Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mükerrir.”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği halde, ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmamasının kazanılmış hak teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 58. maddesinin 6. fıkrasının ikinci cümlesinin açık anlatımından, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin yeterli olduğu, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine ayrıca hükmolunmamasının ve aleyhe temyiz olmamasının kazanılmış hak oluşturmayacağı, zira mükerrir olan sanık hakkında cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin zorunlu bir sonucu olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Özel Daire'nin düzeltilerek onama kararındaki ilgili eleştirinin çıkarılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İkinci kez mükerrir olmayan hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün ikinci kez mükerrir olmadığı, 5275 sayılı Kanun'un 108. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanabilmesi için hükmün açıkça bu yönde olması gerektiği, tekerrüre esas alınan hükmün bu yönde düzenleme içermemesi gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve hükmün düzeltilerek infazın buna göre yapılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün mükerrir olup olmadığı ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilip çektirilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için öngörülen 3 yıllık sürenin, hükümlünün daha önce aldığı cezanın infaz tarihinden itibaren geçmiş olması ve bu nedenle hükümlünün mükerrir sayılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin mükerrirlere özgü infaz rejimine hükmettiği kısmın bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün ikinci kez mükerrir olup olmadığı ve cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilip çektirilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün daha önce aldığı cezada 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi uygulandığından ve 5275 sayılı Kanun'un 108/3. maddesi gereğince ikinci kez mükerrir sayılamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün ikinci kez mükerrir olup olmadığı ve cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinin doğru olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün tekerrüre esas teşkil eden mahkumiyet kararında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin altıncı fıkrasının uygulanmadığından ikinci kez mükerrir olmadığı, dolayısıyla cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilirken tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasında karşılaşılan diğer problemler.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda açıkça gösterilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının koşullu salıverilme süresini etkileyen bir infaz rejimi olarak düzenlendiği, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetin varlığı halinde infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınması gerektiği ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin denetimli serbestliğin uygulanmasını da kapsadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı, infaz aşamasında tekerrüre esas olabilecek ilamlardan en ağır cezayı içerenin esas alınmasının zorunlu olup olmadığı ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilip ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmamasının kazanılmış hakka konu olup olmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda açıkça gösterilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının koşullu salıverilme süresini etkilediği ve birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülük varsa, infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınması gerektiği, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasını da kapsadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek Özel Daire onama kararındaki ilgili açıklamanın çıkarılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemece sanık hakkında tekerrüre esas alınamayacak bir hükümlülük esas alınarak cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi üzerine, Yargıtay Özel Dairesi'nin kazanılmış hakkı gözeterek en ağır cezayı içeren ilamı tekerrüre esas alıp hatalı gösterilen ilamı çıkararak hükmü düzelterek onamasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında, tekerrüre esas alınamayacak veya en ağır olmayan bir hükümlülük esas alınarak cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi halinde, lehe temyiz bulunsa dahi sanığın bu yanılgılı uygulamadan yararlanmasının önlenmesi ve kazanılmış hakkının korunması amacıyla, en ağır cezayı içeren ilamın tekerrüre esas alınması gerektiği ve koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle eklenecek süreden fazla olamayacağı gözetilerek, Yargıtay Özel Dairesi'nin kararı bozulmuş ve yerel mahkeme hükmü düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mükerrir sanık hakkında TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması kararında, tekerrüre esas alınan tüm ilamların hükümde gösterilmesinin gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümde tekerrüre esas alınan ilamın gösterilmesine gerek olmadığı, bunun infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınan en ağır cezanın dikkate alınarak değerlendirilebileceği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin sanık hakkında verdiği hapis cezası ve mükerrirlere özgü infaz rejimi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İstinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin verdiği erteli hapis cezasını kaldırarak aynı miktarda hapis cezası verilmesi ve ek olarak TCK'nın 58. maddesindeki mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesinin, sanık aleyhine bir değişiklik oluşturduğu, bu değişikliğin de CMK 286/2-b maddesinde sayılan temyiz edilemeyecek kararlar arasında olmadığı, ayrıca uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğü ile AİHS Ek 7. protokolünün 2. maddesi ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 14/5. maddesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.