverene açılan davanın asıl işveren yönünden zamanaşımını kesmediği ve direnme kararının bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muhtelif iş yerlerinde çalıştıktan sonra ortaya çıkan meslek hastalığı nedeniyle işverenlerin rücuan tazminat davasında müteselsil sorumluluğunun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Meslek hastalığının oluşumunda her işyerinde geçen çalışma süresi ve koşullarının sürekli iş göremezlik oranına etkisi farklı olacağından ve işverenlerin kusurlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı işverenlerin müteselsil sorumluluğa değil kusurları oranında sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.