Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Malûllük Aylığı”
- Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b.4 maddesi kapsamında sigortalı olan davacının malûllük aylığı bağlanması için aynı Kanun'un 26. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendindeki koşula tabi olup olmadığı, malûllük aylığı bağlanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacıdan, 05.12.2011 tarihinden sonraki süreye ilişkin sigortalılığının iptal edilmesi isteminin bulunup bulunmadığının sorulup sorulmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 27/3. maddesi gereğince, davacının malûllük aylığı talebinden sonra devam eden ve primi ödenen tarımsal faaliyete dayalı sigortalılığı hususunun Bölge Adliye Mahkemesince incelenmemesi ve davacıdan, bu tarihten sonraki sigortalılığının iptaline ilişkin talebinin olup olmadığının sorulmaması usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının vefat eden eşi ve babasından dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesi uyarınca hem eşinden hem de babasından ölüm aylığı almaya hak kazanan kişilere, tercihine göre yalnızca birinden aylık bağlanacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, vefat eden eşi nedeniyle aldığı ölüm aylığına ek olarak, vefat eden babasından da ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesi uyarınca, hem eşinden hem de babasından ölüm aylığına hak kazanan kişilere, tercihine göre eşinden veya babasından bağlanacak aylığın ödenmesi gerektiği, her iki aylığın aynı anda bağlanmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşen malüliyet aylığı bağlanması kararından sonra, Kurum'un sahte sigortalılık tespiti nedeniyle prim gün sayısını düşürerek aylık bağlamayı reddetmesinin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen malüliyet aylığı bağlanması kararının konusu ile sahte sigortalılık tespiti nedeniyle prim gün sayısının düşürülerek aylık bağlanmasının reddi işleminin konusu ve sebepleri farklı olduğundan kesin hüküm oluşmadığı, bu nedenle sahte sigortalılık iddiası ve askerlik borçlanmasının aylık bağlama koşullarına etkisinin incelenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, ölen eşinin askerlik borçlanma süresinin ölüm aylığı bağlanabilmesi için gereken prim gün sayısına dahil edilip edilemeyeceği hususunda Sosyal Güvenlik Kurumu ile arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın başvurma harcı yatırılmadan açılması ve adli yardım talebinin reddine rağmen harcın tamamlattırılmaması sebebiyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca yöntemince açılmış bir davanın mevcut olmadığı ve bu nedenle direnme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Askerlik borçlanması yapılan sürenin, 5510 sayılı Kanun'un 32/2-a maddesinde belirtilen ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli 900 günlük prim gün sayısına dahil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 32. maddesindeki "her türlü borçlanma süreleri hariç" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığı ve ölüm aylığı bağlanma şartlarını düzenleyen bu hükmün, borçlanma hariç 900 günlük prim ödeme gün sayısının tamamlanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, ölen babası için yaptığı askerlik borçlanma süresinin ölüm aylığı bağlanabilmesi için gereken prim gün sayısına dahil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararında, ilk kararda yer almayan hususların hüküm fıkrasına eklenmesi ve usulüne uygun bir direnme kararı oluşturulmaması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalı eşini kasten öldürmediği mahkeme kararıyla sabit olan davacıya ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının eşini kasten öldürmediği ve kastın aşılması suçu nedeniyle mahkum olduğu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nda ölüm aylığı bağlanmasını engelleyen bir düzenleme olmaması ve hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesinin bu durumda uygulanamayacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre emekli olan TBMM başkanına, 5510 sayılı Kanun'un 43. maddesindeki yaşlılık aylığı düzenlemesinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi uyarınca, kanunun yürürlük tarihinden önce emekli olanlar hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, 5510 sayılı Kanun'un 43. maddesinin geriye yürümeyeceği ve 6270 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemenin de geriye dönük hak talep etmeyi engellediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Askerlik görevi sırasında yaralanan davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığının eksik ödendiği iddiasıyla açılan alacak davasının, adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görülmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesi gereğince, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce 5434 sayılı Kanun'a göre bağlanan aylıklara ilişkin uyuşmazlıklarda, 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu tür uyuşmazlıkların idari yargının görev alanına girmesi gerektiği gözetilerek, iş mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 5434 sayılı Kanun uyarınca bağlanan emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmasının yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 4/c bendi kapsamında sigortalı iken emekli olup, sonrasında 4/b bendi kapsamında serbest avukat olarak çalışmaya başlayan davacıdan, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi ve 30. maddesi uyarınca sosyal güvenlik destek primi kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.