Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Manevi Zarar”
- Uyuşmazlık: Davalının, davacı ...'e yönelik eylemi nedeniyle eşi davacı ... yararına manevi tazminata karar verilip verilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ...’in, engelli eşinin uçağa alınmaması ve çocuklarıyla tek başına yolculuk yapmak zorunda kalması nedeniyle üzüntü duymasının doğal olduğu, ancak bu durumun davacı ...’in kişilik haklarına doğrudan bir saldırı oluşturmadığı ve 6098 sayılı TBK’nin 58. maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilebilmesi için doğrudan doğruya manevi zarara uğranılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından apartman girişine asılan ilanların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat yerine tecavüzün kınanması kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin manevi tazminatın şeklini belirlemede takdir yetkisine sahip olduğu, ancak bu takdir yetkisini kullanırken somut olayın özelliklerini ve objektif kriterleri değerlendirmesi gerektiği, bu durumda ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararının da gözetilerek yerel mahkemenin manevi tazminata hükmetmesinin uygun olduğu değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, manevi zararın giderilmesi için para ile tazminata hükmedilmesi yerine tecavüzün kınanması ile yetinilip yetinilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin 818 sayılı BK'nın 49/3. maddesi (6098 sayılı TBK m. 58/2) uyarınca manevi tazminatın içeriğini belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, bu yetkiyi kullanırken somut olayın özelliklerini ve objektif kriterleri değerlendirmesi gerektiği, yerel mahkemenin davalı hakkında para cezası ile tecavüzün kınanması yerine manevi tazminata hükmetmesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak tazminat miktarının denetimi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından gerçekleştirilen tehdit eylemi sonrasında vefat eden kişinin yakınlarının, ölümle illiyet bağı kurulamaması nedeniyle yansıma yoluyla manevi tazminat talep edip edemeyecekleri.
Gerekçe ve Sonuç: Kişinin ölümünde davalının kusurunun bulunmadığı ve murise karşı gerçekleştirilen tehdit eyleminden dolayı yakınları olan davacıların yansıma yoluyla manevi tazminat isteyemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ayıplı imalat nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle açılan davada, davalı yapı denetim şirketinin manevi tazminat ile sorumlu tutulup tutulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yapı denetim şirketinin sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle davacının manevi tazminat talep edebilmesi için, bu aykırılığın kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olması ve davacının hangi eylemden dolayı kişilik haklarının nasıl zedelendiğini ispatlaması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin kurulup kurulmadığı, kurulmadığı takdirde sözleşme öncesi görüşmelerden kaynaklanan sorumluluk doğup doğmadığı, davalı şirketlerden birinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin sözleşme öncesi görüşmelerde kusurlu davranışları sonucu davacıda sözleşmenin kurulacağı yönünde haklı bir güven oluşmasına rağmen, sözleşmenin akdedilmemesinden kaynaklanan menfi zararın tazmini gerektiği, ancak manevi tazminat koşullarının oluşmadığı ve davalı şirketlerden birinin davaya konu olaylarla ilgisi bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İçinde yabancı madde bulunan ve bir kısmı tüketilen ayıplı üründen dolayı tüketicinin üreticiden manevi tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümleriyle birlikte, ayıplı ürünün tüketilmesinin tüketicinin ruh ve beden sağlığını olumsuz etkilediği ve manevi zarara yol açtığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı, manevi tazminat miktarının Özel Dairece incelenmesi gerektiği hususu dışında onanmıştır. - Uyuşmazlık: İş kazası geçiren sigortalının yakınlarının, sigortalının uğradığı cismani zarar nedeniyle kendilerinin de manevi tazminat talep edip edemeyecekleri.
Gerekçe ve Sonuç: Ağır bedensel zarar veya ölüm hallerinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarının manevi tazminat talep edebilecekleri, ancak olayda sigortalının %38,2 oranında malul kalması ağır bedensel zarar olarak nitelendirilemeyeceğinden, yakınlarının yansıma yoluyla manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu ölüm nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, daha önce açılıp HUMK 409. madde gereğince açılmamış sayılan davada talep edilen miktarın, sonraki davada artırılarak istenmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Manevi tazminatın bölünemez nitelikte olduğu ve ilk davada talep edilen miktarın zarar görenin iradesini ortaya koyduğu gözetilerek, açılmamış sayılan ilk davada beyan edilen miktarın üzerinde manevi tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekilin, müvekkili adına açtığı davaları yetkisizlik kararı sonrası yetkili mahkemeye süresinde başvurmaması nedeniyle müvekkilin manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin ihlalinin tek başına manevi tazminat için yeterli olmadığı, ayrıca kişilik haklarına hukuka aykırı bir saldırı olması ve manevi zararın ispatlanması gerektiği gözetilerek, davacının manevi zararının ispatlanamaması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.