Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mahkeme İçi İkrar”
- Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma davasında, boşanma protokolünde yer alan mal rejimi anlaşmasının, mahkeme kararında açıkça yer almaması ve protokolün mahkemece onaylanmamasının, mal rejiminden kaynaklanan taleplerin istenmesine engel olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşanma davasında sunduğu protokol ve beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, bu ikrarın kesin delil sayılacağı, davacının sonradan açtığı davada protokol hükümlerine aykırı talepte bulunmasının dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, davalının başka bir davada verdiği cevap dilekçesindeki beyanının kesin delil niteliğinde mahkeme içi ikrar olup olmadığı ve bu ikrarın 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca aranan yazılı delil niteliğinde sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının boşanma davasında verdiği cevap dilekçesindeki beyanının HUMK m. 236/1 uyarınca mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, bu ikrarın kesin delil olarak diğer davalarda da geçerli sayılacağı ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda aranan yazılı delil niteliğinde bulunduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalının başka bir davada verdiği cevap dilekçesindeki beyanının kesin delil niteliğinde olup olmadığı ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca aranan yazılı delil şartını sağlayıp sağlamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının boşanma davasında verdiği cevap dilekçesindeki beyanının HUMK m. 236/1 uyarınca mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, başka bir davada da kesin delil olarak kullanılabileceği ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda aranan yazılı delil hükmünü karşıladığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının ceza mahkemesinde verdiği ifadenin hukuk mahkemesinde ikrar olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza mahkemesindeki beyanın ikrar niteliğinde olduğu ancak, kesinleşmiş bir diğer ceza mahkemesi kararında tespit edilen ve hukuk hakimini bağlayan maddi olgular ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya havale ile gönderilen paranın harici taşınmaz satış bedeli mi yoksa mevcut bir borcun ifası için mi gönderildiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, paranın gönderildiğini kabul etmekle birlikte, bunun harici taşınmaz satış bedeli olmadığını, daha önceki bir borca karşılık olduğunu iddia etmesi bağlantısız bileşik ikrar olarak değerlendirilerek, ispat yükünün davalıda olduğu ve davalının bu savunmasını kanıtlaması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümlerin bulunmaması nedeniyle davacı tarafından açılan katılma alacağı davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejimi tasfiyesinden feragat ettikleri ve boşanma davası esnasında bu hususta bir talepte bulunmadıkları mahkeme içi ikrar niteliğinde olup kesin delil sayılacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasçılar tarafından vekil tayin edilen kişinin vekâlet görevini kötüye kullanıp kullanmadığı ve miras paylaşımlarında usulsüzlük yapıp yapmadığı hususunda açılan tapu iptali ve tescil davasında, daha önce aynı vekil ve aynı sebebe dayalı olarak açılan ve kesinleşen başka bir davada tanık olarak dinlenen davacıların beyanlarının mahkeme içi ikrar olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bu beyanlara itibar edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Vekâlet görevinin kötüye kullanıldığına yönelik kesinleşmiş bir yargılamada tanık olarak dinlenen davacıların, vekilin işlemlerinin hukuka uygun olduğu yönünde beyanda bulunmamış olması ve bu nedenle söz konusu beyanların mahkeme içi ikrar olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davacıların diğer mirasçı ile aynı resmi senetle vekâleten satış yapmış olmaları nedeniyle vekâlet görevinin kötüye kullanılması olgusunun davacılar yönünden de gerçekleştiğinin kabulü gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı adına ödendiği iddia edilen taşınmaz satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının başka bir davada taşınmaz bedelini ödediğini ikrar etmesinin kesin delil olarak kabul edilmesi ve davacının kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kötü niyet tazminatı dışında düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı ve davacıların başka bir dava dosyasındaki beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların başka dava dosyasındaki beyanlarının mahkeme içi ikrar olarak kabul edilemeyeceği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve davalıların satış işleminde vekalet verenlere yapılan ödemeyi veya taksim sözleşmesini kanıtlayamadıkları gözetilerek istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.