Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Nesep”
- Uyuşmazlık: Davacının, nüfus hanesine 3716 sayılı Kanun uyarınca kaydedilen bir çocuğun, sahte evrakla ve kendi rızası olmadan kaydedildiğini iddia ederek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmesi üzerine, davanın nesebin reddi mi yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı noktasında çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava, sahte belgeye dayalı olarak yapılan nüfus kaydının düzeltilmesi talebi olduğundan nesebin reddi davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle hak düşürücü süreye tabi olmadığı ve eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, ölen babasının nüfusuna, babasının başvurusu ve imzası olmadan 3716 sayılı Kanun gereğince kaydedilen bir çocuğun kaydının iptali için açtığı davanın, nesebin reddi mi yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi mi olduğuna ve buna bağlı olarak davanın süreden reddinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde olduğu, bu tür davalarda hak düşürücü süre olmadığı, ayrıca davanın sonucunun davacının mirasçılık durumunu etkileyeceğinden tüm mirasçıların ve davada adı geçen diğer bir mirasçının da davaya dahil edilmesi gerektiği, ayrıca tarafların delillerinin toplanması ve DNA testi yapılması gerektiği gözetilerek eksik inceleme ve eksik hasımla verilen direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın, soybağının reddi davası mı yoksa Af Kanunu gereğince tescile itiraz davası mı olduğu ve buna bağlı olarak görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu çocuğun, 3716 sayılı Af Kanunu kapsamında yapılan nesep düzeltme bildirimi ile babasının nüfusuna kaydedilmiş olması nedeniyle, davanın soybağının reddi değil, Af Kanunu'na göre yapılan tescile itiraz davası olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerekirken, aile mahkemesince bakılıp soybağının reddi davası olarak nitelendirilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miras bırakanın nüfus kaydının bulunmaması nedeniyle mirasçılık belgesi verilmesi talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hasımsız açılan mirasçılık belgesi davasından verilen kararın şekli anlamda kesin hüküm olsa dahi maddi hukuk yönünden her zaman itiraz edilebilir ve aksine delil ile ispat edilebilir olması gözetilerek, mahkemenin davacının dedesi ile miras bırakan arasındaki nesep ilişkisini kanıtlayan nüfus kayıtlarını yeterli görmeyerek davanın reddine ilişkin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının mirasbırakanın çocuğu olmadığı iddiasına rağmen, nesebin reddi davasının reddedilmiş olması ve mer'i nüfus kayıtlarına göre davalının mirasbırakanın alt soyu olarak görünmesi gözetilerek, mahkemenin mirasçılık belgesinin iptaline karar vermesi doğru görülmemiş ve hüküm kanun yararına bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlat edinme tarihinde davacının gayri sahih nesepli çocuk olması nedeniyle, murisin evlat edinmesinde engel bulunup bulunmadığı ve evlatlık ilişkisinin kaldırılması talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Evlat edinme işleminin yapıldığı tarihte geçerli olan 743 sayılı TMK ve 1086 sayılı HUMK hükümleri uyarınca, evlat edinmeye izin veren mahkemenin görevli olduğu, davacının evlat edinme tarihinde gayri sahih nesepli çocuk olması sebebiyle murisin evlat edinmesine engel bir durumun olmadığı ve davacının evlatlık ilişkisinin kaldırılması talebinde bulunabileceği yasal bir dayanağın bulunmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın, nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı yoksa nesep (soybağı) davası mı olduğu ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi yoksa Aile Mahkemesi mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, nüfus kaydında görünen anne babanın gerçek anne baba olmadığı ve başka bir hanedeki kişilerin gerçek anne baba oldukları iddialarını içermesi, davanın kabulü halinde davalının kaydının başka bir haneye taşınacak ve yeni bir soybağı kurulacak olması nedeniyle davanın soybağı davası olarak nitelendirilmesi gerektiği ve bu nedenle de görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın soybağının reddi mi yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı olduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve davalı ...'in gerçek anne babası ile soybağının kurulmasının bu davanın konusu olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek, istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.