Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Müsnet Suç”
- Uyuşmazlık: Yerel Mahkeme hükümlerinin Anayasa'nın 141. ve CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel Mahkeme'nin, bozma kararına rağmen sanıkların eylemlerinin sübutuna ilişkin yeterli ve yasal gerekçe göstermeksizin önceki bozulmuş hükmün gerekçe kısmını tekrarlaması ve mahkumiyet hükmü kurması, Anayasa'nın 141. maddesi ile CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerine aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın banka zimmeti suçunu işleyip işlemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suçu işlediğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, suça konu paranın sanık tarafından zimmete geçirildiği veya sanığın işbirliği ile çalındığı hususunda yeterli kanıt olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün bozulması ve beraatine karar verilmesi onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğinin sabit olup olmadığı, sabit ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından TCK’nın 109/2. maddesinin, zincirleme suç hükümlerinin ve haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, işçileri tarafından hırsızlık olayı ile ilgili olarak mağdurların hukuka aykırı olarak alıkonulmasına ve darp edilmesine ilişkin eylemlere katıldığı, mağdurları darp ettiği ve saçlarını kestiği, bu eylemlerin işkence ve hürriyetten yoksun bırakma suçlarını oluşturduğu, fiilin cebir ve hile kullanılarak işlendiği, ancak zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı ve haksız tahrik hükümlerinden de yararlanamayacağı gözetilerek Özel Daire kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme suçunda haksız tahrik indiriminin uygulanması ve cezanın belirlenmesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Ayrıca, sanıklardan birinin beraati gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi de uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan sanıklara verilen cezanın belirlenmesinde, maktulün eylemlerinin haksız tahriki oluşturduğu ve sanıkların anlık gelişen kastla hareket ettiği gözetilerek, haksız tahrik indiriminin uygulanması ve cezanın makul ve üst sınır arasında belirlenmesi gerektiği, ayrıca sanıklardan birinin eylemine dair yeterli ve kesin delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının reddine ilişkin temyiz incelemesinde, sanıklardan birinin suça iştirak derecesinin doğru belirlenip belirlenmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'in eyleminin, diğer iki sanıkla birlikte kasten öldürme suçunu fail olarak işlemek değil, suça yardım etmek niteliğinde olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı gözetilerek, sanık hakkında fazla ceza tayin edildiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraatine ilişkin hükmün, Yargıtay tarafından bozulmasına rağmen, yerel mahkeme tarafından sanığın beyanı alınmadan direnme kararı verilmesi üzerine, usul hükümlerine uygunluğu tartışması.
Gerekçe ve Sonuç: Aleyhe bozma kararına karşı sanığın savunma hakkının kısıtlanamayacağı ve CMUK 326/2 maddesi gereğince sanığın aleyhine olan bozma kararına karşı beyanının alınmasının zorunlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma, örgüte üye olma ve örgüte yardım etme suçlarının sabit olup olmadığı, örgüt kurma suçunun sabit olmaması halinde sanık hakkında TCK’nın 220/5. maddesi uygulanıp uygulanamayacağı, sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden TCK’nın 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasının isabetli olup olmadığı ve bir sanığın şantaja iştirak edip etmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların telefon görüşmeleri, mağdur ve tanık beyanları ile iletişimin tespit tutanakları birlikte değerlendirildiğinde sanık ...’in suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurduğu, diğer sanıkların da bu örgüte üye oldukları veya örgüte yardım ettikleri, ancak sanıklar ... ve ...’in örgüte üye olduklarına dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu nedenle haklarındaki mahkumiyet hükümlerinin bozulması gerektiği, örgüt üyesi olmayan sanıklar hakkında TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanamayacağı ve bir sanığın şantaja iştirak ettiğinin sabit olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuklar hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan yargılamada eksik araştırma yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun olaydan hemen sonraki ifadesi ile daha sonra sanıkları teşhis ettiği tutanak arasında çelişki olması, mağdurun duruşmada dinlenilmemesi, yüzleştirme veya yeniden teşhis yaptırılmaması nedeniyle eksik araştırma yapıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gizliliğin ihlali suçundan açılan kamu davasında, suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkı bulunan şüphelinin (katılanın) davaya katılıp hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 285. maddesinde düzenlenen gizliliğin ihlali suçunun, masumiyet karinesi ve kişilerin özel hayatına ilişkin bilgilerin gizliliğini koruma altına aldığı, bu hakları ihlal edilen kişinin suçun mağduru sayılacağı ve bu nedenle davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığın kasten öldürme suçundan beraat kararı verilmesine yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılama sürecinin usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, delillerin ve savunmaların değerlendirildiği ve sanığın suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.